AB'nin imparatorluğa dönüşümü
Avrupa'nın ciddi düşünürleri büyüyen AB'nin geleceğini derinlemesine tartışıyorlar. Tabii bu büyüme tartışmanın tek sebebi değil, daha çok vesilesi.. Maksat tarihin bu en karmaşık ve en iddialı uluslar-üstü deneyinin nereye varacağını kestirmek. Bizde böyle bir fikri ve ilmi tartışma iklimi yok, siyah ve beyaz var. Bir tarafta, Türk insanına 'AB cennet kağıdı' pazarlayan 'halaskar-tüccar' zümresi, öbür tarafta Avrupa cehennemine karşı halka vaaz veren 'kuvva-i irşat' taifesi.. İlk kadronun biniti aşağılık duygusu, ikincisininki de satılmışlık kaygısı.. Birinci cephe ağzının suyunu akıtarak hasret ve hasetle büyümeyi izliyor, ikinci cephe de Türkiye'nin üyeliğinin hala tartışılmasından teselli bularak genişlemeye burun kıvırıyor. Pek iltifata mahzar bir tavır olmamakla beraber, ya düşmanlık-ya hayranlık karşıtlığını aşarak konuyu özgürce tartışmayı zorlamak şart. Sahi ne olacak AB'nin geleceği? Tahminimi kestirmeden belirteyim: Birlik kaçınılmaz biçimde kendi ordusunu kuracak, bu da onu tipik imparatorluk sürecine sokacak. Yeni yüzyılın imparatorluk modeline dönüşmek AB'nin ömrünü kısaltacak.. Bu tahmin iki gerekçeye dayanıyor: 1) Batı uygarlığının yarattığı resmi sistemlerin ahlaksızlığa sonuna kadar açık oluşu.. Batı, bu kültür yapısıyla milliyet ve din taassubunu tamamen aşabilir ama yaratıcı birey bencilliğinin sapkın yönelimlerini tasfiye edemez. Çünkü bu kültürde 'kendisi için tiksinti verici olanı başkaları için isteyebilmek' vardır. Susturucu kanıtım ABD ve İngiliz askerlerinin Irak'taki işkenceciliğidir. Bu kültürün ürettiği resmi kurumlar kendi insanlarına karşı asla yapamayacaklarını başkalarına karşı meşru sayabilmektedirler. Söz konusu işkence görüntüleri karşısında müthiş sert tepki gösteren aydınlar ile tiksintisini mırın-kırın yansıtan halk, Batı'yı temsil ve ibra etmez. Batı, Batı dışındaki uygulamaları ile insanlık terazisindedir.. Bu tartı, Asya'da Çin'de afyon savaşları ve Hindistan'da katliamlar ile, iki Amerika kıtasında Kızılderili ve Maya-Aztek bakiyelerine yönelik soykırımlar ile, Afrika kıtasında ise köleleştirme barbarlığı ile tescillidir ve şimdi de Irak'ta sürmektedir. Batı, Batı dışındaki yüzüyle gerçektir. Kendi içindeki 'uygar görüntü' bencil bireyciliğin kurduğu ve koruduğu yapay sınırlayıcılığın ürünüdür. Batı'nın 'öteki' hakkında tek dürüst cephesini oluşturan sınırlı sayıda seçkin aydını, ne kendi resmi kurumlarını ne de bütün insanlığı evrensel esenliğe bir arpa boyu yaklaştırmaya yetmiştir. ABD ve İngiliz askerlerinin Irak'taki icraatları, Batı'nın resmi kurumları ve sözde sivil toplum örgütleri ile bizden 'insan hakları' adına talep ettiklerinde ne kadar samimi olduğunun da kanıtıdır. Üstelik bu yansıyanlar henüz buzdağının sadece su üstünde kalan kısmı kadar bile değildir. Ayrıca, bu işlerle ilgili olarak Bush'un da, Blair'in de daha önceden haberdar edildiğine ilişkin ciddi kuşkular vardır. Muhtemeldir ki, ileride ABD ve İngiliz askerlerinin Irak'lı mağdurlara cinsel tecavüzlerinin ve uyguladıkları sapık işkencelerin film- leri de ortaya çıkacaktır. Belki bu filmlerden bazıları daha şimdiden bir kısım şahin yetkililerin kokain partilerinde 'sürpriz paket' olarak ortaya konup doyasıya seyredilmiştir bile! 'Hadi canım sen de' diyenler biraz sabretsinler. 2) AB'nin imparatorluklaşma süreci ile beraber birliğin ömrünü kısaltacak olan bir etken deşimdiki sorunlu ve sermaye güdümlü haliyle de dahi- demokrasidir. En yeni modeliyle dahi imparatorluk vizyonu, kaçınılmaz biçimde AB'yi ABD tipi vahşi çıkarcı yayılmaya yönlendirecektir ki, esasen bu tutku büyük Avrupa devletlerinin derin vadilerinde 'Yeni Roma' saplantısı şeklinde kök salmış bulunuyor. Özetle, ne şimdiki ABD imparatorluğu, ne de daha ileri bir model sayabileceğimiz yarınki AB imparatorluğu uzun ömürlü olamayacak.. Çünkü bu sistemlerde lobiler, birimler, kurumlar ve demokratik kuvvetler arası stratejik görüş ayrılıklarına ve çıkar çekişmelerine nokta koyup kesin karar verecek 'imparator' hazretlerinin yeri boştur. Şimdiki kalitesiyle dahi demokrasi, 'imparator' etkinliğinde başkan veya başbakan seçilmesine imkan bırakmaz. 21. yüzyıl model imparatorluğa dönüşümün miladı özel ordunun teşkilidir. Bu da AB deneyinde sonun başlangıcı olacaktır.
|