| |
|
|
Sezen Aksu'nun yorumu ile seçimden çıkan tablo!
Hep söyledik, yazdık.. 29 Mart tarihi, Türk siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcıdır. Hani bir zamanlar, sözleri Mevlana'nın, müziği Arto Tunçboyacı'nın olan bir Sezen Aksu şarkısı vardı. Hepimiz Sezen Aksu'ya katılıp, birlikte mırıldanırdık "Yeniliğe Doğru"yu. "Dünle beraber gitti cancağızım Şimdi yeni şeyler söylemek lazım Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım." Durum, Mevlana'nın tarif ettiği gibi şimdi. Öncelikle CHP'nin artık yeni şeyler söylemesi gerekiyor. Hatta, yeni şeyler söyleyecek ağızları bulması gerekiyor. Seçilmiş iktidara veya halka karşı, sanki devletin sözcüsüymüş gibi davranmanın bedelini, CHP yine çok ağır ödedi. Her dakika "Ben Atatürkçüyüm" deyip, sonra Avrupa Birliği yolunu engellemenin, reformların karşısında durmanın sonucu, sandık rakamları ile değerlendirildi. Çok somut bir şey söyleyeyim. İzmir'de Ahmet Piriştina'nın veya Şişli'de Mustafa Sarıgül'ün yerine Deniz Baykal CHP'den belediye başkan adayı olsaydı, acaba yüzde kaç oy alırdı? Veya Antalya'da CHP'nin seçim kaybetmesi ne anlama geliyor? Evet... CHP'nin artık yeni şeyler düşünüp söylemesi gerekiyor cancağızım! Merkez-sağ kesime gelince... Burada artık Mehmet Ağar ve DYP, kesinlikle var. Eğer merkezdeki seçmenin AK Parti'ye oy vermesinin anlamını Erdoğan tam olarak değerlendiremezse, gelecekteki ilk genel seçimde, Ağar'ın DYP'si, değiştirme birliği olarak, nöbete girmiştir. Sağın milliyetçi kanadının MHP'si de, çekirdek seçmenine yeniden kavuşmuştur. Yüzde 11,1 almıştır. Sağın mukaddesatçı kanadının Saadet Partisi de, 3 Kasım'daki 2,4'lük oranından, yüzde 3,6'ya yükselmiştir... Demek AK Parti, gerçek bir "Merkez Kitle Partisi" olmak durumundadır. Bakın işte... 28 Mart bir yerel seçim değil de genel seçim olsaydı, TBMM'de dört parti bulunacaktı. DYP'nin 52, MHP'nin de 52 milletvekili Meclis'e girecekti. AK Parti'nin ve CHP'nin yanında. Yani gerçekten "Dünle beraber gitti cancağızım / Artık yeni şeyler söylemek lazım"daki gibi bir durum var ortada. "Diğer partiler" diye tanımlanan küçüklere gelince. 3 Kasım 2002'de fırtınalar estiren Genç Parti, yüzde 7,2'den, yüzde 2,4'e düşmüştür. 3 Kasım 2002'de yüzde 5,1 alan ANAP, yüzde 2,2'ye inmiştir. Kimsenin işine karışmak doğru değil. Ama siyaset "İş" değil, kamusal bir uğraştır. Bu bakımdan, Genç Parti ve ANAP'a ilişkin her kişinin, artık kendi işlerine dönmeleri, aklın gereği olacaktır. Genç Parti ve özellikle ANAP için, yine bir Sezen Aksu şarkısını hatırlayalım. "Şimdi artık gözyaşları gereksiz akmamalı Alışmalı kendi yaramızı sarmaya Gel bunları bırakalım artık bir tarafa Gerçeği görmeliyiz dostum başka çaresi yok Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler...." Ve bu seçimin kesin galibi AK Parti'ye gelince... 3 Kasım'da başlayan yol, 28 Mart'ta çiçeklerle bezendi. Ne diyor Sezen Aksu? "İkinci bahar yaşıyor ömrüm Gel benim yarim oluver şimdi Seni gül gibi öpe koklaya Gözümden, dilimden sakınır saklar Bugünkü aklımla severim şimdi." Evet... AK Parti artık "Bugünkü Akıl" ile yoluna devam edecektir.
|