kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Varlık sebebimiz kadınlar"

AA
Giriş Saati : 08.03.2009 15:32
Güncelleme : 08.03.2009 17:30
Yeni Haber
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki 50 kadın milletvekilinden 30'unun AK Partili olduğunu belirterek, ''Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi? CHP'ye sorun, kaç milletvekili var kadın olarak. Lafa geldi mi bizim kadına değer vermediğimizi söylüyorlar. Halep oradaysa arşın parlamentoda, kaç tane bayan milletvekilleri var orada'' dedi.

Erdoğan, partisince Metropol Miting Alanı'nda düzenlenen mitinge, Mersin İdmanyurdu'nun renklerinin bulunduğu kaşkolla çıktı.

Erdoğan, bugünün ''8 Mart Dünya Kadınlar Günü'' olduğunu anımsatarak, ''Kadın deyip geçmeyeceğiz. Kadın, anamız, varlık sebebimiz. Dolayısıyla burada bir gün kadınlar günü olmaz, yılın tümü kadınlar günüdür. Bizim medeniyetimizde, cennet onların ayağı altındadır. Onun için annenin ayağının altı öpülür, bizim kültürümüzde bu var, bizim değerlerimizde bu var. Dünya Kadınlar Günü, bütün kadınlarımıza hayırlı olsun diyorum, tebrik ediyorum, kutluyorum'' diye konuştu.

Bu gece ''Mevlit Kandili''nin de kutlanacağını belirterek, ''Peygamberimizin dünyaya gelişi ve Mevlit Kandilinizi kutluyorum. İnsanlığın barışına, İslam dünyasının aydınlık geleceğine vesile olmasını temenni ediyorum'' dedi.

Askeri helikopterin düşmesi sonucu dün iki üsteğmenin şehit olduğunu hatırlatan Erdoğan, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.

Mersin'de coşkulu karşılamadan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

''Biz 14 Ağustos 2002'de ülkemizin tüm evlatlarıyla, hanım kardeşlerimizle birlikte yola çıktık. TBMM'de 50 bayan milletvekili var, bunun 30'u AK Partili. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi? CHP'ye sorun, kaç milletvekili var kadın olarak. Lafa geldi mi bizim kadına değer vermediğimizi söylüyorlar. Halep oradaysa arşın parlamentoda, kaç tane bayan milletvekilleri var orada.

Yerel seçimlerde hamdolsun belediye başkanlıklarında, il genel meclisinde ve belediye meclislerinde rekor sayıda kadın aday var. Bugünkü gazetelere bakarsanız bin 650 kadın adayımız var. Siyasette hanım kardeşlerimizi yerel yönetimlerden parlamentoya kadar taşıyoruz. Sadece ana kademede değil, kadın ve gençlik kollarında da kadınlarımız, kızlarımız aktif olarak bu iş için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar.''

Erdoğan, 6,5 yıldır Anayasa'da değişikler yaptıklarını, kadın erkek eşitliğini sağladıklarını, kadına şiddete ağır cezalar getirdiklerini, eşit işe eşit ücret için düzenleme yaptıklarını anlattı.
Kadınların çektiği cefayı, eve ekmek gelmediğinde yüreklerinin nasıl parçalandığını,oğulları, kızları okula gidemediğinde nasıl üzüldüğünü, tencerede pişirecek aş bulamadıklarında nasıl üzüldüklerini çok iyi bildiklerini kaydeden Erdoğan, ''Onun için sosyal yardım verdik, onun için kömür verdik, onun için valilerimizi, kaymakamlarımızı imkanlarla donattık'' dedi.

''SİZLERE DE BU ALTINLARDAN ULAŞTI MI?''

Erdoğan, şöyle konuştu:

''Tunceli olayını düşünün. CHP'si, MHP'si ayağa ayağa kalktılar, yandaş medyaları ayağa kalktılar. Allah aşkına soruyorum; bir vali 200-500 haneye buzdolabı, çamaşır makinesi, kanepe dağıttı diye bir seçimin kaderi mi değişir?

Baykal diyor ki; 'veriyorlarsa alın, oyunuzu istediğiniz yere verin'. Böyle olduğuna göre niye rahatsız oluyorsun? Garip gurebaya bu yardımlar ulaşsın, neden rahatsızsın? Aynı zihniyet, önceki seçimlerde de bu 'Bu AK Parti herkese birer altın veriyor' dedi. Değerli kardeşlerim, sizlere de bu altınlardan ulaştı mı? Ne olur gelin şu 29 Martta bunlara sandıkta bir tokat daha atın. Sandıkta, alamadığınız altınların hesabını sorun onlara. Ayıptır, Allah kuru iftiradan saklasın, bunların hayatı böyle. Bunlarda hizmet siyaseti yok.''

"PADİŞAH OLMAYA DEĞİL, HİZMETKAR OLMAYA GELDİK''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ağızlarına sultan, padişah lafını aldılar. Bahçeli 'şeyhülislam' dedi. Tayyip Erdoğan ne zaman böyle bir şey söyledi? 'şeyhülislamım' diye benim ağzımdan bu hiç çıktı mı? 'Padişahım', 'sultanım' diye bir laf çıktımı ağzımdan? Bu fakir, sultan, doğru. Ama neyin sultanı biliyor musun? Ben gönüllerin sultanı olmaya çalışıyorum, gönüllerin. Çünkü biz milletimize efendi olmaya değil, sultan olmaya değil,padişah olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik'' dedi.

Erdoğan, partisince Metropol Miting Alanı'nda düzenlenen açık hava toplantısında yaptığı konuşmada, CHP'li Belediye Başkanı yönetimindeki Mersin Büyükşehir Belediyesinin sadece birkaç makyaj yaptığını, en önemli sorunlarının başında çöp meselesinin geldiğini, bunu bile çözemediklerini söyledi.

Erdoğan, ''Biz halledelim dedik, birbirlerine girdiler, yapalım dedik, birbirlerine girdiler. Burada yerelde bu işi çözemeyenler ne olacak da genelde bu işi çözecekler. Biz hizmet üretiyoruz, CHP ve MHP ise ne yazık ki sadece laf'' diye konuştu.

Önceki seçimlerde Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni kaybettikleri için değil, Mersin kaybettiği için üzüldüklerini ifade eden Erdoğan, ''Mersin 5 yılını daha ziyan etti diye üzüldük. Mersin 5 yıl daha AK hizmetlerden, AK Belediyecilikten yoksun kalacak diye üzüldük. Mersin kalkınma yarışında, medeniyet yarışında geri kalacak diye üzüldük. Ne yazık ki haklı çıktık'' şeklinde konuştu.

Erdoğan, doğalgazı Mersin'e getirdiklerini ancak Mersin içerisinde ihaleyi alan müteahhidin belediye ile anlaşmazlıkları nedeniyle şehir içine doğalgazı dağıtamadığını belirterek, ''İnşallah önümüzdeki kış gelmeden Mersin'de konutları da doğalgaz ile buluştururuz'' dedi.
Mersin'de ''emanetin ehlinde olmadığını'' savunan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Dün Adana'daydım. Orada da 12 yıl oldu raylı sistem başlayalı. Orada da belediye yola çıkarken, bizleydi. Sonra trenden indi. İnanıyorum ki Adanalılar 29 Martta onu da yaya bırakacak ve 12 yıl bitmeyen metroyla ilgili faturayı ödetecek. İnsan biraz utanır, sıkılır. Bizzat Hazine'den atılması gereken adımları yaptırdığım halde, milletvekili arkadaşlarım işi takip ettiği halde, şimdi diyor ki 'metroyu engellemek istediler', ayıp. Sen işi bilmiyorsan, bunun adımlarını atamıyorsan, İstanbul, Ankara bu noktada hızlı adımlarla ilerlerken, kendine sor, ben niye geri kaldım?''

Erdoğan, kentin sağlık alanında yaşadığı sorunlara işaret ederek, ''Biz Mersin'de bu konuda gerekli adımları atmak istedik. 400 yataklı hastane için sağlık müdürü, CHP'li belediyeden imar planı istedi. Biz bu hastaneyi yapıp, Mersin'e bölge hastanesi kavuşturalım istedik. 17 Ağustos 2006'tan beri imar planı bekleniyor, işi yokuşa sürüyorlar. Hala ortada imar planı yok'' diye konuştu.

Mersin'in önemli sıkıntılarından birinin de su olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Türkiye'nin en pahalı suyu nerede satılıyor?'' diye sordu.

Halktan ''Tarsus'' cevabı alan Erdoğan, ''Eyvallah. Fark etmezki, biri CHP'li, biri MHP'li belediye, ne fark eder. Benim Mersinli kardeşim Türkiye'nin en pahalı suyunu içiyor. Mersin'in mevcut yollarının kalitesini artırmak için bir şey yaptılar mı?'' dedi.

''Mersinde köprülü yol var mı?'' diye soran Erdoğan, şunları kaydetti:

''Şu Mersin'de 1980'lerden kalma 2 köprü var. Ama bugün Mersin'in trafiğini bu kentin kaldıracağına inanmıyorum, durmadan kazalar oluyor. Her gün yeni bir dram yaşanıyor. Bunlar yapılanın üstüne ne eklediler? Bunlar sizi oyalıyorlar. Hizmet alıyor musunuz? Hani var ya herkes gider Mersin'e bunlar gider tersine...

Aman AK Parti hizmet yapmasın, Mersin'e bir çivi çakmasın diye oy alalım diyorlar. Bunun adı açıkca istikbal hırsızlığıdır, Mersin'in geleceğinden çalmaktır. Ama ben inanıyorum ki Mersin 29 Martta bu oyuna son verecek. Mersin 29 Martta yerinde saymaya 'yeter' diyecek. Tembelliğe, miskinliğe 'son' diyecek.''

''BİRBİRLERİNİN RUH İKİZİ''

Erdoğan, Baykal ve Bahçeli için ''Birbirlerinin ruh ikizi'' tanımlaması yaparak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''MHP CHP'nin, CHP MHP'nin ruh ikizi. Sayın Baykal ve sayın Bahçeli ile onların yanlı medyaları, koro halinde aynı türküyü söylüyorlar. Ağızlarına sultan padişah lafını aldılar.

Bahçeli 'şeyhülislam' dedi. Yahu Sayın Bahçeli, şeyhülislam kime denir biliyor musun? Tayyip Erdoğan ne zaman böyle bir şey söyledi? 'Şeyhülislamım' diye benim ağzımdan bu hiç çıktı mı? 'Padişahım', 'sultanım' diye bir laf çıktımı ağzımdan. Bu fakir sultan, doğru. Ama neyin sultanı biliyor musun? Ben gönüllerin sultanı olmaya çalışıyorum, gönüllerin. Çünkü biz milletimize efendi olmaya değil, sultan olmaya değil, padişah olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim mücadelemiz bu.''

''CHP, KAMERALARIN ÖNÜNDE TARTAKLADI''

İstanbul'da çarşaflı bir kadınla CHP'liler arasında yaşanan tartışmaya dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

''Daha birkaç gün önce İstanbul'da CHP, çarşaflı bir hanımefendiyi kameraların önünde tartakladı. Ne dediler biliyor musunuz? 'AK Partili provokatör' dediler. Hemen yandaş medyaları da böyle yayınladı. Aynı şekilde İstanbul'un Kadıköy'ünde, Caddebostan'da bizim seçim koordinasyon merkezlerinde aynı yanlışları yaptılar, terbiye dışı hareketlerde bulundular. Oradaki hanım kardeşlerimizin yüzlerine tükürdüler, bunlar barış içinde yarışmaktan uzaklar.

Batman'da yine AK Partili diye partimizin mensubu hanımlara şiddet uyguladılar. Bunların kadın haklarından anladıkları yok. Bunların işi tekme tokat kadınlara saldırmak, bunlar her işlerinde böyleler. Samimiyetsizlik üzerine, istismar üzerine bir siyaset tutturmuş gidiyorlar. Burada altını çizerek söylüyorum; AK Parti yoksullar üzerinden değil, AK Parti yoksullar için siyaset yapar. AK Parti özürlüler üzerinden değil, özürlüler için siyaset yapar. AK Parti kadınlar üzerinden değil, kadınlar için siyaset yapar.''

ERDOĞAN: ''KİMİN PADİŞAHLIK ÖZLEMİ İÇİNDE, KİMİN SALTANAT ÖZLEMİ İÇİNDE OLDUĞUNU BENİM MİLLETİM ÇOK İYİ BİLİYOR''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın uzun yıllar bu görevde bulunduğunu belirterek, ''Kimin padişahlık özlemi içinde, kimin saltanat özlemi içinde olduğunu benim milletim çok iyi biliyor' dedi.
Erdoğan, partisince Metropol Miting Alanı'nda düzenlenen açık hava toplantısında yaptığı konuşmada, vatandaşların, ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' şeklindeki tezahüratına ''Biz sizlerle gurur duyuyoruz'' diye yanıt verdi.
CHP Genel Başkanı Baykal'ın kendisine yönelik ''padişah'' benzetmesini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

''Kimin padişahlık özlemi içinde, kimin saltanat özlemi içinde olduğunu benim milletim çok iyi biliyor. Sayın Baykal kaç yıldır CHP'nin başında. Değil mi? Bugüne kadar hiç tek başına iktidar olabildi mi tek başına? Millet şimdiye kadar ona görev verdi mi? Peki orada niye duruyorsun? Orası Cumhuriyet Halk Partisi değil mi? Saltanat mı kurdun Cumhuriyet Halk Partisi'nde? CHP'nin padişahı mısın sen? Seni istemeyenleri, partiden ihraç ediyorsun, mahkemelere gönderiyorsun. 3 Kasımda barajın altından geldin ama 28 Martta kaybettin. Sanal tartışmalarla, sanal gerginliklerde kaybettin. Yahu nasıl oluyor da hala orada durabiliyorsun.''

Erdoğan, aynı şeyin Bahçeli için de geçerli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Türkiye'yi 2001 krizinde dibe vurduranlar onlar değil miydi? Bir gecede yüzde 7-8 bin faizi Bahçeli'nin başbakan yardımcılığı görevinde olduğu hükümet, benim milletime ödettirmedi mi? Benim milletimin cebinden çıkmadı mı? Yahu hangi insafla çıkıp benim iktidarımı eleştiriyorsun. İnsaf, insaf... Biz sizin faiz borçlarınızı ödüyoruz hala. Esnafa, çiftçiye sanayiciye kan ağlattığınız. 16 banka, Bahçeli'nin iktidarında battı. 40 milyar doları benim halkım ödedi. O dönemde 5 yıllığına iktidar olmuştunuz. Niye 3,5 yıl durup gittin, söyle. Neden? 'Seçimden sonra ben çekiliyorum' dedi, çekildi. 8,5 ay sonra beni istediler dedi ve yeniden geldi. Hiçbir yaraya merhem olamadılar. 2002'de milletim barajın altında bıraktı. Öyle mi? Ama hala MHP'nin başındasın. MHP'nin padişahı mısın?
Tabii bir de bunların yanlış ve yandaş medyaları var. Hep birlikte bir köşe tutmuşlar, yıllardır aynı plağı döndürüp duruyorlar. Yıllardır tahtta oturur gibi ahkam kesiyorlar. Bu milletin asil medeniyetine küfrederek, bu milletin aziz ecdadına dil uzatarak, millete 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adam' diyerek, şahlanıp duruyorlar.''

Başbakan Erdoğan, 29 Martın çok önemli olduğunu ifade ederek, ''İnanıyorum ki 29 Martta bu hesabı ödeyecekler. Bakınız az önce 10 yıl mevcut belediye, çöp sorunun çözemedi. Bunlar bitiremedi, bizim kapımıza geldiler. Bizzat bana söylediler ve Çevre Bakanıma talimat verdim, 6 ayda biz çözdük'' dedi.

''GEÇMİŞTE BİRİLERİ YAVRULARIMIZIN ELİNE BIÇAK, SİLAH VERDİ''
''Geçmişte birileri yavrularımızın eline bıçak, silah verdi. Biz bilgisayar veriyoruz, farkımız bu'' diyen Erdoğan, artık yoksulluğun bahane olmadığını, eğitime öncelik verdiklerini söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Eğitimde 'yoksulum' diye bahane kabul etmiyoruz. Tüm okullar açıldığında, sıralarda kitaplar ücretsiz. Zengin fakir ayrımı yapmaksızın bunları yapıyor muyuz? Yapıyoruz.

Bundan böyle açık ilköğretim ve açık lisede okuyan öğrencilerimize, bunların sayısı 900 bin, kitaplarını da ücretsiz vereceğiz. Ayrıca ilköğretime mi gidiyor yavrum? Yapılacak iş şu, erkek öğrenciye 20 milyon, kıza 25 milyon veriyoruz. Ortaöğretime gidiyorsa erkeğe 35, kıza 45 milyon veriyoruz. Parayı kime veriyoruz? Anneye mi babaya mı? Elbette anneye. Niye babaya vermiyoruz? Yerini bulsun istedik çünkü. Yerini buldu, değil mi? Kadınlar gününde bunu tekrar ediyorum. Pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Bu CHP'nin işi değil, MHP'nin işi değil. Bu bizim işimiz bizim.

Türk kadınının yeri ortada, açık ve net. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti. Bakınız üniversiteli gençler elinizi görelim. Biz geldiğimizde üniversiteli gençlere 45 TL burs veriyorlardı. Biz 180 TL veriyoruz, 45 milyon nire 180 milyon nire. Bizden öncekiler niye vermiyorlardı?''

''Önceki iktidarların, kaynakları kaymak takımına gönderdiklerini, bu ülkenin imkanlarını peşkeş çektiklerini, bunu bitirdiklerini'' ifade eden Erdoğan, ''Bu ülkenin imkanlarını yatırımlara, evladına, kalkınmasına harcıyoruz. Bizden önceki iktidarda, yani CHP ve MHP'nin içinde olduğu iktidarda, IMF'den aldığı borç 30 milyar dolardı. Bize 23,5 milyar dolar borçla devrettiler. Şimdi kalkmış, IMF'ye verip veriştiriyorlar. Türkiye IMF'ye ortak olalı 50 yıl oldu. Siz bu kadar borçlandınız. Peki şimdi bizim ne kadar borcumuz var 8 milyar dolar. Siz borçlandınız biz ödedik. İnsaf, insaf...'' dedi.

''DUY BUNLARI BAHÇELİ DUY''
''CHP ve MHP'nin ruh ikizi olduğunu'' kaydeden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

''Gelelim öbür tarafa, devletin borcunu anlatıp duruyor, CHP'si MHP'si. Dedim ya bunlar ruh ikizi. Kardeşim siz Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 64'ü, yani 100 liranın 64 lirası borçtu. Biz geldik bunu yüzde 25'e indirdik. Şimdi 100 liranın 25 lirası borç. 79 senede Türkiye'nin milli geliri 230 milyardı, 6,5 senede biz bunun üzerine 520 milyar dolar ekledik. Şimdi 750 milyar dolar oldu. İnsaf edin. Halep oradaysa arşın Mersin'de.
Bakınız, devletin borçlanma oranı neydi biliyor musunuz, yüzde 63. Şimdi ne oldu, yüzde 10'un altına düştü. Onların döneminde gecelik faiz yüzde 7-8 bindi. Duy bunları Bahçeli duy. Nasıl geliyor da Mersin'de konuşuyor. Hayret ya... Değerli kardeşlerim bakın, çok önemli bir şey, enflasyon yüzde 30'du. Ah değerli kardeşlerim, şimdi enflasyon yüzde 7,7 oldu. Olay bu kadar açık. Nereden nereye...''

''HALKIMLA ARAMDA SIKINTI YOK''
Halkla arasında hiçbir sıkıntı olmadığını, Türkiye'nin her yerine gittiğini belirten Erdoğan, ''Türkiye 780 bin kilometre oralara niye gidemiyorsunuz? Oralara da gidin, bak oralarda siyaset gayet güzel oluyor, ama gidemezler, gidemiyorlar'' dedi.

Partisinin Mersin Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediye başkan adaylarını tanıtan Erdoğan, ''Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayımız, daha önce Gülnar'da belediye başkanlığı yaptı, sonra milletvekili oldu. Milletvekilliğinde beraber olduğumuz değerli arkadaşım belediyecilikte deneyimli arkadaşım Mustafa Eyiceoğlu. Mersin'i 30 Mart sabahından itibaren AK belediyecilikle tanıştıracak, buluşturacaktır'' diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

''Değerli kardeşlerim, ben sizin emanetinize nasıl bağlı kaldıysam, nasıl yücelttiysek inanıyorum ki sizler de size emanet ettiğimiz adaylarımızın tümüne sahip çıkacaksınız. Hem Büyükşehir hem ilçe ve belediye başkanlarımıza sahip çıkacaksınız. Gelin bu medeniyet yolculuğuna kaldığımız yerden devam edelim. Gelin Türkiye'yi dünyanın zirvelerine taşıyalım, gelin 29 Martta mühürü bu ülkenin mutlu ve müreffeh geleceği için vuralım. Gün birlik ve beraberlik günüdür. Son söz sizin, karar sizin, bu ülke hepimizin.''

Bu arada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2006 yılında, Mersin'deki programı sırasında yaptığı tartışmayla gündeme gelen çiftçi Kemal Öncel miting alanında görülünce, polis ekiplerince kontrol altında tutulduğu bildirildi.

Mersin Emniyet Müdürü Süleyman Ekizer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın halka hitap edeceği alanda görülen çiftçi Kemal Öncel'in gözaltına alınmaksızın, polis ekiplerince kontrol altında tutulduğunu belirtti.

Bu arada, Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında, elektrik direğine çıkan İbrahim Kuzu adıl bir kişi, ''Başbakan ile görüşmek istiyorum'' diye bağırmaya başladı. Sesini duyurmak istediğini söyleyen Kuzu, bulunduğu yerden Başbakanlık güvenlik görevlilerince indirildi. Alanda toplanan bazı kişiler tepki göstererek Kuzu'ya saldırma girişiminde bulundu. Güvenlik ekiplerince polis aracına bindirilerek alandan uzaklaştırılan ve ifadesi alınmak üzere karakola götürülen İbrahim Kuzu'nun uyuşturucu madde bağımlısı olduğu belirtildi.

MİTİNGDEN NOTLAR
Başbakan Erdoğan, Adana'dan karayolu ile Mersin'e gelirken, otobanın Gözne girişinden miting alanına gelinceye kadar vatandaşlar tarafından sık sık yolunu keserek, sevgi gösterilerinde bulundu. Erdoğan, seçim otobüsünün penceresinden kendisini karşılayanlara çocuklara vermeleri için oyuncak attı.

Miting nedeniyle geniş güvenlik önlemlerinin alındığı görüldü. Miting alanın çevresindeki mahallelerde bulunan çöp konteynerleri, sabahın erken saatlerinde güvenlik güçlerince kaldırıldı.

Bu arada, bazı vatandaşların getirdiği üzerinde ''Türkiye'nin ikinci Atatürk'ü'', ''Türkiye'nin Erdoğan'a ihtiyacı var, bütün organlarımı bağışlıyorum, ülkeme katkım olsun'' yazılı pankartların miting alanına girişine izin verilmedi.