| |
|
|
Eylülde Türkiye beste yarışmasını konuşacak...
Münip Utandı'nın yeni çıkan albümü "Boğaziçi"ni heyecanla disk çalara koydum. Bana göre günümüzde Münir Nurettin Selçuk'u en iyi yorumlayan erkek sanatçılar sıralansa, Münip Utandı ve Adnan Mungan tartışmasız ön sıralara geçer. Ama baktım Münip Utandı, son albümüne hiç Münir Nurettin bestesi koymamış. Daha önceki "Gidem Dedim"de de yoktu. Oysa "Aynalıkavak'tan Kalamış'a" albümünü o sürüklüyordu. "Bitmese Sevgi"de de, bir Hüzzam Münir Nurettin bestesi vardı. Acaba Münir Nurettin Selçuk besteleri için çok yüksek telif istenmesinden mi kaynaklanıyor son albümlerde yer almamaları? Böyle bir iddia kulağıma geldi. Eğer doğru ise, sonunda o unutulmaz besteler, sadece Timur Selçuk'un yorumlamasına kalır. Neticede Münir Nurettin olmasa da, Münip Utandı'nın usta yorumu ile, Itri, Hacı Sadullah Ağa, Hacı Arif Bey, Yesari Asım Arsoy, Mısırlı İbrahim Efendi, bir kez daha hayat bulmuşlar albümde... "Boğaziçi"nde, güftesi Nazım Hikmet'e ait olan Mesut Cemil'in Hicaz şarkısı da var: "Martılar ah eder çırparlar kanat/ Deryalar açılır kat kat/ Gayrı beklemeye kalmadı takat/ Görünsün karşdan İstanbul şehri." Ne güzel bir sunuş yazısı yazmış Alaeddin Yavaşça Münip Utandı için bu albüme. Ve Münip Utandı da ne güzel yorumlamış Yavaşça'nın iki bestesini. Bu albümdeki her biri diğerinden daha güzel besteleri, Utandı'nın usta yorumundan dinlerken hissettim ki, TRT'nin "Alaturka Beste Yarışması"nın başlamasını heyecanla bekliyorum. Bugün yaşayan ve sağlıklarına dua ettiğimiz büyük besteciler, geçmişten günümüze gelen klasiklerden geride değil ki. Neticede Şevki Bey de, Hacı Faik Bey de, ilk bestelerini ustalarına dinletirken, genç olmanın heyecanını yaşamıyorlar mıydı? Mesela bir Avni Anıl şarkısını dinlerken, onun da Hacı Arif Bey gibi, kendine özgü bir farklı üslubu olduğunu hissetmiyor musunuz? Alaturka Beste Yarışması, sanat ufkumuza kimbilir ne yetenekli, yarının klasikleri olacak bestelerin yaratıcılarını getirecektir. TRT yönetimi Türk sanat müziğine olan tutkumun farkına varmış olmalı ki, beni de jüriye davet etmek nezaketini gösterdiler. Bundan önceki bir yarışmada, galiba 1987'de, hem Ayşegül Durukan'ın farkına varmıştım, hem de Osman Babuşçu'nun "Kanımda kıvılcım,canımda ateş/ Dünyama sen ışık verir gibisin/ O asil varlığın meleklere eş/ Cennetten süzülüp gelir gibisin" Nihavent şarkısını "Te re lel le le lel te re lel lel lel li yar" nakaratı ile dilime takmıştım. Katılan bestelerden ön elemeyi geçen 76'sı yarışacak. Bu 76 rakamının nedeni de şu TRT'nin ilk radyosu 1928'de, yani 76 yıl önce kurulup, ilk kez şarkı yayınlamış. Beste yarışması sadece amatörlere değil, ünlü bestekarlara da açık. Bunların besteleri, finale doğrudan katılacak. Yarışma, 10 Eylül'den başlayarak her hafta Cuma akşamı yapılacak. Programın ilk 8 haftası üç ana bölümden oluşacak ve yaklaşk 2 saat sürecek. Her programın ilk bölümünde, usta bestekarlarımızın eserleri Emel Sayın ve Ahmet Özhan ile o gecenin konuk sanatçısı tarafından seslendirilecek. İkinci bölümünde ise, ön elemeleri geçenlerle, davetle doğrudan katılan bestelerden oluşan şarkılar, TRT sanatçıları tarafından seslendirilecek. Son bölümde ise oylama yapılacak. Gelelim değerlendirme biçimine ve ödüllere Her Cuma gecesi 4 şarkı yarı finale kalacak. Yarı finale kalan 32 eser ise, 9'uncu haftadan itibaren, 4 hafta süreyle yarışacak. 13'ncü ve son haftada ise finale kalan 16 eser yarışacak. Sonucu, evlerinde finalleri izleyen seyirciler, şehirlerde oluşturulacak jüriler, ve canlı yayının yapılacağı salondaki 13 kişilik jürinin oyları belirleyecek. 1'nci seçilen eser 50 Milyar TL, 2'nci seçilen eser 35 Milyar TL, 3'ncü seçilen eser 25 Milyar TL ile ödüllendiriliyor.13 eser de 10'ar Milyar TL mansiyon ile ödüllendirilecek.
|