|
|
'Yüzümüzü dışa çevirdik ilerliyoruz'
Türkiye, 20 yıllık süreçte, güven, istikrar, kararlılık ve disiplin olmaksızın sorunların çözülemeyeceğini çok acı şekilde tecrübe etti. AB ile Türkiye her alanda standartlarımızın daha da yükseleceği bir dönemi başlattı.
Türkiye, 1980 yılına, siyasi ve sosyal krizlerin yanı sıra ekonomik bir krizle de girmiş, 24 Ocak Kararlarıyla da bu krizi aşmayı hedeflemişti. Türkiye ekonomisinde bir milat, ya da bir dönüm noktası olarak tarihe kaydedilen bu dönem, 80'li yıllar boyunca ekonomide bir dizi dönüşüm ve dışa açılma süreciyle devam etti. Sonuçta Türkiye, 1960'lı yıllarda başlayan ithal ikameci ve müdahaleci dönemin ardından iktisadi parametreleri tümden değiştirecek yeni bir yolculuğa çıkmış oldu.
GÜVEN VERMEDEN OLMAZ 20 yıl önce başlayan dışa açılması ekonomik modelin 2000'li yıllara bu şekilde yorgun ve yıpranmış olarak girmesinin ana sebebi, yapısal reformların zamanında gerçekleştirilememesi ve yapısal dönüşümün reformlarla eş zamanlı yapılamamasıdır. Ekonominin her alanında özgürleşmeyi öngören bir modelin benimsenmesine rağmen özelleştirmelerin yapılamaması ve Türkiye ekonomisinin potansiyellerine denk düşecek şekilde bir dünya ekonomisi haline gelememesi, istikrarsızlığı, enflasyonu, işsizliği körüklemiştir. Türkiye, 20 yıllık süreçte, güven, istikrar, kararlılık ve disiplin olmaksızın sorunların çözülemeyeceğini çok acı şekilde tecrübe etmiştir. Aynı zamanda ekonomide köklü yapısal reformların bir an önce yapılması, bu reformların siyasi reformlarla desteklenmesi gerekliliği de hükümetimiz tarafından göz önünde bulundurulmuştur. 20 yıllık süreçte dışa açılma mücadelesi veren Türkiye ekonomisi, yaşanan aksaklıklar nedeniyle insan unsurunu ihmal etmiş, kalkınmada temel hedefin insanın refah ve mutluluğu ilkesini ne yazık ki ıskalamıştır.
DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ ALİ BABACAN SABAH
|