| |
Dürüst hekimler ve bir hasta günlüğü
Bayramdan önce, Balıklı Rum hastanesine uğradım dostum Prof. Dr. Mansur Beyazyürek'i ziyaret etmek için... Dokunsam ağlayacak kadar incinmiş durumdaydı bu değerli hekim... Ne oldu hayrola, dedim. Anlatmaya başladı. Uyuşturucu bağımlısı olup, bir süre önce hayatını kaybeden Selen isimli genç kızın ardından yaşadıklarına üzülmüştü. Sansasyon olsun diye, genç kızın tuttuğu "günlük"ten bazı notlar kamuoyuna yansıtılmıştı ve o notta Balıklı Rum'da tedavi gördüğü sırada güya "esrar içtiğini" yazmıştı genç kız. Bunun üzerine, narkotik şube elemanları hastaneye gelip, araştırma yapmışlar. Mesele orada da bitmemiş, ardından Sağlık Bakanlığı müfettişleri olaya el koymuşlardı. Dr. Mansur Beyazyürek, müfettişlere gerekli izahatları yaptık. Raporlarını "olumlu" bir şekilde hazırladılar, diyerek devam etti: "Bizi asıl üzen şey, bir genç hastanın hangi ruh halinde iken yazdığı tartışılacak bir notu ciddiye alan bakanlığın, aslında yapılması gerekenleri yapmıyor olmasıydı. Tedavi eden kurumları töhmet altında bırakmak, tedaviye muhtaç insanlara yapılacak en büyük kötülüktür." "Kliniğimizde 13 gün tedavi gören bir genç kız, esrarlı sigara içtiğini 'sanrı' olarak düşünebilir. Böyle bir illüzyon yaratmış da olabilir. Hatta bir şekilde tedarik etmiş ve kullanmış da olabilir. Biz burada hastalarımıza 'mahkum' gözüyle bakmıyoruz, bakamayız. Gereken önlemleri alıyoruz ama bir dereceye kadar. Hasta zaten buraya gönüllü olarak gelmemişse, bir an için tedavi çizgisinden saparsa siz ne yapabilirsiniz? Madde bağımlılığı tedavisi en zorlu tedavi şeklidir." "Ülkenin tek özel kliniğini olarak büyük özveri ile çalışıyoruz. Geçen yıl buraya yerli ve yabancı olarak 1000'e yakın hasta başvurdu. Azınlıklar hukukuna dayanarak çalışan hastane, sadece Rum vatandaşlara değil, ihtiyaç sahibi herkese hizmet veriyor." "Batı ülkelerinde madde bağımlılığı tedavisinde çok yararlı olarak kullanılan ilaçların Türkiye'de de serbest hale gelmesi için mücadele ediyoruz. Zamanın Cumhurbaşkanı Demirel'e gönderilmiş raporlarımız mevcut. Örneğin Fransa, bu mücadeleye yılda 2 milyar dolar ayırıyor, ya bizim Bakanlıklarımız ne yapıyor? Türkiye'de gerekli ilaçlar bile hala yasak..." Dr. Mansur Beyazyürek, şunu da söyledi: "Buraya gelen insanlar ne esirdir ne de mahkum. Hastadır sadece... Biz, burada yatan Selen'i, hergün kontrolden geçirip, bütün bedenini arayıp taramış olsaydık da, daha sonra genç kız günlüğüne, 'doktorlar hergün her tarafımı muayene etti' diye bir not düşseydi, bizim halimiz ne olurdu?" Dr. Beyazyürek, madde bağımlılığı tedavisinde doktor-hasta ilişkisinin sansasyona konu edilmeyecek kadar hassas olduğunu, Bakanlığın da bu hassasiyete saygı göstermesi gerektiğini söyledi. Türkiye'de madde bağımlılığı ile mücadele, Balıklı Rum Hastanesi ile Bakırköy Amatem'deki özverili çalışmalar sayesinde geliştiriliyor. Buna karşılık, henüz gerekli ilaçların tedarik mevzuatını bile düzenleyememiş Bakanlığın, en küçük bir sansasyonda hekimlerin ve sağlık personelinin şevkini kıracak girişimlerde bulunması kabul edilir bir yöntem değil... Sınırlı imkanlarla "işini iyi yapan" insanları "hırpalamayı" hüner sayan zihniyet en fazla hastalara zarar verecektir.
|