Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu....
Çok yakın birisine karşı, özürü zor bir duyarlılık kabahati mi işlemiştim? Hafif bir ürpertiyi andıran duygular peşi sıra gelip geçti... İnce bir burukluk, ağır bir hayıflanma gibi...
*** Ezbere bilmediğim ama yakınlaşmakta olduğunu hissettiğim tarihler vardır. Orhan Veli'nin doğum ve ölüm tarihleri de bu tarihlerden... Geçen gün, "Orhan Veli'nin çay ve kaşarlı simitle anıldığına" dair küçük bir haberi görünce, türbülansa girer gibi oldum. Duygu hafızam bu dönemde Orhan Veli'yle ilgili bir tarih ikazı vermemişti. Burukluk, hayıflanma, pişmanlık bu nedenle art arda sökün ettiler. Çünkü Orhan Veli 13 Nisan 1914'te doğmuştu.
*** Haber şöyleydi: "Türk edebiyatının ünlü şairi Orhan Veli Kanık, doğup büyüdüğü Beykoz'da anıldı. Beykoz Belediyesi'nce düzenlenen anma programı, Orhan Veli Kanık'ın doğup büyüdüğü İshak Ağa Yokuşu'ndaki evinin önünde başladı. Burada şairin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verildi. Daha sonra yürüyerek şairin bazı şiirlerinde ilham kaynağı olan Yalıköy sahiline gelindi. Yalıköy Parkı'nda katılanlara kaşarlı simit ve çay ikram edildi. Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergil ve Tiyatro Sanatçısı Nejat Uygur'un yaptığı konuşmalardan sonra Kanık'ın şiirleri okundu. Bu sırada başlayan yağmur, katılımcılara duygulu anlar yaşattı. Törende 'Bir Garip Adam Orhan Veli Kanık' adlı kitap dağıtıldı."
*** Bu hafıza yanılmasının mahcubiyeti ile Orhan Veli'nin tanıdık yaşam patikalarına yeniden döndüm. Şiir kitaplarını ortalığa yığdım. Yaratıcılarından biri olduğu Garip Şiir Akımı'nı gözden geçirdim. 36 yıllık kısacık ömrünü Beykoz'dan başlayıp, bir gece yarısı ölümüne neden olan Ankara'daki belediye çukuruna kadar gözümün önünden akıtmaya çabaladım.
*** 22 yaşında yayınladığı ilk şiir... 28 sayı çıkardığı Yaprak Dergisi... "İnsanın beş duyusuna değil, kafasına hitap eden" Garip Şiir Akımı'na yazdığı manifesto... Şiiri sokaklara taşıması... Garip Akımı ile Yaprak Dergisi arasında, sanat anlayışındaki değişimler...
*** Ezbere bilinen mısraları... "Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu, Bu derde düşmeden önce."
*** "İstanbul'da Boğaziçi'nde, Bir fakir Orhan Veli'yim; Veli'nin oğluyum, Tarifsiz kederler içinde." Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şeflerinden Mehmet Veli Kanık'ın oğlu Orhan Veli neden "tarifsiz kederler" içindedir? Naif, narin varlığı "ağlarsa" sesini duymayacağımızdan, gözyaşlarına "dokunamayacağımızdan" emindir. Bir yanda "denizi göreceksin sakın şaşırma" diyen bir yaşam kıvancı, bir yanda hiç bitmeyen ince bir sızı...
*** Evet, Orhan Veli'nin doğum gününü hafızamın beni alarmsız bırakması nedeniyle atladım. Bu yazı onun özrüdür. Onca insanın şiirleriyle kederlenip şiiriyle neşelendiği Orhan Veli'ye özrümü bu yazıyla bırakmayıp bir de Aşiyan'daki mezarını ziyaret ederek söz ile tekrarlayacağım.
|