Hesap uzmanları soruşturmaya başlarken bir "vergi yoklama memuru"nu, bu hayali dergilerin depolanmış gibi gösterildiği yere gönderiyorlar... Memur gereken incelemeyi yapıyor ve düzenlediği tutanağı, uzmanlara teslim ediyor... Bu belgeye göre; dergiler gerçekten basılmış ve depolanmış görünüyor!.. Ancak uzmanlar, kuşkulanıp, belirtilen adrese bizzat gidiyorlar! Bir de ne görsünler!.. Faturalarda depo olarak geçen yer henüz kaba inşaatı bile bitmemiş bir bina değil mi?.. Eğer memurun tutanağına güvenmiş olsalar, belki de birçok belediye yetkilisini yargıç önüne götüren soruşturma, daha başlamadan bitmiş olacak!

Soruşturmanın bir başka kritik aşaması da, V. Bankası'nın Validesultan Şubesi'nde yaşanıyor. Hesap uzmanları, bankaya gönderdikleri yazıyla İGDAŞ'ın vurgunculara kestiği bir çekin dökümünü istiyorlar. Bankanın cevab” yazısı, uzun süre gecikiyor. Bu kez ikinci bir yazıyla uyarıyorlar... Sonuçta önemsiz bir belge geliyor!. Yazışmalar zaman öldürmekten başka bir işe yaramayınca, uzmanlardan biri, banka şubesine giderek, o tarihte yapılan tüm çek ödemelerinin dekontlarını istiyor. Bankacılar, uzmanın önüne 6-7 çuval dolusu evrak koyuyorlar... Hesap uzmanı hiç sıkılmadan dekontları tek tek inceliyor, tasnif ediyor ve İGDAŞ parasının vurguncular arasında paylaşıldığını gösteren belgeyi bulmayı başarıyor. Soruşturmanın belki de en önemli verisi, tüm engellemelere karşın, böylece ele geçirilmiş oluyor.

Kılı kırk yaran hesap uzmanları, bu soruşturma sırasında bir başka vurgunun izlerine ulaşıyorlar. Kamuoyuna şimdi yansıttığım bu tespite göre; İGDAŞ'ın 200 milyar lirası, kapatılan Fazilet Partisi'nin seçim kampanyasında kullanılmış! Uzmanların raporu, Anayasa Mahkemesi'nin kararını bekliyor...

Hesap uzmanları, Orhan Aslıtürk soruşturmasına da, ARENA'nın bir haberinden yola çıkarak başlıyorlar. Bizim bulduğumuz naylon faturaların yanısıra, Aslıtürk'ün holdingine yapılan baskında ele geçirilen bir kamyon dolusu dosyayı, tek tek inceliyorlar. Adım adım ilerleyerek, naylon fatura için kurulan 200 hayali firmanın adını belirliyorlar. Son aşamada Orhan Aslıtürk ve çetesiyle iş yapan dev firma ve holdinglerin hesaplarına giriliyor. Böylece Türkiye'yi örümcek ağı gibi saran bir milyar dolarlık naylon fatura organizasyonu, gün ışığına çıkarılıyor...

Kaleme aldıkları raporlar, roman heyecanıyla bir solukta okunuyor. Vurgunlara, yolsuzluklara adı karışan yüzlerce kişinin yeminli ifadesi, suç kanıtları, belgeler ve olayların kronolojik akışı, bu raporlara ayrıntılı biçimde yansıyor.

Hesap uzmanları şu günlerde bazı İGDAŞ yöneticilerinin özel hesaplarını didik didik etmekle meşguller. Bu arada görevlerini zamanında yerine getirmeyen bazı kamu yetkililerinin, belediyedeki çete ile çıkar ilişkisine girip girmediklerini araştırıyorlar.

Onlar bu yazıyı çoktan hakettiler... Ama ben, özel bir anlam taşıması için bayramı bekledim!..