kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Şubat 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ÜLKÜ TAMER

İki fotoğraf albümü

Ne zaman Ara Güler'in adı geçse, aklıma bir olay gelir önce.
1980'lerin başıydı. Yayınevi yöneticiliği yaptığım dönem... Günün birinde Ara heyecanla daldı odama.
"Ülkü," dedi, "bir kitap hazırladım. Fotoğraf albümü. Hemen bas. Bir milyon satacağız."
"Sen çıldırdın mı?" dedim. "Gazeteler bile bir milyon satmıyor."
Ara hemen yanıtı yapıştırdı:
"O zaman beş bin garanti."
Kitabı bin beş yüz bastık. Yayıncılık yıllarımda bana en büyük kıvanç veren kitaplardan biri oldu.
Bir gün yine heyecanla geldi. Bu kere burnundan soluyordu.
"Hayrola?" dedim.
"Ne adamlar var!.. Bana soruyorlar. 'Sen ne marka makineyle fotoğraf çekersin?' diye. Fotoğraf makineyle mi çekilir! Şimdi en iyi, en gelişmiş daktilo bende olsa en büyük yazar ben mi olurum! Roman daktiloyla yazılır!"
Bir an soluklandı.
Gözleriyle kalbini göstererek, "Arkadaş," dedi, "fotoğraf burayla, burayla çekilir. Ben Singer dikiş makinesiyle bile fotoğraf çekerim... Şunlara bak. Alıyorlar Leica'yı, Canon'u, Nikon'u ellerine, yola düşüyorlar. Bir köylü gördüler. Dur! İki şipşak, tamam... Koyun sürüsü gördüler. Dur! İki şipşak, tamam... Çadır gördüler. Dur! İki şipşak, tamam... Ben bir çobanın fotoğrafını çekeceksem, onunla oturmalıyım, birlikte yemek yemeliyim, gece çadırında kalmalıyım... Onu tanımalıyım. Fotoğrafını ancak ondan sonra çekebilirim."
Ara, durup dururken dünyanın en iyi fotoğrafçılarından biri olmamış...
Şimdi bir kitabı duruyor önümde: "İstanbul'da Alınteri". Yeni yayımlandı. İstanbul Ticaret Odası'nın katkılarıyla Kırmızı Yayınları hazırlamış. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, giriş yazısında "İstanbul'un geçmişine ışık tutacak bir görsel tarih" olarak niteliyor kitabı.
Doğan Hızlan, "Ara Güler deklanşöre bastığında, alınteri ile yaşayan insanın/insanların duruşunu saptar ki, hiç kuşkusuz onun biyografisini yazmak mümkündür," diyor.
Kitapta Enis Batur'un uzun "İstanbul ve Alınteri" yazısı da yer alıyor.
İstanbul'da, Enis'in deyimiyle "Batı-Doğu ekseninin en sarhoş noktası"nda belki her gün hiç dikkat etmeden bakıp geçtiğimiz yüzler, Ara'nın gözleriyle bakınca usta bir romancının yarattığı kişilere dönüşüyor sanki.
İTO-Kırmızı Yayınları işbirliği "Sarışın Bir Kurt"la başlamıştı sanırım.
Fahri Özdemir, yurtiçinde ve yurtdışında otuz yılı aşan uğraşlar sonunda Atatürk'ün binlerce fotoğrafını içeren bir koleksiyon oluşturmuş ve bu koleksiyonu halka açmak istemişti. İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş onu destekleyince sergi gerçekleşmişti.
Bu etkinliği "kalıcı" kılabilmek için kitabı da yayımlandı.
Kurtuluş Savaşı'nda Antep direnişine katılmıştı babam; İstiklal Madalyası'yla da onurlandırılmıştı. Belki bu yüzden (şiirle pek arası yoktu çünkü), Nâzım'ın Kurtuluş Savaşı Destanı'nı sık sık okurdu. İki bölümü ise ezbere bilirdi. İlki, Anteplilerin anlatıldığı bölümdü elbet. İkincisi ise: "Sarışın bir kurda benziyordu / Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. / Yürüdü uçurumun kenarına kadar, / eğildi, durdu. / Bıraksalar / ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak / ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak / Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı..."
İşyerinin duvarlarında Atatürk'ün fotoğrafları vardı; cüzdanında da kalpaklı bir Mustafa Kemal taşırdı.
Şimdi önümde bulunan kitabı görse kimbilir ne kadar mutlu olurdu.
Atatürk fotoğrafları denilince aklımıza belirli kareler gelir hep. Kocatepe'de kalpaklı fotoğrafı, tren penceresindeki fotoğrafı, söylev verirken fraklı fotoğrafı, vb...
Kitapta bu fotoğraflardan bazıları da var elbette. Ama çoğu, daha önce hiç görmediğimiz kareler.
O kareler, savaşın ve ulusun önderi Atatürk'ten çok, "insan" Atatürk'ü, yansıtıyor. Halkın arasında, çocukların yanında, motosiklette, balolarda, denizde yüzerken, kürek çekerken, keyifle sigarasını tüttürürken...
Albümde ayrıca Prof. Dr. Halil İnalcık'ın "Atatürk ve Atatürkçülük" yazısı da yer alıyor. Yazıda Cumhuriyetin evreleri, Hilafetin kaldırılması, İslam dünyasıyla ilişkiler, çağdaşlaşma, devrimler, Atatürk'ten sonra Atatürkçülük anlatılıyor. "Atatürkçülüğün Sosyologlarca Analizi" bölümü özellikle ilgi çekici...
Ama ne yalan söyleyeyim, "Sarışın Bir Kurt" kitabını neredeyse her gün elime alıp karıştıracaksam, bunu sözler, notlar, yazılar için değil, yüzlerce fotoğrafa yayılmış ışık için yapacağım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın