kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Bazen bunları demek geçiyor içimden!

Temel sorun, gerçekten adalet, hakkaniyet, mağduriyet gidermekte samimiyet sorunu.
Gerisi hikaye.
Herkes maskesini takıyor, kendi rolünü oynuyor.
"Eşitsizlik gidermek" adına, ki özünde doğru, İmam hatip meselesini "meslek liseleri" başlığı altında çözmek isteyen AKP'nin, bizzat eğitim de dahil, diğer eşitsizlikler ve adaletsizlikler karşısındaki tavrına bakıyorum...
Yok öyle ilkeli bir eşitlik ve adalet arayışı.
Gündelik yoksulluk yardımlarıyla cemaatçi bir "hayırseverlik"ten öte, sosyal- sendikal haklar, kaynakların "pozitif ayrımcılık"la sistemli bir şekilde yoksulluğun, işsizliğin, eğitimsizliğin, eşitsizliğin törpülenmesi için kararlı yönlendirilmesine dair ilkeli bir niyet...
Yok.
Sistemin esas özüne, ekonomik, sosyal cephelerine mağdurlardan yana bir müdahale kararlılığı yok.
12 Eylül'ün üniversite üstündeki cenderesi olan YÖK sisteminde tadilat arzusu bile, demokratik üniversite yapısını hedeflemiyor; tayinlerin, müdahalelerin, buyrukların, biat etmenin kaynağını değiştirmek, yeniden örgütlemekten ibaret.
Bu sonuncusu karşısında "dimdik" dikilen "üniversite"ye bakıyorum.
Bir çeyrek asırdır, hiçbir müdahale karşısında diklenemeyen...
Tam tersine, merkezi müdahaleyi, kendi kurumlarındaki bürokratik iktidarları açısından da ilham kaynağı görmüş...
Ne akademisyenlerin, ne öğrencilerin "farklı" bilimsel, demokratik hukukuna ve özlemlerine duyarlılık göstermiş...
Rejime bağlanmaktan, kendi kimliklerini, evrensel tutkularını, entelektüel sorumluluklarını, demokratik görevlerini, adaletsizliklere karşı çıkması gereken seslerini unutmuş bir "dimdiklik cemaati."
Samimiyetsiz, ilkesiz, yüreksiz ama "rejime bağlı"!
Ne iktidarların, ne iktidarlar üstünde vesayet gösterisi yapan askerlerin, ne zihnen ve madden kapılandıkları iş dünyasının karşısında, "üniversite" olabilmiş, "profesör" olabilmiş, "aydın" ya da "toplum" olabilmiş...
Vicdandan, cesaretten, muhalefetten, adalet haykırışından yoksun, ama "rejime bağlı"!

***

Her müdahalelerinde, bu toplumdaki haksızlıkları, adaletsizlikleri, anti-demokratik, anti-insani uygulamaları kışkırtmış, azdırmış, kurumlaştırmış bir "yüksek komuta zihniyeti"ne bakıyorum.
Toplumun bir kesimini bastırmak için diğerini kullanan, muhalif duygulara karşı kutsallığı, kutsallığa karşı başka kutsallıkları kullandıktan sonra, her seferinde "rejim" diyebilen...
Hangi ilkelerle toplu görüş belirttikleri, askerlikten emeklilik sonrasında farklı tercihlerle siyaset yapabilen isimlere bakınca, epey müphem kalan...
Üniformalıyken "rejim" adına en keskin hassasiyetleri gösteren kimileri, emeklilik ardından, iş dünyasının yönetim koltuklarında sistemin adaletsizliklerini çoğaltmak üzere görev alan...
Siyaseti ve toplumsal örgütlülüğü dumura uğratan darbelerden sonra, şimdi muhalefet ve siyaset boşluklarından yakınan...
Ve nedense, her seferinde kendi bakış açısını hep doğru, hep haklı gören, siyasetin ve toplumun doğal seyrine katlanamayan bir "rejime bağlılık"!

***

Ve mağduriyet ve haksızlığa öfkeyle, demokrasi ve eşitlik ve adalet namına yahut tam karşılarında rejim, hayat tarzı, gerilimsizlik, iktidar keyfiliğine muhalefet adına ses verenlerin çoğuna bakıyorum...
Onca mağduriyet, haksızlık, dayatmacılık, eşitsizlik, adaletsizlik, keyfilik, onca zaman yakmışken bunca insanı...
Hangi ilke, hangi hukuk, hangi vicdan! Seçmeci bir demokratlık, torpilci bir vicdan, kayırmacı bir yüreklilik, ayrımcı bir diklenme!
Helal olsun... Hepimize!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bağımsız ama bitkin!   / 17-05-2004
 C-4'teki parmak izlerinin meçhul tarihi   / 16-05-2004
 Ülkenin bütün imajcıları birleşiniz!   / 14-05-2004
 Azar azar azmak, azıtmak, azarlamak   / 13-05-2004
 Tahakkümle kendi içinde hesaplaşmadan...   / 12-05-2004
 Aşağılamanın merkezi gözünüzden kaçmasın   / 11-05-2004
 Sınav soruları!   / 10-05-2004
 Bazen bunları demek geçiyor içimden!   / 09-05-2004
 Tıpta bir 'mucize'nin raporlu öyküsü!   / 07-05-2004
 Sonra demokrat, önce muhafazakar!   / 06-05-2004
MEHMET TEZKAN
Rektörler de ipleri germemeli
Yasa Meclis'ten geçti..
EMRE AKÖZ
'Ayrıcalığıma dokunma'
Esas konuya geçmeden önce bir...
UMUR TALU
15 milyar dolarlık meraksızlık
Birkaç yüz milyon...
MUHARREM SARIKAYA
"Eski komutanlar göreve..."
Dış politikada üç aydır...
ABD'nin konuştuğu gazeteci
Irak'taki işkenceleri, Vietnam Savaşı'nda ABD askerlerinin silahsız...
Savunma harcaması kısıtlanıyor
Türk ve Yunan Savunma Bakanları, iki ülke arasında karşılıklı savunma...
Para lafı etmem
Para lafı etmem
Para sorunumuz yok. Ama 'Şu kadar param var' diye çıkmayı etik...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.