| |
|
|
Bir eski dost daha ayrıldı aramızdan... Elveda enflasyon!
Türkiye'de 28 yıl sonra, enflasyon rakamının tek haneye düştüğü haberini duyduğum an, disk-çalardan "Eski Dostlar"ı dinliyordum. Bestesi Gültekin Çeki'nin, güftesi Hayri Mumcu'nun olan ve nerede duysak, birlikte mırıldandığımız o Rast şarkı çalıyordu. "Unutulmuş birer birer Eski dostlar, eski dostlar Ne bir selam, ne bir haber Eski dostlar, eski dostlar." Birden hüzünlendim. Bir eski dost daha, unutulmuşların arasına gitmek üzereydi. Öyle değil mi? Yüksek enflasyon da bizim eski dostumuz, hatta kan kardeşimiz değil mi? Yıllarca birlikte neler yapmadık ki? Bir yıl önce lokantada hesap olarak ödediğimiz parayı, ertesi yıl garsona bahşiş olarak verdiğimizde, adamın teşekkür etmediği dönemleri yaşamadık mı? Eski dost enflasyonun patladığı 1980'lere dayanan günlerden biriydi. Bir yüksek yargıç emekli olmuş ve aldığı kıdem tazminatı ile, Ankara'da bir apartman katı almak için, emlakçıları dolaşmaya başlamıştı. Kendisi de eşi de, zor beğenir kişiler oldukları için, kat beğenme işini uzattılar. Ve bir süre sonra, ellerindeki para ile bir buzdolabını zor alabildiler. 28 yıl sonra enflasyonun tek rakamlı olduğunu öğrendiğim sırada, "Eski Dostlar"ın söylenilmesi sürmekteydi. "Hayal meyal düşler gibi Uçup giden kuşlar gibi Yosun tutan taşlar gibi Eski dostlar, eski dostlar." Enflasyonun bizden kopup, eski dostlar arasına karıştığını hissetmenin hüznünü yaşarken, sıradaki diğer gidici eski dost adaylarını da hatırladım... Mesela "Kıbrıs Krizi"ni hatırlayıp, daha da hüzünlendim. 1974'te koalisyon ortağı olan Erbakan, "Biz Ada'nın tamamını alacaktık" diyerek, otobüslerde miğferli posterleri asılı Kıbrıs Fatihi Bülent Ecevit'in damarına basmaz mıydı? Simgesi AK Güvercin olan Karaoğlan Ecevit, bir anda nasıl ısınıvermişti Atilla Harekatı'nın Fatihi rolüne... Biliyorum ki, eski dostların en vazgeçilmez olanlarından "Kıbrıs Krizi" de, bizden ayrılmak üzere. Bir başka deyişle, "Kıbrıs" ile "Kriz", birbirlerine veda edecekler. Eski dost enflasyonu, nasıl IMF'in programı bizden ayırdı ise, eski dost Kıbrıs Krizi'ni de, Annan Planı götürecek bir yerlere. "Unutulmuş isimlerde Bilinmez ki nasıl, nerde Şimdi yalnız resimlerde Eski dostlar, eski dostlar." Gerçekten hüzün bastı. Nice eski dostu böyle yitirmedik mi? Örneğin "Türkiye ihracat yapamaz" sloganı da, eski bir dostumuzdu. "Toplu iğne bile yapamayız", "Turizm kim, biz kim", "Demokrasi bize lükstür", "Televizyon israftır", "Boğaz köprüsü yerine Zap suyuna köprü yapalım", v.b. Bütün bu eski dostlar, takıla takıla çalınmaz hale gelmiş eski taş plaklar gibi, bizden ayrılmadılar mı? "Devrim" otomobili ile alay edenler, Türkiye'nin otomotiv sektöründeki ihracatına bakıp, hüzünlenmiyorlar mı? Hüznümü dengeleyen bir gerçek var. "Eski Dostlar"ı söylerken, biliyorum ki, "10'uncu Yıl Marşı" da, birlikte söylenilmeye devam edecek. "Rejim Tehlikede" korkusu da, eski bir dost değil mi? 1933'te yurdun demir ağlarla örüldüğünü söyleyenler, 2004'te Ankara-İstanbul arasında tren motorlarının donduğunu düşünmeyecekler bile. "Bolu Dağı Tüneli", yine açılmamış bir eski dost olarak kalacak. Yine birileri, "Nasıl olsa bizi AB'ye almaz bunlar" diyecek. AB'ye girdiğimiz gün, o slogan da, kokmuş diğer temcit pilavları ile birlikte, eski dostlar listesine katılacak.
|