Çocuk pişiren Batı
Şimdiki anın içinden geriye ve ileriye aynı oranda baktıkça tarih öylesine tekerrürden ibaret, günler öylesine benzer görünüyor ki, ister istemez ikide bir çocukluğumun kutlu delisi Dursun Ali'nin sözünü terennüm ediyorum: - Dünya bir gündür, o da bugündür..
*** Irak'taki işkence hapishanesinin eski komutanı ABD'li general Karpinski, Savunma Bakanı Rumsfeld'in kendilerine izin verdiğini bugün söylüyor.. İki ay önce de benzeri bu sütunlarda dile getirilmiş, hatta daha ötesi vurgulanmıştı: - Ayrıca, bu işlerle ilgili olarak Bush'un da, Blair'in de daha önceden haberdar edildiğine ilişkin ciddi kuşkular vardır (3 Mayıs 2004).
*** Amerika'dan dost bir okurun özetleyerek gönderdiği ilginç bir makale ise, dokuz asır önceki günlerle yeni günlerin benzerliğine ilişkin çarpıcı vurgular sunuyor. San Fransisco Üniversitesi'nden Prof. Stephen Zunes, Foreign Policy in Focus isimli web sitesinde 'Hıristiyan sağın Ortadoğu siyasetinde etkisi' başlıklı yazısında Hıristiyan sağcıların -ya da Siyonistlerin- Yahudi Siyonistlerden daha fanatik olduğuna dikkat çekiyor. Eskiden Yahudiler'e Demokratlar'ın daha çok destek olduğunu, Cumhuriyetçiler'in ise pek sıcak bakmadığını belirten yazar, son 30 yılda sıkı bir çalışma ile partiye Hıristiyan sağcılığın hakim olması sonucu durumun değiştiğini kaydediyor. Yazara göre kürtaj, eşcinsellik, kadın hakları ve okullarda cinsel eğitim gibi konularda dini duyguları okşayan siyasetler bu dönüşümün göstergeleri... Bu fanatik Hıristiyanlar'ın İsrail'e destek vermelerinin temel sebebi de Mesih inancına bütün benlikleriyle iman etmeleri.. Çünkü onlara göre Mesih'in gelmesi için İsrail'de mutlak egemen olması gerekiyor.. (Nitekim) Bush Filistin başbakanı Mahmut Abbas'a 'Tanrı bana Kaide'yi vurmamı söyledi, ben de vurdum. Saddam'ı vurmamı söyledi, yaptım' diyebiliyor. Manzaranın daha ilginci de var: ABD, Hamas lideri Rantisi'nin İsrail tarafından vurulmasını kınayınca Beyaz Saray fanatik Hıristiyan sağcılar tarafından tepki bombardımanına tutulmuş: - Nasıl kınarsınız bunu?! Mesih'in gelmesi için İsrail'in bunları yapmaya devam etmesi şart! Böyle yaparsanız size oy yok! Bush da bunun üzerine çark ediyor.. Ne zaman ABD yönetimi İsrail'in Filistin'le barış yapmasını istese, Beyaz Saray'a 50 binden fazla posta kartı geliyor: - Filistin ve İsrail arasında barış istemiyoruz.. İsrail hakim olmalı ki Mesih gelsin!
*** Şimdi, Bush'un küresel teröre (!?) savaş ilan ederken 'Haçlı Seferi' deyimini kullanmasının ne kadar 'kaza' olduğu daha iyi anlaşılmıyor mu? Bundan dokuz asır önceki Haçlı Seferi ile şimdiki arasında gerekçenin sapkınlığı bakımından fark yok. O zaman barbarlık aşısı Katolik ilahiyatından alınıyordu, şimdi ile Protestan ilahiyatından.. O gün İsa'nın mezarını Müslümanlar'dan kurtarmak için savaşılıyordu, bugün ise İsrail kazansın ki Mesih gelsin diye! Dr. Kriton Dinçmen tarafından Türkçe'ye çevrilen H. A. Nomikos'a ait kitapçıktan birkaç satırlık alıntı o günkü Haçlı barbarlığı ile şimdi Irak'ta yaşanan benzerliği görebiliriz: - Tüm tarihi gelişim içinde kendilerini insan olarak kabul eden kimseler için Haçlı Seferleri'nden daha aşağılık, daha barbar ve daha sefil bir devir yaşanmamıştır.. - Haçlı askerleri böylesine vahşi bir hasretle arzuladıkları Asya'ya ayak basar basmaz, görülmemiş bir hınçla oradaki Hıristiyan (Ortodoks) ve Müslüman halka saldırdılar ve bu suretle kısa zamanda tüm yöre hırsızlık, ırz düşmanlığı ve cinayet olaylarıyla, dehşetle karşılaşmış oldu.. - Anna Komninos'un yazdıklarına göre yolda rastladıkları tüm çocukları kılıçtan geçiriyor, parçalarına ayırıyor ve sırf iğrenç bir zevki tatmak için onları ateşte pişiriyorlardı..
*** Şimdi de 3 Mayıs günkü yazımdan bir cümle: - ABD ve İngiliz askerlerinin Irak'taki icraatları, Batı'nın resmi kurumları ve sözde sivil toplum örgütleri ile bizden 'insan hakları' adına talep ettiklerinde ne kadar samimi olduğunun da kanıtıdır.. - Dünya bir gündür, o da bir gündür.
|