IMF ile yeni programın üç yıllık olacağının ve bunun 10 milyar dolar civarında bir kaynak içereceğinin açıklanmasının piyasalarda yeni eğilimleri başlatması beklenirdi. Diğer koşullar aynı kalmak kaydıyla benzer açıklamaların geçen yıl yarattığı etki bu yıl da söz konusu olabilirdi. Çünkü programla birlikte ekonomideki belirsizlikler ve riskler en azından üç yıllığına azalıyordu. Siyasi riskler veya belirsizlikler konusunda ise bu sürede herhangi bir artış veya azalış olmadı. Ekonomideki belirsizlikler azalmaya başladığına göre, bunun mali piyasalara yansıması beklenebilirdi. Şeytan üçgeni Ancak açıklamaların ardından petrol fiyatları rekor düzeylerine tırmandı. ABD Merkez Bankası bir faiz artırımını daha yaptı, yeni bir artırıma gideceğinin işaretini verdi. Üstüne altı aylık cari açık verileri açıklandı ve burada da Cumhuriyet tarihinin rekoruna ulaşıldı. Birbiri ile bağlantılı bu üç gelişmedeki kötüleşme, mali piyasalarda pek olumsuz etki yaratmadı. Ancak IMF programı açıklamasının piyasalara olumlu yansımasını da önledi. Piyasalar, mevcut programın üç yıl daha devam edecek olması ve önümüzdeki dönemde AB'den müzakere tarihi alınacağı gibi önemli iki çıpa ile dış faiz, petrol ve cari açık artışının etkileri arasında gidip geliyor. Nereye kadar? Bu patinajın bir süre daha devam etmesi beklenebilir. Ta ki olumlu ve olumsuz etki yapan nedenlerde meydana gelecek değişmeye kadar. Petrol fiyatlarında düşme veya daha da yükselme, cari açıkta daralma veya genişleme, hükümetin bu açığa etkili bir önlem bulması ve uygulamaya koyması gibi. Son olarak patinajın dengesini, aralık ayındaki zirvede Türkiye'ye verilecek cevabın anahtarını bulacağımız ekim ayındaki AB raporu da değiştirebilir... Sonuç "Biri yapar, biri bozar, dünya böyle gider" Türk Atasözü