| |
Üniversitede seks skandalı tezgâh değilmiş...
5 gün önceki yazımı anımsayın. İddiaya göre; Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'nde Yrd. Doç. Dr. H.B. ve Yrd. Doç. Dr. A.H. not tehdidi, master ve doktora vaatleriyle kandırdıkları, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile cinsel ilişkiye giriyordu. Yine iddiaya göre bu iki öğretim görevlisi, öğrencilerin resimlerini çekip, bu resimleri şantaj maksadı ile kullanıyordu. İki öğretim görevlisi, kendilerine mekân olarak da ortak kullandıkları odayı seçmişti.
Savcılar takipte Bana gelen mail'de üniversitenin tarih bölümü öğrencisi N.Ş.'nin kameraya alınmış çıplak görüntüleri bulunuyordu ve bunların adı geçen hocaların odasında çekildiği ileri sürülüyordu. İşte bu olayı anlatan yazımın sonuna eklediğim temenni ise; "Sayın savcılar bu işi araştırırsa rezil bir tezgâh mı, yoksa bir skandal mı sorusunun yanıtı bulunur. İnşallah doğru çıkmaz" şeklindeydi.
Hocalar odayı film seti yapmış Ancak ne yazık ki doğru çıktı haber. Önce Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı olaya el koydu. Yanına bir grup personeli de alan rektör mesai saati bitiminde malum odanın kapısını açtırıp fotoğrafta görülen oda olup olmadığını inceledi. Ve görüldü ki oda aynı oda. Çıplak genç kadın fotoğrafının kime ait olduğu ise öğrenci bürosu kayıtlarından araştırıldı. Ne yazık ki bu ihbar da doğru çıktı. Objektiflere çırılçıplak ve gülerek poz veren N.Ş. gerçekten de kendi öğrencileriydi. Üniversitenin iki öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. H.B. ve Yrd. Doç. Dr. A.H.'nin ortak kullandıkları oda hemen kapatıldı ve içeriye girişler rektör tarafından yasaklandı. Rektör Çakmakçı ayrıca bu iki şahsı hemen görevden alıp haklarında idari soruşturma başlattı.
Durum vahim!.. Ertesi gün ayrıca yazımı ihbar kabul eden Isparta Cumhuriyet Savcısı İbrahim Demircioğlu ise hemen beni arayıp, yayın ilkeleri gereği yazmadığım bazı detaylı bilgileri de aldı benden. Ve hemen araştırma-soruşturma başlattı. Ne yazık ki bu araştırmadan ortaya çıkan gerçekler olayın doğruluğunu hatta çok daha vahim boyutlarda olduğunu ortaya çıkardı.
Nişanlısı isyan etti!.. Söz konusu genç kız üniversite öğrencisi olmanın yanı sıra Isparta Naşide Gelendost İlköğretim Okulu'nda öğretmen olarak da görev yapmaktaydı. Antalya'da bir özel şirkette çalışan bir de nişanlısı vardı ve bu yaz evlilik hazırlığı içindeydiler. İşte bu genç olayı duyunca genç kızı da alarak savcılığa getirdi. "İşin gerçeğini öğrenmek istiyorum. Bu benim hakkım. Eğer doğruysa bu nişanı atarım" dedi.
Olayı savcılıkta gözyaşları içinde anlatan genç kız ise herkesi şok eden şu açıklamaları yaptı: "Ben hayatımı sürdürebilmek için bir yandan üniversiteye devam ederken bir yandan da öğretmenlik yapıyorum. Bu yüzden fakülteye devamsızığım fazla. Derslerim ise zayıf. Hocam A.H. ile görüşmeye gittiğimde bana yardımcı olacağını ama ilişki kurmak istediğini belirtti. Ben reddedince bir bilimsel araştırmada kullanacağını söyleyerek çıplak fotoğraflarımı ve video filmimi çekti. Daha sonraları ise bunları herkese göstereceğini söyleyerek beni kendisiyle ilişkiye zorladı."
Savcılıkta bayıldı Olayı anlatırken sinir krizleri geçirip bayılan genç kızın durumu ağırlaşınca savcılığa ambulans ve sağlık ekipleri çağrıldı. Genç kızın nişanlısı ise duydukları karşısında büyük bir infiale kapılarak parmağındaki nişan yüzüğünü çıkarıp attı. Ve; "Ben böyle bir insanla evlenmem. Katil olamam!" deyip oradan uzaklaştı. Aynı anda devreye giren Isparta Milli Eğitim İl Müdürü genç öğretmeni okuldaki görevinden açığa aldı.
Doçent firarda Savcılık, hakkında suçlamalar bulunan A.H. hakkında arama kararı çıkararak getirilmesini istedi. Ancak A.H. olayın patlak vermesi üzerine Isparta'yı acilen terk etmişti. Avukatı Yılmaz Bey aracılığıyla savcıyı arayan A.H.'nin ileri bir tarihte savcılığa gelip ifade vereceği belitildi. Olayın şoku tüm Isparta'da özellikle de üniversitede sürerken gerek öğretim üyeleri, gerekse öğrencilerin son derece üzgün olduğu belirtildi. Bu arada söz konusu öğretim üyesi A.H.'nin çok önemli bir bilim kurumunun sevilen sayılan başkanı olan tanınmış bir tarih profesörünün (Y.H) kardeşi olduğu, ağabeyi tarafından defalarca uyarılmasına rağmen bu türden ilişkilerine devam ettiği ve yaptıklarının ayyuka çıktığı ileri sürüldü.
Diğer iddialar da araştırılıyor Bu öğretim üyeleriyle ilgili başka iddialar da ortaya atılmıştı. Buna göre H.B. ve A.H.'nin daha önceden Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışırken, T.K. olan adını, T.T. olarak değiştiren öğrencilerinin mastır ve doktora tezini hazırladığı öne sürüldü. İddiaya göre T.K., bunun karşılığında H.B.'ye, çalıntı bir otomobil hediye etmişti.
Parayla sınav Bitmek bilmeyen iddialardan bir di- ğeri şöyleydi: Üçlü çete oluşturan A.H., H.B. ve T.T., para karşılığında, KPDS ve ÜDS sınavlarında, sahte kimlik hazırlayarak bir başkasını bu sınavlara sokuyor ve yüksek notlar aldırıyordu. Hatta bir keresinde, eşi rütbeli bir asker olan ve S.D.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Yrd. Doç. olarak çalışan S. isimli şahsa KPDS veya ÜDS sınavında para karşılığı yüksek not aldırmışlar, bu durum ortaya çıkmış, ancak hemen istifa ederek soruşturmadan kurtulan bu kadın bir müddet sonra görevine geri dönmüştü. Ayrıca T.T. ve A.H. de, para karşılığı yerlerine başkasını sokup, sınavı geçmişlerdi.
Sonuna kadar Bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağımdan kuşkunuz yoktur sanırım. Ayrıca bu yazımdan sonra pek çok başka iddialar da gelmekte ve inanılmaz olayların varlığı ileri sürülmekte. Ekip arkadaşlarımla birlikte hepsini tek tek inceliyoruz. Tekrar ediyorum ki inşallah hepsi de yalan çıkar sahte ihbar çıkar. Eğer bir bölümü bile doğruysa vay benim üniversitelerim vay benim memleketim durumu ortaya çıkar ki mevlam saklaya...
|