| |
|
|
Piyasalarda durum ne merkezde?.
Dün sabahtan akşama kadar kendi çapımda "piyasa araştırması" yaptım. Tophane'de kümelenmiş büro mobilyası satan mağazalarından, kamp ve av araç gereci üzerine toptancılık yapan yerlere, dalgıç tulumu, balıkadam elbisesi, şnorkel, zıpkın türünden eşya pazarlayan mekânlardan, baskül, maden arama dedektörü, inşaatçı bareti, cam silici kemeri, dağ bisikleti, şişme bot küreği satan bir dolu işyerine girdim, konuştum, dertleştim esnafla. Sonra Karaköy'de elektronik yan ürün ithalatçılarıyla, alt geçit çalışanları ve patronlarıyla, Perşembe Pazarı civarında da bilumum hırdavatçı, tornacı, planyacı, muslukçu ahaliyle saatlerce sohbetler kurdum.
Buruk acı Sondan başlayıp anlatmam gerekirse mesela Perşembe Pazarı esnafı biraz "buruk." Diyorlar ki: "Sultanhamam Türk ekonomisinin toplardamarıysa, Perşembe Pazarı atardamardı. Ama damar tıkanıklığı oldu burada. Tek kuruşluk alışveriş yapmadan kepenk açıp kapatan esnaf var aramızda. Ta eski zamanda Dalan'ın, yarısını yıktığı, yarısını da bozamadığı eski yerler var ya. Hani deniz kıyısına yakın bölümler yani. İşte oralar tam bir pislik ve şerir yuvası oldu. Her nevi hırsız uğursuz o harabelerde barınıyor. Sabah bir geliyoruz ki dükkânların kilitleri patlamış, mallar çalınmış. Ticarete gelince; enflasyon düştü diyorlar ama, milletin alım gücü yok ki. Şimdi bir de seçim sürecindeyiz diye iyiden iyiye düştü işler.
Kaplama mallar!.. Çin mallarına karşı çıkan da var, "Çin mallarının girişi rahat olsun" diyen de. Örneğin; "aç kapa" modeli musluk satan bir işyeri sahibi yakınıyor: "Bizim malzememiz sarı üzerine krom kaplamadır. Yani pas tutmaz asla. Ama Çin işi musluklar demir üzerine krom kaplama. Vatandaş dış görünüşüne aldanıp fiyatı 3-4 milyon daha ucuz diye onu alıyor. İçeriden paslanmış olan musluğun suyunu içiyor ama haberi yok. Sadece muslukta değil yüzlerce kalem malda kalitesizlik diz boyu bu Çin mallarında. Ama ne oluyor piyasayı vuruyor adamlar." Aklıma az önce balıkadam giysileri satan mağaza sahibinin konuşması geliyor. O da tam tersini söylüyor ve şöyle diyordu: "Balıkadam ayakkabısına patik deriz biz. Bakın bu gördüğünüz patik Çin'den gelen bir mal. Tamamı kauçuk. Bu da Avusturya'dan ithal edilen bir başka patik. İkisinin fiyatı arasında 4-5 misli fark var. Çin'den gelen malı kabul etmiyor artık gümrüklerimiz. Ama Avusturya malı dediğimiz bu patik de aslında Çin'de üretiliyor. Biz gık bile diyemeden böyle pahalı alıp satmaya mahkO zaman da sürüm düşüyor elbette. Bazı işadamları gidip Cidde'de, Bahreyn'de paravan şirketler kurdu. Çin'den oraya, oradan da Türkiye'ye getirip gül gülistan yaşıyorlar. Biz böyle sahtecilik yapmıyoruz, kusur mu ediyoruz yani?
|