| |
Asimetrik Başkan
İnsana sanki çok uzaklarda kalmış bir çağdan söz ediliyormuş gibi geliyor. Oysa 40'lı yaşlar ve üstündeki kuşak 10 yıl boyunca onunla yattı, onunla kalktı. "Stratejik Savunma Girişimi"nden (IDS) söz ediyoruz. Yani "Yıldız Savaşları Projesi"nden. Her şey 23 Mart 1983'te Beyaz Saray'daki yaşlı adamın bir açıklamasıyla başladı: "Sovyet füzelerinin korkunç tehditlerini göğüslemek için ABD'yi özel kalkanla korumayı öngören bir program hazırladık." Uydular ve lazer kullanımına dayalı bir sistemdi bu ve Sovyetler Birliği'nin kıtalararası balistik füzelerini çöpe göndermeyi amaçlıyordu. Bir başka deyişle, nükleer silahlanma yarışını iyice tırmandırıyordu. Sistem şöyle çalışacaktı: Diyelim ki, Sovyetler Birliği bir kıtalararası balistik füze ateşledi. Uzaydaki bir ABD uydusu hemen füzeyi belirleyip ikinci uyduya bildiriyor. O da lazerleriyle füzeyi yok ediyor. Üçüncü uydu yine lazerle füzenin nükleer başlığını imha görevini üstleniyor. Dördüncü uydu başlıktan kalanları belirleyip beşinci uyduya bildiriyor, o da yine lazerle işini görüyor. Bu saldırılardan sonra füzeden bir şey kalırsa onları da kızıl ötesi ışınlarla çalışan sonda tespit edip karadaki füze sistemine iletiyor. Hayır o nükleer değil, günümüzdeki Patriot'ların benzeri. O da son artıkları temizliyor. Lenin'i tarihe gömdü Proje dünyayı ayağa kaldırdı. Batı ülkeleri ABD'nin bu sistemle aşılması imkansız bir kaleye ve yenilmesi imkansız bir güce kavuşmanın rahatlığıyla "Kabuğuna çekilme politikası"na dönmesinden korktu. Sovyetler Birliği ise 1949'dan bu yana iki blok arasındaki ilişkileri biçimlendiren "Dehşet dengesi"nin bozulacağı paniğine kapıldı. Çünkü Beyaz Saray'ın yaşlı adamı, "Şeytan İmparatorluğu'nu yok edeceğim" diyordu. Oysa Kremlin'in bu meydan okumaya cevap verecek ekonomik gücü kalmamıştı. Sonunda Mihail Gorbaçov, masaya oturdu ve 1993'te insanlık tarihinin en büyük silahsızlanma anlaşması olan START-2'nin imzalanmasıyla noktalanan süreç başladı. ABD de "Yıldız Savaşları Projesi"ni rafa kaldırdı. Ancak arada yaşlı adam amacına ulaşmış, Sovyetler Birliği çökmüştü İşte o yaşlı adam Ronald Reagan'dı. Hayata plajlarda güvenlik görevlisi olarak başlayan, daha sonra Hollywood'da ikinci sınıf filmlerde oynayan, 1964'te Cumhuriyetçi Parti kurultayında yaptığı konuşmayla hem kendi hayatını, hem de ABD'nin tarihini değiştiren Reagan. Sağın da sağında yer alan Barry Goldwater'ın partinin başkan adayı seçildiği o kurultayda Reagan "Devletin ekonomideki rolünün azaltılmasını ve vergilerin düşürülmesini" önerdi. Bu görüşleri 1950'lerde General Electric personeline verdiği ve büyük ölçüde Frederic Bastiat'ın kitaplarına dayanan "Pazar ekonomisi" derslerinde oluşmuştu. Reagan bir devrimciydi Bir konuşmayla öylesine üne kavuştu ki, 1996'da Kaliforniya valiliği seçimlerinde büyük bir zafer kazandı. 8 yıl Kaliforniya'yı yönettikten sonra 1976'da Cumhuriyetçi Parti'den başkanlığa aday oldu. Gerald Ford'a karşı kaybetti. İzleyen 4 yıl boyunca her gün 286 radyoda okunan ve 226 gazetede yayınlanan yazılar kaleme aldı. "Yeni Muhafazakarlık" akımı bu yazılardaki görüşlerle örüldü.. Aslında onun 1980'deki seçim zaferi halkın yavaş yavaş alıştırıldığı ve arkasında son derece iddialı bir ekibin yer aldığı ideolojik bir devrimdi. Simetrik bir dünya vardı göreve geldiğinde, ardında asimetrik bir dünya bıraktı. Onu başkanlığa taşıyan ve yeryüzünde barışın güvenci olduğu yeni fark edilen Soğuk Savaş'ı bitiren ekip, Neo-Con'lar, şimdi bu asimetrik ortamda, bu kaosta çırpınıp duruyorlar.
|