| |
|
|
Ordu yenilince Hilafet'e bel bağlandı!.
Atatürkçü Düşünce Derneği'nin, Hilafet'in kaldırılışının 80'inci yıldönümü dolayısıyla yaptığı toplantıya, kuvvet komutanlarının da katılmasına, bazıları "Siyasete uyarı" anlamı vermek istiyor. Bence bu, anlamsız bir çaba. Çünkü komutanlar tarihi bilen insanlar.. Onlar da biliyor ki, Yavuz Sultan Selim 1517'de Mısır'ı zaptedip, son Abbasi Halifesi el-Mütevekkil'i İstanbul'a getirince, kendisini Halife ilan etmedi. Bazılarına göre Osmanlı Padişahı, Halife ilan edilse bile, Osmanlılar Kureyş'ten olmadıkları için bu mümkün değildi (Örneğin İbn-i Haldun Emevi halifesi Yezd'in durumunu, bu açıdan irdeler). Osmanlı'nın Hilafet'e sarılması, Osmanlı ordusu yenilmeye başlayınca gerçekleşir. Örneğin 1768 Osmanlı-Rus savaşında, 30 bin kişilik Rus ordusu, Kartal Ovası'nda 180 bin kişilik Osmanlı ordusunu yener. 1770'de, Rus donanması Çeşme Baskını'nı yapar. Ve sonunda, Kırım, Osmanlı'dan kopar. 1774 "Küçük Kaynarca Antlaşması" ile, yenilgi kabul edilir. 1783'te Kırım Rusya'ya bağlanır. 1792 "Yaş Antlaşması" ile, Osmanlı bunu resmen kabul eder. Osmanlı Padişahları ilk kez Hilafet'e bu yenilgiler sırasında sarılırlar. "Kırım Rus olsa da, oralardaki Müslümanlar'ın lideri biziz" demek için, kendilerine "Halife" derler.. Yani 3'üncü Mustafa, 1'inci Abdülhamit dönemi.. Yani ordu yenilmese, Osmanlı Hilafet'e sarılmazdı.
|