kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Şubat 2009, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

6-7 Eylül yağma olayları bir MİT organizasyonu

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
01.02.2009
Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Dilek Güven: Olayların MİT'in ilk hali MAH tarafından organize edildiği artık çok açık

Güz Sancısı filminde Rum karakterin fahişe olarak yer alması rahatsız edici. Gerçi bu hep yapılıyor

Olaylarla ilgili açılan davaya iki rapor sunuluyor. İlkinde devletin sorumluluğu bulunduğu anlatılıyor. İkincisi MAH'ın düzmece raporu

Azınlıklar gittikleri yerlerde mutlu değiller. Buranın suyunu arıyorlar. Vatanları burası. Onların beklentisi mal, mülk, toprak değil; bir özür


Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren devletin derin ajandasında azınlıklar hep 'tehlike' olarak yer aldı. Hâlâ da öyle. Hep gitmeleri istendi. Başarılı da olundu. Oysa farklı dinlerden de olsa onlar bu toprakların bir parçası. Belki de en eski parçası. İşte azınlıkları bu topraklardan göndermek için tertiplenen en büyük organizasyonlardan biri 6-7 Eylül 1955 olaylarıdır. Tam bir yağma hareketiydi. İşyerleri talan edilen, evlerine girilen Rumlar, Ermeniler hatta Yahudiler göç yollarına düştü. Aslında olaylar tam bir devlet organizasyonuydu. Şu günlerde gösterimde olan yönetmen Tomris Giritlioğlu'nun Güz Sancısı filmi bu olayları, daha doğrusu olaylar sırasında yaşanan bir aşk öyküsünü anlatıyor. Filmin olayları anlattığını söylemek çok zor. Çünkü hiçbir tarihsel arka planı yok. Olayların gerçek nedenleri filmde yer almıyor. Oysa Türkiye ile Ermenistan arasındaki sıcak ilişkiler ve aydınların özür kampanyasının sağladığı ortamla daha cesur bir film yapılabilirdi. Peki, gerçekten 6-7 Eylül'de neler yaşandı? Amaç neydi? Kim organize etti? Bu soruları 6-7 Eylül olaylarıyla ilgili araştırma yapan Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Dilek Güven'e sorduk.

CHP'NİN AZINLIK RAPORU

* 6-7 Eylül olaylarının tezgâhlanmasındaki amaç neydi?
Ülkeyi homojenleştirme. Bu ülkede gayrimüslimlere şimdi de Kürtlere yabancı gözüyle bakılıyor. "Bunlar bize ihanet edebilir mi?" diye düşünülüyor. Bunun için de göç ettirme stratejisi var. 6-7 Eylül olayları bunun parçası.

* Temel amaç gitmelerini sağlamak mı?
Amaçlarına iki katmanlı olarak bakmak gerekiyor. CHP Azınlık Bürosu'nun olaylardan önce hazırladığı bir rapor var. Raporda, "Anadolu'da hemen hemen hiç Rum kalmadı. Birkaç da Ermeni kaldı. Ama çok çoğalıyor. Onları İstanbul'a göç ettirmemiz gerekiyor. Ne kadar İstanbul'da toplarsak o kadar kontrol altında olurlar. Ama sermayelerini burada bırakmalılar" deniliyor.

İNGİLTERE'NİN PARMAĞI VAR

* Ne zaman hazırlanıyor bu rapor?
1947'de. Birkaç yıl gecikmeyle de olsa 6-7 Eylül olayları yaşanıyor. Raporda yer alan çarpıcı bir cümle daha var: "İstanbul'un fethinin 500. yılında İstanbul'da bir tek Rum olmazsa ne iyi olur."

* Ama olaylar CHP değil Demokrat Parti iktidarında yaşandı...
Doğru. Ama DP döneminde azınlıklara karşı pek bir liberalleşme yaşanmadı. Göstermelik gelişmeler var; Adnan Menderes'in Patrikhane'yi ziyaret etmesi gibi. Bir şekilde DP, CHP'nin devamıydı. Menderes, CHP üyesiydi. Varlık Vergisi Kanunu'nun çıkması için oy veren kişiydi. CHP ile DP'yi bu noktada çok ayrı göremeyiz.

* Olaylarda Kıbrıs'ın payı nedir?
O dönemde Kıbrıs'ta İngiltere hâkimiyeti var. İngiltere, burada Türkiye ile Yunanistan'ı karşı karşıya getirmek istiyor. Bunu başarıyor da. İngiltere arşivinde bir belge buldum. 1955 olaylarından bir yıl önce Atina'daki İngiliz Konsolosu, "Türklerle Yunanlıların arası çok iyi. Ama Atatürk'ün evinde şöyle bir bomba patlasa, ortalık ne kadar karışır acaba?" diye yazı yazıyor.

ÇOKER'İN ARŞİVİ ÖNEMLİ

* Bombayı atanlar Türklerdi...
Türkiye hükümeti üzerinde İngiltere'nin baskısı vardı. Zamanla bir Kıbrıs meselesi çıkarıldı. Abartılı haberler yayınlatılıyor. Kıbrıslı Türklerin demoralize olması sağlanırken, Türk kamuoyundan da bir destek sağlanılıyor. Üstelik Kıbrıs'ta Türklere yönelik katliamlar o dönemde değil 1960'tan sonra yaşandı.

* 6-7 Eylül olaylarını kim organize ediyor?
Olayların davasına bakan sıkıyönetim hâkimi ve tümamiral Fahri Çoker'in bıraktığı arşive baktığımız zaman olayların Milli Emniyet Hizmeti yani dönemin MİT'i tarafından organize edildiği çok açık. Organizasyonu MİT'in yaptığı bugün tartışmasız bir şekilde ortada. Davada Çoker'e iki rapor sunuluyor. Birinci raporda olaylarda devletin sorumluluğu bulunduğu açık olarak yer alıyor. İkinci rapor ise düzmece. MAH tarafından hazırlanan bu raporda olayların Kıbrıslı komünistler tarafından organize edildiği yazılıyor. Fahri Çoker'in birinci raporu kullanmasına izin verilmiyor. Çoker, ölmeden önce arşivini Tarih Vakfı'na bağışladı. O arşiv 2005'te yayınlandı.