| |
|
|
Terim, keşke Napolyon'a değil Kraliçe Victoria'ya benzeseydi!
Bu, kesinlikle bir spor yazısı değil. Amacım, "Fatih Terim'le birlikte Özhan Canaydın da gitsin mi" tartışmasına katılmak hiç değil.
Sadece, bu konuyu ustaca vurgulayan sevgili Hıncal Uluç'a bir katkıda bulunmak istiyorum.
Daha doğrusu Hıncal'ın, savını güçlendirmek için kullandığı cümlelerden bazılarının, aceleye geldiğini söylemek istiyorum.
Hıncal Uluç, Sabah'ın spor servisindeki arkadaşlarla söyleşirken, "Fatih Terim değil Özhan Canaydın gitmeli. Fatih Terim dünya çapında bir lider. Napolyon Waterloo'da kaybetti. Napolyon'u yenen komutanın adını bilen var mı" diyerek, savını güçlendirmek istemiş.
Devam da etmiş, - Fransa tarihinde yüzlerce kral, bir o kadar cumhurbaşkanı ama bir tek imparator var. İki kere yenilen, iki kere sürülen, hem de sürgünde ölen Napolyon Bonaparte!
Birinci mesele şu. Napolyon'u yenen komutanların isimleri de, Napolyon kadar bilinir.
Örneğin "Wellington"u, Napolyon'u bilen herkes bilir. 1769-1852'de yaşamış olan Wellington Dükü, Waterloo zaferinden sonra, 1828'de İngiltere'ye Başbakan da olmuştur. (Asıl adı Arthur Wellesley)
Wellington, aynı zamanda Yeni Zelanda'nın başkenti olarak da, akıllarda kalacak bir sözcüktür.
Waterloo'da Napolyon'u yenen ve Fransız ordusunun sağ kanadını çökerten Prusya'lı Mareşal Von Blucher'i de, Avrupa'lılar çok iyi bilir.
Napolyon'u iki kez yenen Amiral Nelson'u da, hemen herkes bilir.
İngiliz Amirali Horatio Nelson (1758-1805), Napolyon'u önce (1798) Mısır kıyılarında, Abukir'de yenmiştir.
Son olarak da, Victory gemisinin güvertesinden yönettiği ve orada can verdiği Trafalgar Savaşı'nda, Napolyon'u denizlerden silmiştir. Londra'yı bilenler, Trafalgar Meydanı'ndaki sütun üzerindeki heykelinden de tanırlar Amiral Nelson'u.
Tarihi aşk filmlerinden hoşlananlar ise, Nelson'un Lady Hamilton'la olan ilişkisini bilirler.
Demek istediğim şu.
Fatih Terim imparator ise, onu yenenler imparator olmasalar bile, sporseverler tarafından bilinirler.
Örneğin Lucescu, örneğin Daum, Fatih Terim kadar bilinen isimler.
Ayrıca, bir "İmparator"un olması için, bir de "İmparatorluk" bulunması şart.
İmparatorluk varsa, mutlaka, birden fazla imparator gelir, gider.
Örneğin Fransa tarihinde, "İmparator" olan iki tane Napolyon vardır.
1852-70 arasında imparator olan Louis Napoleon Bonaparte, 1848 ayaklanması ertesinde, seçimle başa gelmiş ve 1851 darbesi ertesinde yapılan plebisitle, imparator ilan edilmiştir.
O İmparator Napolyon'u da, 1871 Fransız-Alman Savaşı'nda, Bismarch'ın Mareşali Von Moltke yendi. Paris işgal edildi.
Bu Napolyon da, sürgünde (İngiltere'de) öldü.
Biz bu imparatoru da, Padişah Abdülaziz'in tutulduğu, İmparatoriçe Öjeni'den biliriz.
Yani, sevgili Hıncal, Fatih Terim'e sevgisini, O'nu Napolyon'a benzeterek bence hata yaptı.
Yenilmez bir imparator (veya imparatoriçe) arayıp, Fatih Terim'in kaderini ona bağlayabilirdi.
Bu açıdan Fatih Terim, keşke kraliçe Victoria'ya (1819-1901) benzeseydi.
|