|
Reçeli de olur turşusu da
|
|
Hem tatlıdır hem de sağlıklı... Turşusundan reçeline, şurubundan konservesine türlü şekilde yiyebileceğiniz meyveler, bu yıl da sofralarınıza lezzet katacak...
Yeni yılınız meyve dolu olsun
Bu meyve dediğimiz şeyin tadına, çiğ hali dışında başka nasıl varabiliriz? "Meyve Ağacından Hikayeler" adlı kitap, reçelinden turşusuna envai çeşit meyveden neler yapılacağını anlatıyor.
2005'in ilk yazısı. Bir safa geldin rengi içermeli. Bu ne ile olur? Tatlı desem diyetisyenlerin hışmına uğramaktan çekinirim. En iyisi meyvelerden yana yüz dönmek... Ne de olsa hem tatlılar hem de doğal! İngilizlerin bitter reçelleri vardır. Gözdem onlardır. Tatlıdırlar. Ama balbadem değil. Öyle bir şey ki yediğiniz meyvedir, tatlıdır. Ve tadındaki mahut acılık ona öyle bir kimlik verir ki size vicdan azabı yüklemez. Yerken "Benim bu tatlıyı yemeğe hakkım var mıydı?" diye, dertlere düşmezsiniz. Yani, kısacası teselli katsayısı" yüksek terkiplerdendir. Nereden icab etti? Anlatalım: Son zamanların en çalışkan "yazarlarından" Tijen İnaltong'un yeni bir kitabını yollamış: Meyve Ağacından Hikayeler, İletişim Yayınları, 328 sahife, İstanbul. Kitap Romalı C. Albinus'la başlıyor. İmparatorun meyve konusundaki inanılmaz oburluğu ile. Aç karnına beş yüz incir, bir sepet şeftali, 10 kavun ve 10 kilo üzümün yanı sıra... yiyebiliyordu." Nasıl? Abartılmış bir tarihin eline düşmüş olsak: Tenzilatı ile bile inanılması güç. İyi ama bugün hemen herkes bu meyve tüketiminin hayrından söz etmekte! Kitabın yazarı da önce bir döküm vermiş. Envai çeşit meyveden. Neredeyse kim hangisini severse buyursun alsın, diye.
SEVİL PORTAKALI Elma, vişne, çilek, şeftali, dut, kiraz, erik, kayısı, incir, ahududu, avokado, armut, muz, kestane, ayva, nar, karpuz, kavun, frenk inciri, üzüm, böğürtlen, likapa (yaban mersini), frenk üzümü, kızılcık, kocayemiş, zeytin... Antep fıstığı, badem, ceviz, çam fıstığı, fındık, pikan cevizi... Turunç, ağaç kavunu, bergamut, greyfurt, kamkat (kumkuat), limon, mandalina, misket limonu, portakal... Ahlar, akdiken, hurma, hünnap, iğde, kuşburnu, menengiç, alıç, ardıç ve andız, çitlembik, demirhindi, gilaburu, güvey feneri, karamuk, karayemiş, keçiboynuzu, meşe palamutu, muşmula, mürver, trabzon hurması, üvez, yaban mersini, yenidünya... Ananas, hindistan cevizi, kivi, mango, papaya... Peki, bu meyve dediğimizi hali ile yeme dışındaki haller nelerdir? Yazar onu da sunmakta: Meyve pişirme/hazırlama/kullanma yolları: Şurupta pişirme, komposto şeklinde haşlama, ızgarada pişirme, fırında pişirme, soteleme, kızartma, püre yapma, karamelize etme, kurutma, konserve yapımı, reçel/marmelat yapımı, şurup yapımı, meyve aromalı şekerler, likör yapımı, pekmez yapımı, turşu yapımı, meyveli süt/yoğurt/ayran, sıcak veya soğuk meyveli içecekler, meyveli dondurmalar. Gelelim gözdemize: Turunca. "Akdeniz'de turunç ağacının tarihçesine bakacak olursak anavatanının Hindistan olduğunu, kimi kaynaklarda ise ilk olarak Malezya'da ortaya çıkıp oradan Hindistan'a göç ettiği görürüz. Avrupa'ya İspanya'nın Seville kentinden yayılmış olması bu acı, çiğ olarak yiyemediğimiz, ancak reçelinden ve şekerlemelerinden tutun da ekşisine kadar vazgeçemediğimiz portakal rengi meyvenin İngilizce'de "Sevil portakalı" (Seville Orange) adıyla anılmasını sağlamıştır." Tek başına yenmese de pek çok liköre aromasını veren turunç, çiçekleriyle de pek çok şaire ilham vermiştir. Baharda güneyli kentleri, kasaba ve köyleri kaplayan narenciye çiçeği kokusu turunçtur.
|