|
İştah açıcı tasarımlar
|
|
Bir ülke kendi kültürünü nasıl iyi pazarlar, markalarıyla kendini nasıl özdeşleştirir, bunu en iyi Guzzini firmasının Milano Triennale Müzesi'ndeki sergisinde görebilirsiniz
1912'de kurulan Guzzini, İtalyan yemek ve sofra geleneklerini izleyen, yaratıcı teknoloji ve malzemeye odaklanmış ve kendini yatırım modeli olarak ispatlayan bir firma. "Foodesign" yani yemek tasarımı projesi, firmanın kimliğine uyuyor. Bu projenin amacı iki dünyanın iletişimi: Bir tarafta tasarımcılar, diğer tarafta ünlü İtalyan yemek kültürü...
Her ikisinin de hedefi; yemek dünyasında form ile fonksiyon yani yemeğin hazırlanması, korunması ve servisi arasında yeni iletişim yolları kurmak. Aldo Colonetti'nin direktörlüğünde yaklaşık 100 tasarımcıdan oluşan bir komite, Triennale'de sergilenen orijinal tasarımların yer aldığı projede çalışmış. Bizi tekrar şaşırtan fikirlerle, günlük hayatta kullanılan ve aynı zamanda fonksiyonla estetiği birleştiren objeler, İtalya'nın stratejik olarak önemli bir yüzü olan "yemek" kavramını zenginleştiriyor.
YEMEK DAVET KARDIR emek bir araç, tutkuların buluştuğu ve tasarımın yeni sınırlarını harekete geçiren bir bağlantı. Yemeğin temasını keşfetmek, aslında hayatın maddi-manevi felsefelerini çakıştırmak. Artık bir tören haline gelen yemek, ilişkinin de kurucu unsuru. Güzelliği, tatları ve aromalarıyla yaratıcı ve uyumlu manzara yaratan yemek, ışık ya da görüntü olmadan olmaz. Yemekte algılar, bakışlar ve vücutlar mutlaka hareket etmeli. Yemek; dokunulmak, görülmek, dinlenmek ve yenmek istenen şeylerin tasarımıdır. Yemek için ürün tasarlamak aslında daha çok ürün, insan ve malzeme arasındaki yapı oluşturmak.
Esas olan bizi çevreleyen şeylerle ilişkiyi takip etmek çünkü güzellik el becerisindedir, sadece görüntüde değil. Yemek davetkardır, yemek tiyatrodur, hayal gücünü yerinden oynatır. Yakınlık ve uzaklığı, kültürleri ve dilleri, ekonomik ve resmi hareketleri ölçer. Yemek, zaman ve mekan içinde ekolojik hareket sistemi olmuştur. Farklılıkla estetiği gösterir, harekete geçirir. Mesela şarap, tat, renk ve tabakların kombinasyonunu düşünün. Birlikte bizi yeni coğrafi ve manevi ufuklara taşırlar. Yemek mimaridir. Etrafı ışık, hava, mekan, renkle bağlantı halindedir. Günlük organik yapıdır. Mimari objede çözümlenen tasarımdır ve yemek de aynı yolu izler. Yemek uyarıcı bir ilişki, bir çarpan; dünya, kültürel aura ve hafızayı ayıran manevi unsurlardır. Guzzini yemek sanatı ile tasarım kültürünü çok iyi birleştiren bir projeye başarılı bir imza atmış. Bu projede 100 mimarın yemek ile ilgili ürün tasarlaması, İtalyan yemek kültürünün yeniden yorumlanması geniş bir kitleye belli mesajlar veriyor. Tasarım hayatın içinde yeter ki onu kullanmayı bilelim ve ülkemizin kültürünü yansıtsın. 1. Luca Monteduro tarafından tasarlanan "BOLD" yağlık- sirkelik, tuzluk-biberlik seti. 2. Angeletti Ruzza tarafından tasarlanan "COCO", eski çay geleneklerini sürdüren bir takım. Kullanılan seramikle çayın tadını değişmeden alıyor, silikonla da eliniz yanmadan sıcak çay zevkini çıkarabiliyorsunuz. 3. Ron Arad tarafından tasarlanan dekanter, iki kristal küre ile ahşap sapın birleşiminden oluşuyor. 4. Cleto Munari tarafından tasarlanan "OMBRE" yağlık-sirkelik, tuzluk-biberlik seti, anne-baba ve iki çocuğun siluetini oluşturuyor. 5. Rifino & Ruggieri tarafından tasarlanan, yiyecek, içecek ve peçete bölmeleri bulunan "LEAFY" parti tabağı. 6. Lorenzo Gecchelin tarafından tasarlanan "CK COLOR KING" transparan meyve kasesinin tabanında renkli LED'ler bulunuyor.
|