| |
|
|
Herkes eşittir, bazıları daha fazla eşittir...
Hani bir şarkı vardır dilimizde. Hep, "Hukukun Üstünlüğü" şarkısını mırıldanmaz mıyız kendi kendimize? Ama hangi şarkının sözleri gerçek olur ki? Son olarak gündeme gelen "Yargıtay-MİT-Çakıcı" bilmecesinde, hiç de çarpıcı olmayan bir açıklama MİT Müsteşarı'nın ağzından duyuldu. Denildi ki: - Biz Yargıtay'la görüşürüz. En az 50 defa görüştük. Bu acaba, "Devletin yüksek ve gizli menfaatleri söz konusu olduğu zaman, yargının kanunları daha dikkatle yorumlaması için" MİT'in uyarıda bulunup, yol göstermesi anlamına mı geliyor? Yıllar önce tanıdığım bir müteahhidin, iş yaptığı bir yabancı ülkeye açtığı dava vardı yüksek yargı organlarından birinde. Bu müteahhit, davayı kazandı... O ülke bandıralı bir gemiye İstanbul limanında haciz işlemi başlatacaktı. Dava Yargıtay'a gitti Ama "Devlet"ten gelen bir yazı ile, yargı uyarıldı: - O ülkenin gemisinde haciz işlemi başlatıldığı takdirde, aramızdaki ilişkiler zedelenir, deniliyordu yazıda. Kim bilir böyle kaç tane davada hukukun gereği değil, "Devletin Çıkarı" kararlarda etkili olmuştur. Yani hepimiz bilmiyor, görmüyor muyuz? Normal zamanlarda olağan karşılanan davranışlar, sözler, yazılar, "Geçiş Dönemi" gelip çatınca, birden "Suç" olmaz mı? Aynı kanunlar, bakarsınız birden farklı uygulanmaya başlamaz mı? 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinde, anayasa lağvedilmiş, Parlamento ve siyasi partiler kapatılmış ama Anayasa Mahkemesi açık kalmamış mıydı? 28 Şubat post-modern askeri müdahalesinde, yüksek yargıçlara Genelkurmay'da bilinçlendirme brifingleri verilmemiş miydi? Elinizi vicdanınıza koyun. Hangi dava "Siyasi"dir, hangisi siyasi değildir bilebilir misiniz? Ancak bir yargı kararı ile söz konusu olabilecek "İdam", 1999 seçim kampanyasında bir parti tarafından "Öcalan'ı asacağız" şeklinde ele alınmadı mı? Veya Çakıcı'nın Fransa'dan iadesini içeren hukuki anlaşmada, ona pasaport verileceği maddesi yok muydu? Bir davada devletle karşı karşıya iseniz, "Hazine Menfaati"nin, hukuktan daha üstün olacağı endişesi taşımaz mısınız içinizde? Sizin gibi insan ve vatandaş olan bir kişinin, karşınıza "Sen benim kim olduğumu biliyor musun" diyerek çıktığını hiç görmediniz mi? Susurluk'ta kaza yapan araçta, bir arada olmamaları gereken kişilerin isimlerini öğrenince "Burada olur böyle şeyler" diye düşünmediniz mi? Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı seçilmeden önce, Anayasa Mahkemesi Başkanı görevinden istifa etmiş miydi? Ama yine de biz hep o şarkıyı, "Hukukun Üstünlüğü"nü söyler dururuz. Aynı sırada da, "Kanunlar örümcek ağına benzer. Büyük sinekler deler geçer, küçük sinekler yakalanır" demez miyiz içimizden?
|