kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
  » Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Tarıma rekabet geliyor
Tarıma rekabet geliyor
Anlaşmanın temel prensipleri

Tarıma rekabet geliyor


Bu anlaşmanın en önemli yanı tarımdaki destekleri süreç içinde tümüyle ortadan kaldırmayı hedeflemesi. Bu hedefe varıldığında tarım ticareti serbest rekabet şartlarında yürütülecek.

Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ), Cenevre'de 27 Temmuz'da başlayıp 1 Ağustos'ta sona eren ve DTÖ'nun Taylandlı Başkanı Supachi Panitchpakdi'nin "tarihi" olarak nitelediği toplantıda belirlenen Çerçeve Anlaşması'nın Türkiye için önemi ne? Bu sorunun cevabını vermeden önce, DTÖ'nün tarımla ilgili kurumsal hedefini özetleyelim.

NASIL BİR DÜNYA TARIMI?
DTÖ'nün karar alırken oylama yöntemini benimsemeyip, görüş birliği araması da çok önemli bir özelliği. Tarım konusundaki çabaların son toplantıya kadar istenilen yolu alamamasının nedeni de bu. Son toplantıda kabul gören tarım konusundaki "Çerçeve Anlaşma" da çok farklı çıkarlara ve o çıkarlar ardında toplanan üye ülkelere rağmen görüş birliği ile alındı. GATT'ın kendini de feshettiği son müzakere turlarının yapıldığı Urugay toplantısında, tarımı da DTÖ kapsamına aldı. Üyeler, tarım ülkelerinden yapılan ithalatta uyguladıkları gümrükleri indirerek pazara girişi kolaylaştıracaklar, iç üretimdeki destekleri ve ihracata uyguladıkları teşviki azaltacaklar. Kısacası tarım ticaretini serbest rekabet şartları altında yürütecekler. Bunun teknik olarak mümkün olması için üç aşama tespit edilmiş: 1- Pazara giriş 2- İç destekler ve 3- İhracatta sübvansiyonlar. Pazara giriş için varılan anlaşmaya göre, gelişmiş ülkeler altı yıl içinde yüzde 36, gelişme yolundaki ülkeler de on yıl içinde yüzde 24 nispetinde gümrük vergilerinde indirim yapacak. İç desteklere gelince, 1986 ila 1988 yılları arasındaki tarifeler esas alınacak. Gelişmiş ülkeler altı yıl içinde tarıma verdikleri desteklerinde yüzde 20, gelişmekte olan ülkeler ise on yıl içinde yüzde 13.33 oranında indirime gidecek. İç destekler konusunda bir istisna ise asgari desteklerdir. Asgari destek, o malın üretim değerinin Gelişmekte olan ülkelerde yüzde onunu, gelişmiş ülkelerde ise yüzde beşini geçmemesi gerekmektedir. Türkiye'deki destekleme alımları, ürünün üretim değerinin yüzde onunun altında kaldığı için, ülke olarak burada bir sorun yaşamayacağız. İhracat sübvansiyonları da aynen diğer iki konu gibi indirim hedeflidir. Bütçe harcamalarından ve sübvansiyonlardan yararlanan ürün adedinin sınırlanması istenmektedir. Buna göre gelişmiş ülkeler, anlaşma yapıldığından itibaren altı yıl içinde, bütçedeki ihracata yönelik destek harcamalarını yüzde 36, sübvansiyonlardan yararlanan ürün sayısını da yüzde 24 oranında azaltacak. Bu oranlar, Gelişmekte olan ülkeler için ise sırasıyla on yıl içinde yüzde 24 ve yüzde 14'tür. Esas alınacak dönem kimi ülkeler için 1986 ile 1990, bazısı için 1991 ile 1992'dir. DTÖ'nun tarımda, tüm desteklerden arındırılmış son durağa gitmeden önce, acilen hedeflediği çerçeve bundan ibaret. Bu hedefler temel bir mutabakat sağlamış ama herkesin çıkarı farklılaşınca arabayı yola koymak kolay olmamış. Bu nedenle son anlaşmayı arabayı yeniden yola koymak olarak niteleyenler de var. Peki, neden daha bir anlaşma sağlanamadan araba yoldan çıktı: Bunu anlamak için, DTÖ'nün içindeki farklı çıkar gruplarının kısa bir anlatımını yapmak gerekiyor. Bunlar öyle çelişiyor ki Dünya Ticareti'nin ancak yüzde on beşini oluşturan tarımsal ve tarıma dayalı endüstri malları, DTÖ'nün pazarlıklarının yüzde 85'ini oluşturuyor... Çünkü, öncelikle zengin Kuzey ile fakir Güney arasında bir çelişki var... Fakir ülkeler, zenginlerin tarım ihracatında uyguladıkları sübvansiyona son vermesini istiyor. Aynı zamanda endüstriyel ürünlere de pazarlarını açmalarını talep ediyor. Ne ki, çelişki bu kadarla sınırlı değil. Fransa'nın, tüm Avrupa köylülerinin sözcülüğüne soyunmuş, bu nedenle de hem AB'nin tavrını eleştirip, hem de Amerika Birleşik Devletleri'ne muhalif bir duruşu var.

ABD'YE TAVIR VAR
Amerika'ya tavır alanlar sadece AB, Fransa değil. Gelişmekte olan ülkeler arasında da AB muhalifleri var. Karışıklık bu kadarla da bitmiyor. Dünyanın en büyük tarım ithalatçısı ülkeleri birleştiren On'lar Grubu var. Bu grubun içinde İsviçre, Japonya, İsrail, Güney Kore bulunuyor... Bu grup kendileri için hassas olarak niteledikleri ürünler için hem sübvansiyonları, hem de yüksek gümrük duvarlarını savunuyorlar... Örneğin, Japonya'da pirinç ithalatı için uygulanan gümrük duvarı yüzde 500... En büyük tarım ürünü ihracatçıları da On Yedi'ler olarak toplanmış bulunuyor... Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda bunlardan... Bu grup esas olarak ABD'yi hedef almış durumda. Sübvansiyonların ve yüksek korumanın kaldırılmasını istiyorlar. Tarım ürünleri ihracatçısı olan ama On Yedi'ler gibi çok gelişmemiş olanlar da, Yirmi'leri oluşturuyor. Bunların liderliğini dünyanın en büyük soya ve şeker üreticisi olan Brezilya yapıyor. Yirmi'ler de sübvansiyonların tümünün kaldırılmasını istemekte... Diğer gruptan belki de tek farkı gümrük duvarlarının zamana yayılarak kademeli kaldırılmasını istemek. DTÖ tüm bu farklı çıkarları bir Çerçeve Anlaşma içinde toparladı. Anlaşmaya biraz da bu nedenle "tarihi" denmekte. Şimdi geliyoruz dizinin en önemli ve hassas sorusuna, "Türkiye'nin bu gelişmeler ışığında durumu nedir, ne yapmalı, nasıl durmalı?

Yarın: DTÖ kararları ve Türkiye tarımının durumu, geleceği...
DİĞER EKONOMİ HABERLERİ
 Teşvikte suç benim değil Başbakan'ın kendi tercihi
 Kayıtdışı istihdam yüzünden devletin kaybı 13.9 katrilyon
 Petrolde ölümü gösterip sıtmaya razı edecekler
 'Tehdit altındayız, şirketimizin çökmesine seyirci...
 Ünlülerden tüketiciye ders!
 THY'nin bazı uçuşları askıya alınabilir
 IMF'nin kayıp 4.8 milyar doları Rus barona gitmiş
 Meclis'te ifade vermenin cezası maaşın % 10'u
 Ekonominin üç büyüğü Karadeniz'e can verecek
 Sağlık işbirliğiyle gelişir
 FED'in 1.8 trilyonu siber tehdit altında
 Dış krediler ihalede Hazine'ye gitti
 Üç büyükten Doğu Karadeniz Otoyolu'na 831 milyon $ kredi
 Finans'tan 82.7 trilyon lira kâr
 Nemada 3. taksit için başvurular başlıyor
 Adnan Menderes ihalesinde en iyi teklif Havaş-Bayındır'dan
 'Zorlanmadan refaha ulaşılmaz'
 "Çok Gizli" evraklar dijital muhaberatta
YAVUZ SEMERCİ
Erman Toroğlu kızıyor ama...
Maraton programında Erman...
SERVET YILDIRIM
Bu kadar ayar yeter mi?
Hükümet, cari işlemler açığının...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Piyasalar neden patinaj yapıyor?
IMF ile yeni programın...
REFİK DURBAŞ
İlaç, kurumların içini boşaltıyor
11 Ağustos tarihli ...
Sırtımdan kazananlar arkamdan 'gay' dedi
Yeni bir dizi film çekmekte olan Özcan Deniz'le, Asmalı Konak'tan...
Sahte borsacıya hutbe desteği
Denizli'nin Buldan İlçesi'nde borsa oynamak vaadiyle bin kişiden...
IMKB
E: 19,017 D:% 0.98
DOLAR
S: 1,461,000 D:% -0.07
EURO
S: 1,802,000 D:% 0.00
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.