| |
|
|
Pandora'nın kutusu açıldı bir kere
Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü'ne bağlı tüm birimlerle ilgili ihbar yağıyor. Öyle iddialar var ki; şaşıp kalmak bir yana, dehşete düşersiniz. Hepsinin izini süreceğimizden kuşkunuz olmasın. Ama önce araştırmak, belgelemek gerekiyor elbette. Sadece adalete intikal etmiş olanlardan bir "potpuri" yapayım da ardından neler gelecek tahmin edin.
Pavyonların yanı başı... Mesela anlatacağım şu ilk olay geçen yılın sonunda, 24 Aralık'ta patladı. Ankara Maltepe'de bar ve pavyonlara komşu olan Behice Eren Çocuk ve Gençlik Merkezi'nde kalan iki kız çocuğunun, biri profesör üç kişiye pazarlandığı ileri sürüldü. "Yok canım olmaz, olamaz, abartıdır, asparagastır!" filan diyenler birkaç gün içinde daha da ağır bir haberle sarsıldı. Çünkü polis operasyonu kılı kırk yararak yürütmüş ve tutuklanan bazı esnaflara pazarlandığı iddia edilen kızlardan T'nin (15), soruşturma açılmadan bir gün önce kürtaj yaptırdığı belirlenmişti.
Dahası da varmış Dosyada adı geçen erkeklerin büyük bölümünün Maltepe'de esnaf olduğu bildirildi. Kızların esnaflarla, bir asansörcünün dairesi ya da işyerinde birlikte olduğu anlaşıldı. Esnafın, D ve T dışındaki kızlarla da para karşılığı cinsel ilişkiye girdiği yönünde bilgilere ulaşıldı. Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) başvurusuyla soruşturma başlatan savcılık iki küçük kızın ifadeleri doğrultusunda, 7 kızın daha aynı biçimde tecavüze uğradığı bilgisine ulaştı.
Doktor tavsiyesi!.. Bu olayın izlerini süren Ankara polisi söz konusu iki kız çocuğuyla birlikte olduğu öne sürülen Gazi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. T'nin ifadesine başvurdu. Ankara'daki ofisinde porno CD'ler de ele geçirilen profesör kendini savunurken "Bu olayla alakam yoktur. Komplo kurulmuştur. Sperm değerlerim düşük olduğu için doktorum porno CD izlememi tavsiye etti" dedi. Ancak soruşturmayı genişleten polis, D'nin yaklaşık bir yıl boyunca profesörün ofisinde sekreterlik yaptığını ortaya çıkardı. Profesörün bazı geceler gençlik merkezini arayarak "Ben D'nin dayısıyım" diyerek gece dışarı çıkması için izin istediği de ortaya çıktı. Dayak ve işkence Dayak, falaka, hortumla dövme, kış günleri soğuk suyla ıslatma, yemek vermeme, dolaba kilitleme şeklinde cezaların verildiği konusunda çok sayıda ihbarın savcılıklarca suç duyurusu sayılması, sayısız davanın açılmasına neden oldu. Bu davalar halen sürüyor. Ayrıca kurumun parasıyla özel alışverişlerini yapan yöneticiler; kurumlara hibe edilen malları, gelen yemeklerin bir bölümünü evine, eşine dostuna götürdüğü söylenen idareciler de işin başka boyutunu ortaya çıkarıyor.
Bıldırcın yumurtası Yapılan araştırmalar sırasında kurum ya da vakıf parasıyla evine bıldırcın yumurtası alanlara bile rastlanması da Bakan Güldal Akşit'e "Pes artık. Bu kadar da rezillik olmaz! Herkes şunu bilsin ki; hayatımı bu işleri düzeltmeye adıyorum" dedirtiyor. Ne olur bunlar lafta kalmasın sayın bakan. Neşteri vurun, bu tümörlerin kökünü kazıyın. Merak etmeyin, duyarlı ve sağduyulu yurttaşlar da, bizler de yanınızdayız. Bu işlerin partisi, siyaseti filan olmaz. "Laf ederler. Kadrolaşma peşinde derler" diye çekinmeyin, doğru olanı yapın...
|