|
|
|
|
|
Monaco'nun hızlı trafiği
|
|
Formula 1 meraklılarının akın ettiği Monaco, yarışlarda hınca hınç doluyor. Otel için aylar öncesinden rezervasyon yaptıran yarışseverler, kalacak yer buldukları için şanslı.
*** Monaco'da turizm yarışlarda patlıyor
Yarış meraklılarının tatillerini geçirmek için akın ettiği Monaco'da kalmak hiç de kolay değil. Bunun için aylar öncesinden rezervasyon yaptırmak gerekiyor
Formula 1 yarışlarının meraklıları gittikçe artıyor. Cumartesi günü sıralama turlarının, pazar günü ise esas yarışın yapıldığı artık biliniyor. 2005 yılında Formula 1 yarışlarının İstanbul'da yapılması kararı da ilgiyi artırdı bence. 23 Mayıs'ta Monaco'daki yapılan yarış pistinin önemli bir özelliği var. Diğer şehirlerde özel hazırlanan pistlerde yarışılırken Monaco'da normal yollarda yarışılıyor. Yarış izleme noktaları parkur boyunca yer alan restoranlar, oteller ya da evler. Monaco 1.9 kilometrekare alanı ile New York'un merkezinde bulunan Central Park'dan bile küçük ve kalınacak yerler sınırlı. Özellikle Formula 1 zamanı oda bulmak mümkün değil, tabii aylar öncesinden rezervasyon yaptırırsanız başka. Yakınlardaki küçük kasabalarda ya da yarım saat mesafedeki Nice'de kalmak mümkün. Cote d'azur'de genel olarak sahil boyu küçük kasabalar var, çiçekler içinde şirin evler, sokaklara taşmış kafeler ve müzisyenler. Monaco ise görüntüsü ile baştan farklı.
Çok katlı sıkışık binalar küçücük koya bakıyor. Hemen arkasında yeşillikle kaplı bir tepe. Diğer tarafta koya hakim tepede Kraliyet Ailesi'nin yaşadığı 'Palais du Prince'. Şehirden kıvrılarak saraya ulaşan yol takip edilirken rehber Prenses Grace'in öldüğü trajik trafik kazasını anlatır. Ailenin şehirde olmadığı zamanlarda halka açılan sarayın dekorasyonu çok zarif. Şehrin merkezinde ise ünlü 'Grand Casino' var, girişinden itibaren tanıdık, birçok filmde giriş ve Casino'nun olduğu meydan kullanılmış. Hotel Hermitage ise bir Monaco klasiği, gecesi 650 Euro ve herkes orada olmak istiyor. Monaco pahalı bir yer, arabalardan Porche, Jaguar; mağazalardan Chanel, Dior, Gucci tercih ediliyor.
Casino ya da Monaco Sporting Club'a giderken erkeklerin smokin, kadınların şık tuvaletler giymesi ise normal bir durum. Bu kadar şıklık rahatsızlık verirse daha turistik bir program ve 'Musee Oceanographique' ziyareti yapılabilir. Şehrin merkezinde Avenue Saint-Martin'deki müzede deniz suyu ile beslenen dev akvaryum çok renkli. Ayrıca müzenin bir bölümü ünlü deniz araştırmacısı Jacques Cousteau araştırma merkezi olarak kullanılıyor.
ORTAÇAĞ KASABASI Monaco yakınlarında görülmesi gereken iki yer var; Menton ve St. Paul. Sabah erkenden hareket ve Roquebrune- Cap-Martin. Bölgedeki en eski Ortaçağ kasabalarından olan Roquebrune sokaklarında bir saatlik tembel gezi. Yani ağır ağır etrafı seyrederek yapılan, sonradan bakınca hiçbir şeye yaramayan şeyler alınan mağazalarda duraklamalara müsaade eden, masa örtüsü ya da çiçekleri beğenildiği için kafelerde oturulan gezi şekli. Roquebrune yürüyüşünü takiben Grande Corniche takip edilerek en sempatik kasabalardan Menton ve öğlene doğru geriye dönüp Grand Corniche üzerinden St. Paul kasabası görülebilir.
St. Paul'de öğle yemeği yenilecek yer ise La Colombe d'Or. La Colombe d'Or'un duvarlarını Picasso, Leger, Matisse ve Miro'nun değerli tabloları süslüyor. Gerek St. Paul gerek hemen yakınındaki Vence kasabaları sanat galerileri ile ünlü. St. Paul de Vence'den sonra Monaco'ya aynı yoldan dönünce Eze kasabası görülmeye değer. Kasaba küçük sanat galerileri, yöresel el işleri satan mağazaları ile çok şirin. Tropik bitkileri ile ünlü Jardin Exotique'de (Egzotik Bahçe) yarım saat tropik mola almak iyi oluyor. Akşam yemeği ise Eze'de gurme restoranı ile ünlü Chateau de La Chevre d'Or'da alınıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|