TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, 'Eğer kayıt dışı ekonomi ile kayıtlı ekonomi yarı yarıya olduğu zaman istediğiniz programı yapmanız, hedefleri tutturmanız imkansız' dedi..
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de artık sermaye birikiminin bulunduğunu, kendi burjuvazisinin oluştuğunu belirterek, ''90'lı yıllarda ıskaladığımız, 15 yıldır dile getiremediğimiz 2. kuşak devrimini gerçekleştiriyor olmamız lazım'' dedi.
Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin (EMD), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile İzmit'in Maşukiye beldesi Kartepe mevkiindeki Greenpark Otel'de ortaklaşa gerçekleştirdiği ''Kartepe Ekonomi Zirvesine'' katılan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, çeşitli konulardaki görüşlerini anlatarak, ekonomi muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Hisarcıklıoğlu, 1990'lı yıllarda ıskalanan ve 15 yıldır dile getirilemeyen 2. kuşak devriminin gerçekleştiriliyor olunması gerektiğini söyledi. Bunu sağlamanın birinci ana başlığının, kayıtlı ekonomiye geçiş olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, bu geçişin ise program yapabilmek için önemli olduğunu vurguladı.
''Eğer kayıt dışı ekonomi ile kayıtlı ekonomi yarı yarıya olduğu zaman istediğiniz programı yapmanız, hedefleri tutturmanız imkansız'' diyen Hisarcıklıoğlu, bu nedenle Türkiye'de hedeflerde büyük sapmalar yaşandığına, yüzde 5 olarak öngörülen büyümenin yüzde 9.9 olarak gerçekleştiğine ve bunun sonunda da ''Hormonlu-hormonsuz'' tartışmalarının yapıldığına dikkati çekti.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin büyüdüğünü ama ekonomideki sapmaların altındaki nedenlerden biri olan kayıtsız ekonominin de tavan itibarıyla yüzde 50'lere ulaştığını vurguladı. Bunu, kayıt dışı ekonominin unsurlarının çatı kuruluşunun başında olan bir kişi olarak söylediğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, ancak, Anadolu'daki bütün borsa ve oda başkanlarının kayıtlı ekonomiyi savunduğunu bildirdi.
''KAYITSIZ EKONOMİDE İNSANLAR KORKU ALTINDA''
Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ''Bunun sebebi şu: Birincisi haksız rekabetin önüne geçmek. Çünkü insanlar belli bir değere kavuştuğu zaman kaybetmekten korkuyorlar. Kayıtsız ekonomi de insanlara her an korku altında, maliye korkusu, devlet korkusu, polis korkusu altında yaşama standardı getiriyor.
Kayıtdışılıkta, yapılan rekabette bunu yapan yüzde 18 önde başlıyor. Girişimci, kayıtlı ekonomiye geçmeyi istese bile rekabet şartlarından dolayı geçemiyor. Bu sefer iyiye kötü örnek oluyor. Ayakta kalabilmek için, rekabet edebilmek için iyi de diğerleri ile birlikte dönüyor kayıt dışı ekonomiye.''
Hisarcıklıoğlu, bu durumu felsefi açıdan değerlendirirken, ''şimdi diyorum ki acaba, bizi yıllardır yönetenler sermaye birikimi için belki gözardı mı etti?. Ama sermaye biriktikten sonra da kayıtlı ekonomiye geçilmemesinin altında yatan neden, ülkenin vatandaşlarını daha iyi, daha sakin, tepkisiz bir toplum olarak yönetmek daha kolay da onun için mi?'' diye konuştu.
Kayıtdışılığın Türkiye'de toplumun her kesiminde yaygın olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, ''bugün eğer birisi tapu muamelesi yapıyorsa, Türkiye'de bu iş defolu. Kaçımız tapu muamelesi yaptık da normal değerinden gösterdik? O zaman bu ülkede ne oluyor? En üstten en alta kadar herkes defolu...'' dedi.
İnsanlarda bir defo olduğu zaman kendilerini korkuların sardığını, fazla konuşması halinde, ''Acaba şu benim maliki bulunduğum dairenin tapu muamelesine birisi bakar mı?'' diye düşündüğünü belirten Hisarcıklıoğlu, bu durumda da kimsenin hakkını arayamayacağına, istediğini soramayacağına dikkati çekti.
Kayıtdışılıkta meselenin bir sistem sorunu olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, kendilerinin meselesi ve kavgalarının sistemle olduğunu söyledi.
Detayla bir kavgalarının bulunmadığını belirten Hisarcıklıoğlu, sistemi bozan ve deforme eden şeyin ise kayıt dışı ekonomi olduğunu söyledi.
İstenildiği kadar iyi bir kanun çıkarılsın, bunun uygulanmaması halinde bir öneminin bulunmadığını anlatan Hisarcıklıoğlu, bugün karşılıksız çeklerin yüzde kaçının hukuk sistemi içinde tahsil edilebildiğini sordu ve bu çeklerin yüzde 50'sinin kayıt dışı olduğu yanıtını verdi.
Dünya Bankası'nın bir raporunda, Türkiye'de en haklı davanın bile 2.9 yılda tamamlandığına işaret edildiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, ''Siz 100 lira alacağınız konusunda haklısınız. Ama bu sistem içinde tahsil etmeniz imkansız'' dedi.
''VERGİ, KAÇAĞI YÜKSELTİYOR''
Konuşmasında vergi kaçağına da değinen Hisarcıklıoğlu, ekonomi okuyanlara daha birinci sınıfta öğretilen şeyin, vergi oranı ne kadar yükseltilir ise kayıt ve kaçağın da o kadar artacağı olduğunu hatırlattı. Hisarcıklıoğlu, bunun bir nimet ve külfet meselesinden kaynaklandığını belirterek, ''Riske gireyim mi girmeyeyim mi? Vergi kaçırmak için işadamı, herkes buna bakıyor'' dedi.
ALMANYA'DAKİ TÜRKLER
Kayıtlı ekonomiye en iyi örnek olarak Almanya'yı gösteren Hisarcıklıoğlu, burada 2.5 milyon Türk vatandaşının yaşadığını ve 3. nesilde 60 bin girişimci çıkarıldığını belirterek, işçi olarak gidenlerin burjuvazi sınıfına doğru geçtiğini ve bunların yılda 35 milyar avro ciro yaptıklarını anlattı. Bunların 350 bin kişilik istihdam yarattığını da ifade eden Hisarcıklıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ben basit bir mantıkla şöyle bir hesap yapıyorum; Diyorum ki, 2.5 milyon insan 35 milyar avro ciro yapıyor. 68 milyon insanın yapmış olduğu GSMH 300 milyar dolar... (Ne olması gerekir) diye baktığımızda 910 milyar dolar çıkıyor. Biz demek ki, kuralların, kurumların hakim olduğu, aynı batılı gelişmiş ülkelerdeki gibi kayıtlı ekonominin bütün unsurlarının çalıştığı bir sistem içinde olursak bizim GSMH'mız da bu olacaktır.''