Meğer bana karşı ilgilerini bildikleri bu sözcüklerle dile getiriyorlarmışTürkiye'ye geldiğinin ilk haftasında evi soyuldu. Anne ve anneannesinin "Senatör olduğunda takarsın" dediği tüm takılarını kaybetti. Ama o, ne hemen Japonya'ya döndü ne de Türkiye'ye karşı önyargı besledi.
Kanae Yamamoto.. Japonya Üst Meclis'inde senatör olan ve Türk turizmini geliştirmek, Japonya'ya döndüğünde, "Türkiye'de terör yok. Bu yaz Türkiye'ye gidin" demek için gelen Yamamoto ile Türkiye ve Türk insanını konuştuk. İşte Japonya'daki üç partili koalisyonun ikinci büyük ortağı olan Komeito Partisi Senatörü Kanae Yamamoto'nun Türkiye sevdası..
* Türkiye'de kaç yıl yaşadınız?
1996 yılında Japonya Dışişleri Bakanlığı tarafından Türkçe öğrenmem için Türkiye'ye gönderildim. İki yıl Türkiye'de kaldım. Önce Boğaziçi Üniversitesi'nin yurdunda kaldım ve orada sekiz aylık bir dil eğitimi aldım. Ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde master eğitimine başladım. Yurt hayatımın yanısıra Gümüşsuyu'nda, Cihangir'de ve Harem'de öğrenci hayatı yaşadım.
* Sizi en çok ne etkiledi?
Türkiye'de öğrenci olarak yaşadım ve çoğunlukla dolmuşla seyahat ettim. İstanbul'da aklımı başımdan alan ve bana bütün dertlerimi unutturan şey dolmuşla Taksim'den Beşiktaş'a giderken İnönü Stadyumu'nun arkasından görülen deniz manzarası.. O manzarayı hayatım boyunca unutmam, unutamam. Beni canlandıran bir manzaradır.
* Türk ve Japon kültürü yakın mı?
Ben Türkiye'den sonra Kazakistan'a gittim. Türkiye'den Japonya'ya kadar 'İpekyolu' güzergahındaki tüm ülkeleri bu değerlendirmenin içine koyduğumuzda iki kültürün yakınlığı ortaya çıkıyor zaten. Her iki ülke de Ural-Altay dil grubunda yer alıyor ve gramerlerimiz benzer. Yine Anadolu'da yerde yemek yemek ya da yerde yatmak bizim kültürümüzde yer alan ögeler.
* Türkiye'de nereleri gördünüz?
İstanbul'un dışında Adana, Hatay, İskenderun, Trabzon ve pekçok yere gittim. İnanmayacaksınız Hatay'a künefe yemeye gittim. Karadeniz, Ege ve Akdeniz Bölgeleri'ni gördüm diyebilirim. Doğu ve Güneydoğu dışında Türkiye'nin birçok yerini gördüm.
* Hiç yabancılık çekmediniz mi?
Türkiye'ye geldiğim ilk zamanlar da beni gören hemen 'Çang! Çing! Çong!' diyordu. Başlangıçta çok garipsedim ama sonra 'Bana karşı ilgilerine ancak bildikleri bu sözcüklerle gösteriyorlar' diye düşündüm. Sonra yine yanımdan geçenlerin 'Bruce Lee, Jackie Chan' gibi isimler söylediklerini duydum. Bunu siz kötü şeyler düşünerek söylemiyorsunuz. Samimi bulduğunuz için söylüyorsunuz.
* Türkiye'de sizi en çok üzen ne oldu?
Geldiğimin birinci haftasında evimin soyulması oldu. Evin kapısında üç kilit vardı ama hırsız üç kilidide açmayı başarmış. Anne ve anneannemin 'senatör olduğunda takarsın' diye verdikleri bütün takılar gitti. Karakola gittim. Önce polis inanmadı sonra derdimi elimdeki sözlükle anlatmaya çalıştım. Çok zorlandım. Japonya'da biraz Türkçe öğrenmiştim ama yeterli değildi. Binbir güçlükle şikayet dilekçesinde bulundum ama bir sonuç çıkmadı. Bu tür olaylar her yerde olabilir ama o takıların manevi değeri çok yüksekti.