Ajanlar görevlerini yaptıktan sonra merkezlerine "After Action Report" denilen bir rapor veririrler. Bu rapor, görevde olup bitenleri ve sonuçlarını anlatır.. Bugün size, bizim Beltway ekibinin gönderdiği, ilk Amerikalı ile en az 300 Taliban'ın öldüğü Afganistan'da Cenk Kalesi'nde 22 gün önce olup bitenleri ayrıntıları ile anlatan bir yazıyı özetleyerek sunuyoruz.... Okuyalım:

24 Kasım Cumartesi günü sıcak bir havada, Amerikan uçaklarının Kunduz'u bombalamasından sonra buradan kaçan Taliban askerleri, Mezar'ı Şerif'in kuzeyinde, Kuzey İttifakı komutanlarından general Dostum'a teslim oldular.. Dostum bu olayı büyük bir zafer olarak ilan ettikten sonra, esirleri 50'şer kişilik gruplar halinde araçlara üstüste bindirerek şehre getirtti.. Afganistanlı olanlara evlerine gidebileceklerini, yabancıların ise sorguya çekildikten sonra BM'ye teslim edileceklerini söyledi.. General Dostum, esirlerin üzerini aratmayarak büyük bir hata yaptı.. Daha sonra yüzlerce ölüyü görünce, "Üzerlerini aratsaydım kavga çıkardı. Ama herhalde bunun kadar kötü olamazdı" dedi..

Çoğu yabancı olan esirler, Dostum'un atlarının tutulduğu 17'nci asırdan kalma Cenk Kalesi'ne götürüldüler.. Ama işler hemen ters gitmeye başladı.. Esirlere ceplerini boşaltmaları söylendi. Adamlardan biri, İttifak komutanlarından Nadir Ali yanına gelince yanındaki el bombasını patlatınca ikisi birden öldü.. Aynı gece ve aynı yöntemle, bu sefer de Hazara komutanlarından Said Esad öldürüldü. Bunun üzerine, esirler kalenin altındaki bölümlere kondu. Bu saldırılara rağmen, kaledeki İttifak askerlerinin sayısı artırılmayarak hata yapılmaya devam edildi.

Ertesi sabah iki CIA ajanı kaleye geldi. Biri, savaşın başından beri Afganistan'da olan Johnny (Mike) Spann, diğeri Dave idi. Bu ikili, yabancıları sorguya çekerek El Kaide örgütünün adamlarını saptayacaklardı. Esirleri tek tek getirtip sorgulamadılar.. İstekleri üzerine kabalık bir grup esir yanlarına getirildi. İkili, adamlara kim olduklarını, neden Taliban'a katıldıklarını sorarken etraflarında esirlerden bir çember oluşmuştu. Johnny adamlardan birine, "Neden buradasınız?" diye sorunca adam, "Sizi öldürmek için" diye bağırarak boğazına sarıldı.. Johnny silahını çekip adamı vurdu.. Dave de bir diğerini öldürdü ve bir İttifak askerinin elinden aldığı AK-47 ile, Johnny'e saldıranlara ateş açtı. Ama adamlar çok kalabalıktı.. Hepsi birden üzerine çullanmış, elleri ile Johnny'nin derisini parçalıyor, tekmeliyor ve vuruyorlardı.. Dave ikisini daha öldürdü.. Ana Johnny kalabalığın içinde kayboldu ve öldü. Ardından Taliban esirleri az sayıdaki İttifak askerlerinin silahlarını alıp onları öldürürken Dave üç tanesini daha devirdikten sonra hızla kuzey duvarının yanındaki ana binaya koştu. Burada iki Kızıl Haç görevlisi vardı. Onlara "Buradan hemen gidin" dedi. Bu sırada çevrede bulunan ve silah seslerini duyan birkaç TV ekibi de binaya geldi ve sıkışıp kaldı..

Bundan sonra neler olduğu, Salı gününe.. Olanlar gerçekten müthiş.. Amerikalı özel timler ile İngiliz SAS komandoları kaleye geliyorlar...

Tüm okurlarımızın Ramazan Bayramı'nı yürekten kutlarız... Salı'ya görüşmek üzere..