kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Mart 2009, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Hiçbir zaman politikayla ilgilenmediğini söyleyen Penderecki, toplu katliamlarla ilgili efsane bestelerini sanatçı sorumluluğunu yansıtmak için yapmış.

Savaş kurbanları için hep ağıtlar yaktı

FİGEN YANIK - SABAH
05.03.2009
Auschwitz Oratoryumu, Hiroşima Kurbanları İçin Ağıt besteleriyle tanınan Grammy ödüllü müzisyen ve orkestra şefi Krzystof Penderecki, bu akşam Cemal Reşit Rey'de konser verecek..
Dünya, Penderecki'nin adını ilk kez 1960'da, çığlık gibi bir eserle duydu. 52 yaylı çalgı için yazdığı, Sekiz Dakika Otuz Sekiz Saniye adlı bu eser, siren seslerini çağrıştırıyordu. Dinleyicisini irkiltmek, Hiroşima'ya atılan atom bombasının gökte mantar gibi açılmasını, tayfunlarla yeryüzüne inmesini, insanları kavurmasını hissettirmek istiyordu. Daha sonra ismini değiştirdiği Hiroşima Kurbanları İçin Ağıt, Penderecki'ye UNESCO ödülü getirdi.

SIKICI OLMAK İSTEMİYOR
O tarihten bu yana da Penderecki, rejim muhalifliği, orkestra üyelerini terleten eserleri, sert görüşleri nedeniyle müzik dünyasında hep tartışma konusu oldu. Gençliği Nobel ödüllü yazarların, Andrei Wajda gibi sinemacıların yetiştiği Polonya'nın kültür kenti Krakow'da geçen Penderecki, Krakow Müzik Akademisi'nden 1958'de mezun oldu. Orkestranın standart enstrümanlarını zorlayarak, farklı anlatım biçimleri aradı. Yaylı çalgıların eşikleri ile gövdeleri arasında kalan telleri kullandı, nadide kemanlara, çellolara trampet muamelesi yaptı. Bu nedenle orkestra elemanlarının tepkisini çekti. 1962'de daktilo, Meksika gitarı, Tibet gongları gibi farklı renkleri getirmişti klasik orkestraya... İcat ettiği enstrümanların bazılarını plastikten yapıp, yine orkestradakileri kızdırdı. Soranlara "300 yıllık çalgılar günümüzün dünyasını, hayallerimdeki sesleri yansıtmaktan uzak. Bir besteci olarak dinleyiciyi her an şaşırtmalıyım. Hayatı boyunca aynı müzik diliyle benzer eserler yazan, sıkıcı bir besteci olduğumu düşünmelerini istemem," diyordu. Besteleri, Andrei Wajda, David Lynch gibi yönetmenler tarafından sinemada da kullanılan Penderecki, Grammy (1998) dahil pek çok ödül aldı. Artık bestelerinde sosyal olaylar yerine ilgisini doğaya çevirmiş durumda. Bugünlerdeki en önemli esin kaynağı, doğduğu şehir Debica'daki 65 dönümlük arazisinde kurduğu arboretumu ve ağaçlar... Bir de torunu için çocuk operası bestelemek istiyor: "Auschwitz Oratoryumu, Hiroşima Kurbanları İçin Ağıt gibi eserlerim bu olaylara karşı tavrımı, sanatçı sorumluluğumu yansıtmak içindi. Hiçbir zaman politikayla ilgilenmedim. Artık sadece ağaçlar ve çocuklardan ilham alıyorum. Dokuzuncu senfonimde ağaçları anlatıyorum. Torunum için bir çocuk operası bestelemek istiyorum. Harry Potter'ı okumaya başladım, ama yarısında bıraktım. Fındıkkıran'ı besteleyeceğim."

21 YIL ÖNCE GELMİŞTİ
Penderecki, 1987'de Uluslararası İstanbul Festivali için Krakow Filarmoni Orkestrası'yla Türkiye'ye gelmiş, Spor ve Sergi Sarayı'nda Leh Requemi'ni seslendirmişti. Bu kez şefliğini yürüttüğü Krakow Sinfonietta ile geliyor. Bu akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki konserde Penderecki, Yaylı Çalgılar İçin Sinfonietta'sının yanı sıra, Beethoven'in yedinci, Mendelssohn'un üçüncü senfonilerini seslendirecek.