| |
TRT uyuma taraftara sahip çık!
Geçenlerde hani yazmıştım, bizim yarışma programı kıvamında toplantılarımız olur diye. Kafaları milyonlarca gereksiz ayrıntıyla dolu adamlar bu bilgileri bir "sözlü" havasında paylaşır. Geçen haftanın konu başlığı futboldu ve sorular gerçekten sapıkçaydı. Yani benim için öyleydi en azından. 1982 Dünya Kupası'nda ön dişleri olmayan forvet oyuncusunun adı neydi? Neeeee? Sorular işte bu vahşilikte. Dün TRT yılları ve diziler üzerine bir toplantı düzenledik. Daha doğrusu gündem kendiliğinden gelişti. Televizyonda ne izliyoruz, ne izlemiyoruz üzerine başlayan konuşmalar bizi TRT'nin altın yıllarına götürdü bir anda. Bu arada bu ekibin ciddi bir 30'lu yaş bunalımı yaşadığı kanaatini taşımaya başladım. Bir süre sonra nostalji yormaya hatta hırpalamaya başlıyor. Neyse biz sorulara geçelim Daha doğrusu sorulara geçmeden, yazının ana fikrini şimdiden mundar edelim. Benim kuşağım muhteşem dizilerle büyümüş. Yıllar sonra bile anlatırken ağzımızın suyu akıyor. Oysa şimdiki diziler yıllar sonra üzerine konuşmaya değer nitelikte olacaklar mı pek emin değilim. Geçelim sorulara Dallas'ta kahya Ray'in karısı kimdi? Bu arada galiba Ray çiftlikteki herkesi götürmüştü ama mutluluğu o kadında bulmuştu (Donna). Bu soru kazık, ben sordum kimse bilemedi. Cevabı söylediğimde herkes hatırladı ama.. Galactica adlı bilimkurgu dizisinin yapımcısı? Glen A. Larson. Küçük Ev'de bakkalın itici kızının adı? Nelly. Tüm Türkiye'yi ağlatan Jack adlı dizi haftanın hangi günü izleyiciyle buluşurdu? Pazartesi. Polisiye dizisi Baretta'nın jenerik müziğinin sözleri nasıl başlıyordu? Don't go to bed with no price on your head.. Uzay 1999'da baş pilotun ve kullandığı uzay mekiğinin adı? Alan, Kartal1.. Komiser Colombo'nun kullandığı arabanın markası? Kimse bilemedi. McMillan ve Karısı'nda hizmetçinin adı? Mildred. Kaygısızlar'da kullanılan arabaların markaları? Aston Martin ve Ferrari GT. Saatlerce süren soru-cevap seansından aklımda kalanlar bunlar. Gerçekten de muhteşem dizilerdi. Flipper, Ayı Ben, Vadideki Hayat, Aşk Gemisi, San Fransisco Sokakları, Zengin ve Yoksul, Kaptan Onedin. Bu çapta dizi izleyebiliyor muyuz günümüzde? Hiç sanmıyorum. Sitcom'lar aynı kıvamda değil. Tek mekanda sınırlı sayıda karakterle hamburger menü tadı veriyorlar. Yerli yapımlar artık o kadar çoğaldı ki takip etmek imkansızlaştı. Ve TRT'yi göreve çağırıyorum. Bu dizilerden oluşan bir kanal oluştursunlar, araya yine o dönemlerin Spor Stüdyosu'nu, ana haber bültenlerini yerleştirsinler ve sonuçlarına kendileri bile inanamasınlar. Mevcut medyanın bombardımanından sıkılmış büyük bir kitle nefes alabilir böylece. Ya da 30'lu yaş bunalımına girmiş taraftar soluklanmış olur bir nebze..
|