kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Öykücüler

Kendi iktidarlarını insanları ezerek, gerektiğinde kitle halinde öldürerek, işkenceyle terbiye ederek sürdüren rejimlerin Ebu Gureyb hapishanesinden gelen resimler karşısındaki infiali dokunaklıydı. Hayatlarını bu rejimlerin savunucusu veya dalkavuğu olarak geçirmek zorunda kalanların feryatları da insanın yüreğini paraladı. Kendi ülkelerinde insan hakları ihlallerinin meşru nedenleri olacağını savunarak yaşamış, işkenceyi asla bir mesele haline getirmemiş, başkalarına yönelik zulmü hiç umursamamış olanların ABD'ye yönelik ağır ithamları insanı derinden etkiliyordu.
İnsan hakları ve işkence konularında en son söz alması gerekenlerin, bu konularda zerre duyarlılık göstermemiş toplum kesimlerinin geçen haftadan beri ayaklanmış olmalarında bol miktarda ikiyüzlülük var. Ancak bu protestoları yapanlar ve gösterilere katılanlar haklı. Haklı zira insan hakları ihlalleri ve işkence mutlak olarak kötüdür. Nihayet buna geniş kitleler de inanmaya başladılarsa, bu da mutlak olarak iyi bir gelişme. Bu bakımdan skandalın patladığı haftanın Türkiye'de de, kimseyi öldürmemiş üç gencin başta Süleyman Demirel olmak üzere AP gurubunun intikam şehveti nedeniyle asılmalarının yıldönümüne denk gelmesi anlamlıydı.
Demokrasi rehberliği...
Terör bahanesiyle ülkedeki özgürlükleri askıya alan, uluslararası hukuku hiçe sayarak Guantanamo'daki hukuk dışı durumu yaratanların herhangi bir ülkeye veya topluma demokrasi konusunda rehberlik iddiası artık hiç ciddiye alınamaz hale geldi. ABD'nin demokratik ilkelerinin yeniden ciddiye alınması, ancak sorumluların tasfiyesi, cezanın ağırlığı ve en tepedekilerin suçlarının kefaretini ödemeleriyle mümkün olabilir. Son tahlilde bu fotoğrafların ardından yaşanacak gelişmeler, Amerika'nın nasıl bir toplum olmayı sürdüreceği konusunda da dünyaya ipucu verecek.
Yukarıda yazılanların dünyanın çeşitli ülkelerinde binlerce kez tekrarlanan görüşlerden bir farkı yok. Belki bu olayda asıl üzerinde durulması gereken, bu aşağılık tutuma maruz kalanların yarın ya- şadıklarını nasıl anlatacakları. Ya da sıradan, arkadaşları ve ailelerince sevilen kadın ve erkeklerin nasıl işkenceciye dönüştüklerinin hikayesi önemli olan.
Hikayeyi biri anlatmalı
Birinci konunun önemi Şilili yazar Ariel Dorfman'ın yıllar önce yayımlanmış bir yazısında var. Şili'de Allende yönetimini destekleyen Dorfman, kanlı darbenin yapılacağı gün başkanlık sarayı La Modena'ya başkanı savunmaya çağrılmaz. Nedenini yıllar sonra onun ismini listeden silen Fernando Flores "Birinin de sağ kalıp hikayeyi anlatması gerekiyordu" diye açıklar. Nitekim Dorfman, Şili'yi anlatır hep. Onun amacı belleğin yitirilmemesidir. O nedenle demokrasi döneminde de "Bir önceki rejim şu yalanı söyleyerek yaşadı: 'Bu olaylar sizin başınıza gelmedi'. Demek ki toplumu temsil edecek birinin de bu olayların yaşandığını anlatması gerekir."
Dorfman, yaşamını unutturulmak isteneni hatırlatarak geçirir. Filme de çekilen "Death and the Maiden" (Ölüm ve Bakire) adlı oyununda işkencecinin yaptığından haz almaya nasıl başladığını da işkencecinin ağzından bir iktidar ve iktidarın hazzı öyküsü olarak anlattırır.
Biraz da bu nedenle Dorfman gibiler geçen haftaya damgasını vuran fotoğraflara bakıp "işkence hiçbir şartta meşru olamaz" diye yazabilir. "Bilerek, başkalarının karanlık yerlerde bizim adımıza bizi sonsuza dek çürütecek ve yozlaştıracak terör eylemlerine girişmelerine göz yumacak kadar korkuyor muyuz?" diye sorabilirler. Zira hep yazmışlardır. Hep sormuşlardır. Üstelik herkes için ve herkes adına.
Acaba Irak'ta Saddam ve sonrasını kim anlatabilecek?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Balayının sonu   / 13-05-2004
 Öykücüler   / 09-05-2004
 Bundan sonrası   / 06-05-2004
 1989 devriminin son durağı   / 02-05-2004
 Heyelan   / 29-04-2004
 100 yaş   / 25-04-2004
 Yaklaşım farkı   / 22-04-2004
 Basiretin İngilizcesi ne ki?   / 18-04-2004
 Karar zamanı   / 15-04-2004
 Siyasi basiretsizlik   / 11-04-2004
SOLİ ÖZEL
Kristal küre
İşkence olayının su yüzüne çıkmasıyla...
Düşenin dostu: 0-1
Düşenin dostu: 0-1
Rize'deki randevuya eksik bir kadroyla çıkan Beşiktaş, Serkan'ın...
Önümüz açık
Önümüz açık
"Geleceğin milli takımını F.Bahçeli futbolcular oluşturacak. Bu...
'Bir hukuk adamına yakıştıramadım'
'Bir hukuk adamına yakıştıramadım'
Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı...
'First lady'ler terledi
'First lady'ler terledi
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın Cumhuriyet'in 80. kuruluş...
Eurovision'da zafer Ukrayna'nın
Eurovision'da zafer Ukrayna'nın
Abdi İpekçi'de muhteşem ev sahipliğiyle dünyaya büyük sükse yapan...
Taşeron doktorlar geliyor
Taşeron doktorlar geliyor
Sağlık Bakanlığı bir yönetmelik değişikliğiyle başhekimlerin, tıpkı...
Üvey baba dehşeti
Mersin'de Mevlani Bozdemir adlı kişi altını ıslatan 2.5 yaşındaki...
Cihan bulundu ama...
İngiliz anne dört yıldır aradığı oğluna kavuştu ama Cihan'ın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.