| |
|
|
Seçim gecelerinde bazen beklenmedik işler de olur!
Seçim geceleri, politikacılardan çok gazetecileri yorar ve heyecanlandırır. 28 Mart akşamına, Sabah'tan başladım. Yazı İşleri tam kadro işbaşındaydı. Daha doğrusu, "Sermaye" de, "Emek" de, gazetedeydi. Barbaros Bulvarı'ndan yola çıkıp, televizyonlardaki tura başladım. Önce "Habertürk"e gittim. Ufuk Güldemir, seçim gecesi için özel bir sofra hazırlatmıştı Habertürk'te. Mumbarları, içli köfteleri, kaburgaları, Deniz Arman'la, Taki Doğan'la, Meriç Köyatası'yla ve Emin Bengisu'yla birlikte yerken, eski günleri hatırladık. Deniz Arman'la Ülkü Arman'ı, Taki Doğan'la Örsan Öymen'i andık. Bu arada, ekranda birlikte seçim sonuçlarını yorumladık. Habertürk'ten sonra Star'a geçtim. Yılların oluşturduğu bir arkadaşlık ve güven duygusu var Adem Gürses'le aramızda. Star'ın kuruluş döneminde de birlikte olmuştuk. Talihin cilvesi, şimdi Star'ı o yönetiyor. Ve yıllardır ilk kez ekrana çıkan Engin Ardıç'la birlikte olduk. Ben Star'ın ilk yorumcusuydum. Cem Uzan, ikinci kanal olarak "Teleon"u kurarken, Engin Ardıç'ın bu kanala yorumcu olarak alınmasını ben önermiştim ve Engin'i yazılı basından böyle kopartmıştık. Sonra ben Star'dan ayrılınca, Engin Ardıç benim yerime geçti. Eski dostlukları tazeledikten sonra, Star'ın ekranında, Cüneyt Ülsever'le seçim sonuçlarını birlikte yorumladık. Oradan, aracın direksiyonuna geçip, Yeni Bosna'ya, TGRT'ye yollandım. Çok yakında bir bel ameliyatı geçiren TGRT'nin haber yöneticisi Mehmet Soysal, işinin başındaydı... Orada, Resul İzmirli'yle, İsmail Kapan'la birlikte, sohbet ettik. Sonra, Jülide Ateş'le ekranda, seçim haberlerini ve bunların yorumlanmasını izleyicilere duyurmak için, birlikte olduk. Jülide ile birlikte ilk çalıştığımızda, o bir genç kızdı. Şimdi ise anne. Eşi de bir medya mensubu. Arada, bunları da konuştuk. Vakit geç olmuştu. Ama benim seçim gecesi turnem daha bitmemişti. Yine direksiyona geçip, TEM otoyoluna çıktım. Gaza bastım. Herhalde 100-110 kilometreye ulaştım. Yol bomboştu çünkü. Birden dikiz aynamda, çok parlak bir ışık huzmesi gördüm. Ve o salisede müthiş bir darbe yedi benim aracım arkadan. Otoyolda, araç dönmeye başladı. Hem dönüyor, hem savruluyor, hem ilerliyordu araç. Dikiz aynasındaki ışığı gördüğüm anda, direksiyona çok sıkı sarılmış ve kendimi kasmıştım. Bir anlamda, kazaya kendimi hazırlamıştım. Bu sayede, araba dönerken hiç bırakmadım kendimi. Otoyolun ortasındaki bariyerlere önden çarpacakken, direksiyona hakim olabildim. Sonra hızla, sağa kaçıp, yol kenarında durdum. İndim araçtan. Arkadan bana çarpan aracın önü harap olmuştu. Benim aracın bagaj bölümü de, akordeon olup, içeri geçmişti. Herhalde 150 kilometrenin üzerindeki bir süratle bana çarpmıştı. Bana çarpan araçtan inen kişi, elinde cep telefonu, yanıma geldi. - Çok özür dilerim. İçkiliyim. Bir kazadır oldu. İyisiniz değil mi, dedi. Bir yandan da, herhalde tanıdıklarına, kaza yaptığının haberini veriyordu. Derken Mahmut Bey'deki trafik görevlileri geldiler. Alkol kontrolü yapıldı. Bana çarpan sürücünün yalancı olmadığı anlaşıldı. Gerçekten alkollüymüş. Arkasından gelen çekicilere, benim aracı yükledim. Oto-sanayideki tamircimin kapısına bıraktım. Bir taksiye atlayıp, eve döndüm. Televizyonlar seçim haberlerini vermeye devam ediyorlardı.
|