Şu tütün meselesini bir de benden dinleyin
Hayatımda öğrendiğim ve bakmaya korktuğum şudur: Karsino Embriyonik Antijen. Bu nedir derseniz, kısaca CEA derim. Yani vücuttaki kanser oranını bildiren rakam. Son kontrole gittiğim de benim sevgili CEA, yine 0-10 sınırını aşmış 11.8 olmuş. İçim korkuyla ürperdi!.. Doktorum Sevgili Şükrü Dilege'yi aradım. Bana ilk sorusu "Sigaraya mı başladın?" oldu... Benim "Hayır" dememe fırsat vermeden "Yine sigara içenlerin arasında mısın?" dedi. "Evet, şimdi fena halde pasif içiciyim!" dedim. Bütün korkum sigara uğruna yarısını kaptırdığım akciğerimin öteki yarısını da kaybetmek. Ne de olsa yedeği yok. Değiştirme imkanı (yani akciğer nakli) şu an Türkiye'de deneme safhasında. Durum ciddi ama endişe verici değil. (Doktorlarım Ali Emre Hocam ve Şenal Carıllı kardeşim öyle diyor. Doğan Sarıbeyoğlu hocam ise sanki moral kaynağım.) Efendim konumuz sigara... Ben öyle Reha Muhtar gibi spor olsun diye sigara içmedim. Tek kelimeyle nikotinkoliktim. Sabah iki paket, akşam iki paket en kuvvetli sigara alırdım. Dahası var, bunlar kesmez çantamda puro ve pipom vardı. Hafta sonları da nargile keyfi. Bir gün bıraktım (Bu hikayeyi yazdım ya...) Ama nasıl bıraktım hiç sormayın. Gece yarıları yatağımdan fırlayıp, biraz önce söndürdüğüm sigara nerede diye sayıklamalar mı... Moral bozmayayım ama ben mi bıraktım, yoksa sigara beni mi bıraktı, anlayın işte...
DAMAK ZEVKİM GELİŞTİ Sonrasında ise inanılmaz şeyler oldu. Yıllardır 60 kilo barajını aşmayan vücudum enine genişledi ve 85 kilo sınırına geldiği zaman rejime başladım. İnanılmaz bir damak zevki.. Yemek yiyorum her yediğime, her içtiğim rakıya harika diyorum. (Demek ki sigara ağzımın içini kösele yapmış.) Tek kelime ile sağlıklı bir geriye dönüşe programlandım. Hele o güç.. Yani şu Reha Muhtar'ın bana sorduğu ve benim de ona söylediğim yapmaktan bile zevk aldım" sözüm var ya.. Sevgili Mehmet Barlas bu değişimi, Reha Muhtar'ın üzerine monte etti, yanlış etti. Bu konunun denenmiş kobayı benim. Sevgili Muhtar'ın bu konuya gelmesi için uzun zamana ihtiyacı var. Çünkü Reha'da o göbek varken gerçeği göremez!!!. Elbette sigaradan kurtulduk ama geride bir enkaz da bıraktık. Hasar raporu şuydu: Aşırı sigara içmekten sol akciğer alarm veriyordu. Doktorlar kesip aldılar. Şimdi yarım akciğerle savaşıyoruz. O da tehlikeye girdi. Sebebi de ben değil sigara içenler... İşte bu nedenle benim sigarayı bırakmam o kadar önemli değil. Reha Muhtar'ın da sigarayı bırakması o kadar önemli değil. İsteyen herkes özgür iradesini kullanarak kendisine zarar verebilir. Ama... Özgür irade kullanırken çevreye zarar vermek de ne demek! Nereye gitsem dumanaltı oluyorum. Hangi arkadaşıma uğrasam sanki sigara dumanları altında yaşamayı seviyor. Yanlarına giriyorum öksürmeye başlıyorum... Lokantada sigara içilir mi? Etrafa akıl veriyoruz ya. Bizim TSYD'nin TV salonunda bile fosur fosur sigara içiliyor. Üstelik içenler azınlık. Her neyse efendim... Konuyu dağıtmayalım ve sigaraya hayır diyenlere şu mesajı ileteyim: Yanınızda kimseye sigara içirmeyin! Pardon efendim, asıl konuyu da atladık sanmayın. Bir de şu rakı meselesi var ki... Hani deriz ya... Atatürk'ümüz de az içseydi çok yaşardı dediğimiz şu ilahi su... Bendeniz az içiyordum, şimdi ise sadece koklama kararı aladım. Sakın "Kaçak rakı korkusundan mı?" demeyin. Evet, olabilir... Hani Marie Antoinette'in "Ekmek bulamıyorsanız, pasta yiyin" dediği gibi... Rakı bulamadığım için viskiye geçtim. Üstelik şu köpek öldüren markaya. Önemle duyurulur. MESAJ: Efendim geçen hafta bu sütunlarda şu meşhur şike olayını yazdık diye Fenafiillah'tan yani Bay Uluç'tan bir ton azar işittim. Şimdi tekrarlıyorum. FIAT fabrikaları, sporcusunu Dünya şampiyonu yapmak için FİLA merkez hakem komitesini toptan bağlamış ve suçsuz da... Ben bir Polonyalı güreşçiye teşvik primi vermişim. Bu yaptığım işi de "Vatan sağolsun" diye izah etmişim. Bay Uluç dinle ağam paşam.. Ben sadece o işi değil birçok işi de yaptım. Her yaptığımda "Vatan sağolsun" dedim. Bugün olsun yine yaparım! Ya sen? Beni ihbar mı edersin?
|