| |
Rakamların dili
Fransa eski Başbakanı ve Sosyalist Parti eski lideri Lionel Jospin dün Baykal'ın seçim sonuçlarına ilişkin yorumlarını dinleseydi, herhalde "Ben ne yaptım" diye dövünürdü. Jospin 21 Nisan 2002'de Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura kalamayınca, hem başbakanlıktan, hem de parti liderliğinden istifa etti. Oysa Baykal'ın mantığıyla hareket etse, "Cumhurbaşkanı Chirac'ın bundan önceki seçimlerin ilk turundaki oyundan daha yüksek bir orana ulaştım" der, hiç değilse partideki koltuğunu koruyabilirdi. Sonra cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda aşırı sağcı Le Pen'in önünü kesmek için Fransızlar oylarını Chirac'ta birleştirdiler. Hemen ertesi ay genel seçimler yenilendi ve Chirac'ın rüzgarıyla merkez sağ ezici çoğunlukla iktidara geldi. Aradan 23 ay geçti. Türkiye'nin yerel seçimler için sandığa gittiği gün Fransızlar da bölgesel seçimlerin ikinci turu için oy kullandı. Sonuç? Sosyalist Parti son 25 yılın en büyük seçim zaferini kazandı. Oy oranını yüzde 50'nin üstüne çıkardı, 22 bölgeden 21'ini ele geçirdi. Baykal'ın mantığına taban tabana ters bir tablo! Çünkü CHP lideri diyor ki, "Genel seçimlerden 1.5 yıl sonra yapılan ve hükümetin ciddi yıpranmasının görülmediği dönemde yerel seçimlerden de iktidar partisinin birinci çıkması doğaldır." Oysa Chirac ve hükümetinin 2 yıllık karnesi başarılarla dolu: Irak krizinde ABD'ye kafa tutarak Fransa'nın saygınlığını artırdı, ekonomik büyüme ve ihracatta Avrupa'nın en iyi sonuçlarını aldı. Güvenlikten trafiğe, kanserle savaşa kadar yığınla reformu hayata geçirdi... Elmalar ve armutlar Yine Baykal'a göre, "Genel seçimle yerel seçim karşılaştırılmamalı. Mukayese bir önceki yerel seçimlerle yapılmalı..." Tezini kanıtlamak için bir dizi rakam da sayıyor. Örneğin AP'nin 1963'teki yerel seçimlerde 1961'deki genel seçimlere göre oyunu 13 puan artırdığını söylüyor. Ancak 1961-63 arasında Türkiye'nin İsmet İnönü başkanlığındaki koalisyonla yönetildiğini, büyük ortağın da CHP olduğunu gözardı ediyor. Mantık doğru olsaydı, CHP de oyunu artırırdı. Baykal'ın bir başka örneğini aktaralım: Haziran 1977 seçimlerinde CHP'nin oyların yüzde 41'ini aldığını, 5 ay sonra yapılan yerel seçimde, kendi ifadesiyle "Arada önemli bir gelişme olmamasına" rağmen oyunu 5 puan artırdığını söylüyor. Ama bir noktayı gizliyor: CHP, Haziran seçimlerinde iktidar olamadı, 2'nci MC Hükümeti kuruldu. Oysa Baykal'ın mantığına göre, o koşullarda CHP'nin değil iktidarın oyunu artırması gerekirdi. Ve diyor ki Baykal, "2002 genel ve 2004 yerel seçimlerini değil, 1999 ve 2004 yerel seçimlerini karşılaştırın..." Kabul. 1999 yerel seçimlerinde CHP'nin il genel meclisi oyu yüzde 11.8'di, şimdi -kendi verdiği rakama göre- yüzde 18.2. Yaklaşık 6.3 puan artış var. Ancak değerlendirmeyi tam yapabilmek için 1999'daki il genel meclisi sonuçlarını hatırlamak gerekiyor. Dağılım şöyleydi: ANAP 15.03, DYP 13.21, FP 16.48, MHP 17.18, HADEP 3.48, DSP 18.70, CHP 11.08. ANAP'ın 15, FP'nin 16.48 puanını toplayın, buna MHP'den 7, DYP'den 3 puan ekleyin. Yüzde 42 ediyor. İşte AK Parti'nin Pazar günü aldığı oyun kaynakları. İyi ama DSP'nin 18.7 puanı nereye gitti? Bunun cevabı da katılım oranında gizli: Pazar günü seçmenin yüzde 68.17'si oy verdi. 1999'de bu oran yüzde 87.9'du. Sonuç: İzmir, Mersin gibi DSP kökenli adayların CHP adına yarıştığı iller dışında DSP'liler ve yeni seçmenler sandığa gitmedi. Nerede kaldı Baykal'ın her kurultayda tekrarladığı "CHP, Türkiye'ye açılmayı, kavgadan iktidara geçmeyi karar altına aldı" söylemleri? Gelin de, "Popülizmi solculuk, içe kapanmayı milliyetçilik sanan bir söylem CHP'nin gelişmesini engelliyor" diyen Kemal Derviş'e hak vermeyin...
|