| |
|
|
Tayyareleri seven adamlar!..
Havacılığa olan tutkumu yazılarımda da, programlarımda da defalarca dile getirdim. Az ötedeki naçiz dizeleri de, geçtiğimiz ay tayyareleriyle düşüp, şehit olan hava subaylarımızın ardından karalamıştım. İçimden süzülen ince bir hüznün kağıt üzerine iz düşürmesiydi bu satırlar.
Fısıldar gibi Sonra çok sevdiğim bir Hava Kurmay Yarbay arkadaşıma, okudum bunu. Dinledi, dinledi, dinledi. Okumam bittiğinde uzun süre sustu hiç konuşmadı. Dalgın ve dargın gözleriyle bir süre boşlukta bir noktaya bakıp, düşsel bir filmi izledi sanki o boşlukta. Ve neden sonra yüzüme bakıp fısıldar gibi konuştu: - Bunun bir kopyasını bana verir misin lütfen? - Seve seve veririm. Sorulur mu bu kardeş?.. Sonra... Sonrasına ait bir olayı, bir duygu kördüğümünü paylaşacağım sizinle. Yakıcı, kahredici, "bu ne kader be!.." dedirtici bir olay. Bakın nasıl?..
Kapıyı açtım ki!.. Yarbay, şiiri önce devrelerine sonra da üstlerine okumuş. Çok duygulanmış dinleyen komutanlar. Bunu duyunca ben de çok gururlandım. Bir ara bunu, müzisyen oğluma da anlatınca merak etti çocuk. Alıp okudu. Sonra bir kopya da o alıp, döndü gitti evine... Aradan üç gün geçti kapı çaldı. Açtım, yine bizim delikanlı. - Şu CD'yi al bir dinle baba. Ama ben gitmeliyim, acele işim var çünkü.
İçim kabardı Şaşkın şaşkın bakakaldım telaşe müdürü oğlumun ardından. Sonra da CD'yi takıp dinledim ki; vay canına!.. Velet gidip kapanmış stüdyosuna ve müzik yazmış bu sözlere. İçim kabardı dinledikçe. Ne yalan söyleyeyim göz yaşlarıma engel olamadım. Sonra yine aradım havacı dostları. "Size bir CD gönderiyorum. Bir de bunu dinleyin lütfen" dedim.
Bilkent Filarmoni Yanıt yine geldi gecikmeden. Diyorlardı ki; - Bunu hemen çoğaltmak istiyoruz Savaş Bey. Bilkent Senfoni Orkestrası'na, Rengin Gökmen üstadın yönetiminde çalmalarını rica edip öyle çoğaltacağız. Uygun görüyorsanız bir de klip çekmek istiyoruz buna. Bir subayımız minik bir senaryo da yazdı. 15 Mayıs Hava Şehitleri gününe yetiştireceğiz bunu single olarak. Ne dersiniz?..
Sarsıcı bir öykücük Sonra senaryoyu anlattılar bana. Şimdi paylaşmak erken olur ama çok çarpıcı, çok sarsıcıydı yazılan kısa öykü. Ne kadar mutlu olduğumu söyledim ben de. Sonra "tüm birimlerde şiirin elden ele dolaştığını ve her bir hava üssünün klip çekimi için kendi mekânlarını önerdiğini" söylediler coşku içinde.
Kadere bak!.. Sonradan öğrendim ki Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına'nın emriyle hazırlıklar çoktan başlamış. Bando parçayı çoktan ezberlemiş, repertuvara almış bile. Ama kadere bak dediğim olay meydana geldi 4 gün önce. Yazılan senaryoda görev alması düşünülen gökyüzü kartallarımızdan üçü, havada çarpışan tayyarelerinde şehit düştüler.
Bir vasiyet Kursakta kalan bir sevincin gökyüzüne savurduğum sitemiyle dopdoluyken yine bir haber geldi havacı dostlardan. "Artık bir vasiyet gibi oldu bu çekim. Ve bu klibi Konya'da, 3. Ana Jet Üssü'nde çekmek şart oldu sanki. Bize son kazada şehit olan arkadaşlarımızdan bir vasiyet olarak algıladık çünkü bunu. Komutanımız da böylesini uygun gördü. O kardeşlerimiz göklerden gönüllere indiler ve inandıkları o inanca saklandılar" diyordu gelen haber.
|