Şair, şiirin nerede?
Sabahın kara karanlığında kalkıyor. Dilinde, akşamdan kalma bir bakır yanığı, geçen günlerin tortusu... Gelecek günlerin umudu... Unutulmuş anların ve anıların yetim, yoksul acısı... Nice yıllar hezarfen harflerin uçurumunda savrulmuş şiirleri, gazete arşivlerinin toza bulanmış ardiyelerinde şimdi... Oysa fotoğraf altlarında kimliğini arayan satır aralarında gizlenmiş değil miydi hepsi? Her sabah uyanır uyanmaz, önce sigarasını yakıyor, ardından acı kahvesini yudumluyor gün ışığının... Ve soruyor şair: - Şiirim nerede? Ama yıllar ve yıllardır alıp başını gitmek isterdi. Gitmek ve hiçbir anın, hiçbir zamanın, hiçbir kimsenin "Şiirin nerede?" diye sormayacağı "kendi" ülkesinde bütün yollarını ve yıllarını yitirmek isterdi bir de... Fakat her sabah aynı yollardan geçiyor. Öğle de öyle... Her akşam yine aynı yollar ve yıllar... O adamlar, sanki Kars'ta imiş, Erzurum'da imiş, Van'da imiş gibi öylece boyunları bükük yol boylarını gözlüyorlar. Şair, her akşam aynı saatte o adamların gölgelerinin ırmağından geçiyor. Öğle, çocuklar düşlerini bezden toplara aktararak oyun oynuyorlar. Şair, her öğle çocukların gökkuşağı renkli düşlerini emziriyor sözcükleriyle... Akşam, kadınlar elleri koyunlarında, sanki Urfa'dan, İzmir'den, Sinop'tan gelmişler gibi, aynı yol boylarında gözbebeklerinin ışığını indiriyorlar karanlığın aynasına... Ve şair, bütün gece o ırmağın gölgesinde, bezden düşlerde, karanlığın aynasında "kendi" ülkesinin "kendi" şiirini arıyor. Peki, ucunda sevdiklerinin sevgisi yoksa nereye çıkıyor yolların menzili? Hangi yıldızın kandilinde çözülüyor düğümü? Hangi suyun alevinde eriyor gurbeti ve sılası? Hangi dağın sevdasında filiz veriyor karasevdası? Üstelik o yolda şair, o yolculukta ömrün yalnızlığınla, hüznünle yol alıyorsa... Sevdan, karasevdana karışmışsa... Acın sevincine... Sevincin dağa ve taşlara, sulara ve yıldızlara karışmışsa... Yollar da sevgiliye, yıllar da ömrü menzil değil mi? Ne diyordu Mevlana: "Birbirine girmiş, zorluklarla dolu müşkiller içinde çetin bir menzil gördüm; gittim, gittim ama ben de bittim." Yıllar da bitecek mi ömrün menzili tükenmeden? O halde sen de sor bu sabah şair: - Şiirim nerede? Sahi şair, sen neredesin? Şiirinin nerede?
|