| |
|
|
Selülitin varsa ölme, örtün!
Nur Çintay A., Radikal'deki yazısının başlığını "Selülitin varsa öl" diye atmış. Gazetelerin magazin sayfalarında yayınlanan ünlü ve güzel kadınlara ait selülitli görüntüleri hatırlattıktan sonra şu uyarıyı seslendirmiş: - Hemen pareonu tak... Selülitli poponu bizden sakla... Gözden ırak ol... Kaybol... Olma... Öl! Selülit 'kirli' addediliyor. Hani Hindistan'daki kast sistemi gibi... Alt kasttan birinin, değil dokunması, gölgesinin dahi onu kirleteceği için yukarı kasttan bir kişinin üstüne düşmemesi gerekirmiş ya... Aynen öyle. Nur Çintay A'ya katılmamak mümkün değil. Nedense magazin basını bu yıl selülitlere takıldı. O hanımlara eşlik eden erkeklerin göbekleri veya gerdanları hiç teşhir edilmezken, kadınların selülitleri en gözde görüntüler. Herhalde bu da, erkek şovenizminin magazine yansıyan başka bir tezahürü. Ama ben Nur Çintay A'nın yerinde olsam, "Bütün kadınlar dırdırcıdır" diyen eşi Emre Aköz Ç'ye destek vereceğim yerde, selülitten dertlenen kadınlara akılcı yollar gösterirdim. Örneğin ixtanbul.com. sitesinde, Prof. Dr. Nazım Durak, 'Liposuction maalesef her zaman doğru yapılmıyor. Eğer derinin altında 1 cm kalınlığında yağ tabakası bırakılmazsa, bir yerden çok, bir yerden az yağ alınırsa, dalgalanmalar ve çukurların meydana gelmesini önleyemezsiniz' diyordu. Aslında bu konuya Reha Muhtar'ın el atıp, bir "Ateş Hattı" yapması gerekiyor galiba.
|