| |
|
|
Üsküdar'ın gözleri dolu dolu
Saadet Partisi Üsküdar'da güçlüymüş. "Mevcut başkan seçimlerde herkesi zorlar yine" diyorlar. İşin o tarafını seçmen bilir. Ben sıradan bir Üsküdarlı olarak, Saadet'li başkana değil rey, metelik bile vermem. Neden vereyim ki? "Din, iman, kitap" diyerek gezinen adamlar, ahalinin en kutsal mekânlardan saydığı mezarlık duvarına çöp toplama istasyonu kurmuşlar.
Kaçıncı uyarışım Merhum ana babasını, eşi, çocuğu, kardaşı, yakınını ziyaret etmek, bir Fatiha okuyup, toprağı havalandırmak, çiçek bırakıp su dökmek isteyenler çöplerin, molozların arasından slalom yaparak geçip ancak girebiliyor kabristana. Bu rezillik tablosunu sadece ben 3 kez programımda gösterip, defalarca ikaz ettim tınmadılar bile.
Toygar Tepe'den bakınca Gidip bizzat dolaştım Üsküdar'ı geçen gün. Doğduğum Cambaz Ali Sokağı'ndan, semtim Selamsız'a, Toptaşı'ndan, Uncular Yokuşu'na, Cuma Pazarı'ndan Atlama Taşı'na kadar her yanı, her bölgeyi karış karış gezdim, gördüm, fotoğrafladım.
Ulu rüyayı gören Eski Işık Sineması'nın Toygar Tepe'ye değdiği yukarı mevkilerden, aşağıda serili perişan, halsiz, takatsız Üsküdar'a bakıp Yahya Kemal'in dizelerini geçirdim aklımdan. "İstanbul'un Fethini Gören Üsküdar" şiirinde bakın nasıl anlatıyordu merhum üstat bu semti: Üsküdar, bir ulu rüyayı görenler şehri! Seni gıbta ile hatırlar vatanın her şehri. Hepsi der: "Hangi şehir görmüş onun gördüğünü? Bizim İstanbul'u fethettiğimiz mutlu günü!" Son günün cengi olurken ne şafakmış o şafak, Üsküdar, gözleri dolmuş, tepelerden bakarak, Görmüş İstanbul'a yüz bin meleğin uçtuğunu; Saklamış durmuş asırlarca hayalinde bunu.
|