| |
|
|
Başbakan'ın kantin hikâyesi
Kadir Topbaş okullu olarak, yani imam hatipli olarak daha kıdemliymiş Tayyip Bey'den. "Biz okulun ağabeyleri, onlar da kardeşlerimizdi elbet" diyor. Sonra da hoş bir kantin hikâyesi anlatıyor o günlerden kalma. Diyor ki: "Son sınıftaydım. Derslerimde de parlak bir öğrenciydim. Matematiğe de zehir gibi çalışırdı kafam. Ne de olsa esnaf çocuğuyuz, kasada durmuşluğumuz, hızlı hızlı toplama-çıkarma yapmışlığımız vardı. Sevilen ucuzluk Bir gün çok sevdiğimiz bir hocamız çağırdı beni. 'Ver bakalım 1 lira Kadir efendi' dedi. Şaşırdım. Meğer kooperatif kuruluyormuş. O zaman kantin hizmetlerine verilen ad buydu. Beni de işlerden anlıyorum diye bu kooperatifin başına verdiler. Gayet güzel idare ediyorduk her şeyi. Simit, açma, poğaça, vs. Serde tatlıcı aileden gelmek var ya, bir gün aklıma düştü. Yeni bir şey üreteyim, hem ucuz olsun, hem de sevilsin. Herkes bayıldı Tuttum iki bisküvinin arasına lokum koyup avucumla bastırdım. Adını da sıktırma koydum. Hani şimdi araya çikolata filan koyup satıyorlar ya (janjanlı Eti Puf gibisinden) işte onların ilk çıkışı bu sıktırmadır aslında. 20 kuruştan satmaya başladık bunu kantinde. Herkes bayıldı. En çok seven, harçlığını neredeyse buna yatıranların başında da sayın başbakanımız geliyordu. Hatta geçenlerde bir gün gülerek hatırlattı o günleri: 'Okulda az mı sıktırma sattın bize Kadir Bey' dedi. Kadim dostluk O gün bu gün bitmeyen bir dostluğa ve kader ortaklığına dönüşmüş okul abi kardeşliği. Şimdi Topbaş'ı dünya çapında bir metropole, İstanbul'a başkan yapmak isteyişinin temellerinde bu kadim dostluk da var demek... Saray'a laf ettirmem Bu arada geçen gün yayınladığım okuyucu mektubundan dert yanıyor Kadir Topbaş. "Beyoğlu Saray Muhallebicisi'nin iyi hallerde olmadığını" belirten okuyucu için "Haksızlık etmiş o yurttaşımız sanki" diyor. Ardından da ekliyor: "Bu müessese 100 yıldır ayakta. Oğlum bile çok daha başka imkânlar olmasına rağmen Amerika'da gıda üzerine okudu. Sırf atadan dededen kalan mesleği bilinçli ve yaraşır halde sürdürebilmek için yapıldı bu... Bizim adımızı kullanan bazı yerler var. Kötüyse onlardır kötü olan. Gidin bakın tertemizdir bizim dükkânlar diyor." Gitmez miyim. Gidip bakmaz mıyım başkan. Giderim ve yazarım ne gördüysem. Ama şimdi değil, "Az sonraaa!.."
|