| |
|
|
Diyarbakır'da subaylar da, polisler de, AK Parti seçmeni!
Türkiye'de siyaset böyle işte... Diyarbakır'da, geçmiş yıllarda bölücü teröre karşı mücadele veren güvenlik güçleri üyeleri ile sohbet ediyoruz. Onlar da, Diyarbakırlılar gibi nefes almış. Artık Diyarbakır, akşamüstü saat 16'da dükkanların kepenklerini indirdiği, geceleri sokağa çıkılmayan bir kent değil. Güvenlik güçleri üyelerine, yaklaşan 28 Mart yerel seçimini soruyorum.. Diyorlar ki: - Diyarbakır'da DEHAP'ın üstünlüğü kesin. Ama Yenişehir ilçesinde, seçimi kaybedebilir DEHAP. Çünkü Yenişehir'de yaşayan subay ve polis aileleri, AK Parti'ye oy verecek! Düşünebiliyor musunuz? Devlet'in Diyarbakır'daki tercihi AK Parti! Çünkü karşılarında DEHAP var. Yani Diyarbakır'ın Yenişehir'i, Ankara'nın Yenişehir'ine veya Çankaya'sına hiç benzemiyor. Siyaset böyle bir şey. Bir dönemde de, PKK'ya karşı Hizbullah'la işbirliği yapılmamış mıydı? Yani Osmanlı'da oyun bitmez! Ve yani, dün dündür, bugün bugündür siyasette. Eskiden "Kürt Realitesi"nin merkezinde Abdullah Öcalan vardı. Şimdi, merkezlerin sayısı çoğaldı. Kuzey Irak'taki oluşumlar ve Barzani ile Talabani de, dikkatle izlenmek durumunda. Ayrıca tüm gelişmelerin arkasında da, Washington var. Bunun yanında, Türkiye'deki gelişmeler, doğrudan Avrupa Birliği'ne ve Kopenhag Kriterleri'ne de endeksli. Bakarsınız, İmralı'daki Öcalan, "Batılılar Sevr'i canlandırmak, Türkiye'yi bölmek istiyor" diye açıklamalar yapmaya başlar. Doğu Perinçek'in İşçi Partilileri, Mehmet Ağar'ın DYP'lileri ve Devlet Bahçeli'nin MHP'lileri ile birlikte "Kıbrıs'ı vermeyelim" diye yürüyüş yapıp, ortak cephede birleştiklerine göre, Öcalan da, neden "Kökü dışarıda bölücüler"e karşı cephe almasın? Diyarbakır'daki duruma dönersek. Durmadan kapatılıp yeniden açılmasına rağmen, DEHAP'ın belediye başkanlığı, Diyarbakır'a huzur ve istikrar getirmiş. Anarşi ve terör döneminde, düşünülmesi bile zor olan işler yapılmış. Diyarbakır surlarının çevresi temizlenmiş. Surlar ışıklandırılmış. O bölgedeki yasadışı gecekondu yerleşiminin temizlenmesini, DEHAP'tan (veya HADEP'ten) başka hiçbir parti yapmazdı diyor, Diyarbakırlılar. DEHAP Belediye Başkan adayı Osman Baydemir'le, uzun uzun konuştum. Ecevit'in gençliğini hatırladım. İlkelere ve teorik yaklaşımlara ağırlıkla dönük, güven veren söylemleri var. Osman Baydemir de, artık normal dönemlerin başlaması gerektiğine inanıyor ve tüm Türkiye insanlarının, ortak heyecanla Avrupa Birliği üyeliği için çaba göstermesine önem veriyor. "Parti"nin kararına rağmen bağımsız aday olarak çıkan mevcut DEHAP'lı Belediye Başkanı Feridun Çelik hakkında, tek aleyhte kelime söylemiyor. Yapılan belediye hizmetlerini övüyor. AK Parti adayı Mücahit Can ise, kendisi de Kürt kökenli olmasına rağmen, "Kimlik" meselesine hiç değinmiyor ve sadece "Proje"lerden bahsediyor. Örneğin Dicle nehrinin bir setle engellenip, Diyarbakır'ın bir yapay göle bitişik "Kıyı-Kent" yapılması hayali de var Mücahit Can'ın projeleri arasında. Dün de aynı şeyleri yazdım. Diyarbakır'da, seçmeni DEHAP'ın elinden almak çok zor. Ama bu seçimde, AK Parti de iddialı... Yani Diyarbakır'da yerel seçim, gerçekten ilgi ile izlenecek gelişmelere gebe.
|