kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Şubat 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Dış siyasetteki hataların faturası mutlaka çıkar mı?

Genellikle kabul edilen bir söyleme göre biz gazeteciler "tarihin taslağı"nı yazarız.
Ancak her gazetecinin taslağı farklı bir tarih anlayışını yansıtır.
Neticede tarihçiler de bu taslaklardan bazılarını benimserler.
Yani tam tarafsız, gerçekleri yüzde yüz yansıtan bir günlük gazete olmadığı gibi, böyle bir tarih de galiba yoktur.
Olayların içindeki ve hatta olayları yönlendiren insanlar bile, yaşadıkları geçmişin tahlilini yapmakta zorlanırlar.
1970'li yıllarda rahmetli Cumhurbaşkanı Celal Bayar'la 27 Mayıs askeri darbesini ve bu darbenin nedenlerini konuşurken, Bayar kendince bir neden gösterirdi hep.
- Biz Türkiye'yi 1952'de NATO'ya üye yaptığımız için komünistler 27 Mayıs 1960 darbesini hazırladılar, derdi.
Oysa o dönem tarihinin bir bölüm taslağına bakarsanız, dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in Sovyetler Birliği'ni ziyaret edeceği açıklandıktan sonra Türkiye'de siyasi istikrarsızlık tırmandırılmış ve 27 Mayıs askeri rejimine Amerika hem maddi hem manevi destek vermiştir.

Demirel'in
deneyimleri
Davos'ta Erdoğan ile Peres'i karşı karşıya getiren olaylı açık oturum hakkında eski Cumhurbaşkanı Demirel'in söylediklerini okurken, aynı pencereden tarihe bakmak gereğini hissettim.
Demirel bu konuda şöyle konuşmuş:
- Diplomasi devamlılık ister, kesintiyi kaldırmaz. Diplomasi, kavga etmemek için vardır. Hadiseleri, diplomasiyle çözmeye oturduğunuz zaman sabır ister. Uluslararası meselelerde birtakım faturalar çıkar. Bu faturaların nerede, ne zaman, nasıl çıktığının çok farkına varamazsınız. Umalım ki, böyle bir hadise Türkiye'nin zararına olmasın. Bu çeşit meseleleri olmamış saymak mümkün değildir. Umalım ki olmamış sayılsın.
Demirel'in yoğun siyasal yaşamına baktığınız zaman iki askeri darbe ile devrilmesini de hemen görürsünüz.
Bunlardan ilki olan 12 Mart 1971 darbesinin nedenlerini, Demirel'in Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, İsmail Cem'e "CIA altımızı oydu" diyerek Amerika'ya bağlamıştı. (İsmail Cem, Tarih Açısından 12 Mart, Cem Yayınları)
Çağlayangil "Amerikalılar bizden gayrı memnundular" dedikten sonra, afyon ekiminden, Suriye'ye Sovyet uçaklarının Türk hava sahasını kullanarak geçmesinden falan söz ediyordu.
12 Mart darbesi ertesinde kurulan Nihat Erim Hükümeti'nin afyon ekimini hemen yasaklaması, acaba Çağlayangil'i doğrulayan bir olgu olarak alınabilir mi?
Bunun gibi Demirel'in ikinci devrilişine sebep olan 12 Eylül 1980 darbesi ertesindeki ilk icraatın "Rogers Planı" nın kabulü olması da, Demirel'in belleğindeki "Uluslararası meselelerde birtakım faturalar çıkar. Bu faturaların nerede, ne zaman, nasıl çıktığının çok farkına varamazsınız" bilgisinin bir diğer kaynağı olamaz mı?
Başbakan Erdoğan'ın İsrail Cumhurbaşkanı Peres'e Davos'ta rest çekmesinin ve Türkiye'nin Hamas'a yakın görünmesinin faturası konusunda kötümser yorumlar yapanların bu ve benzer deneyimleri hatırladıkları söylenebilir.

Faturalar ve tutarsızlıklar
Bu faturayı hesaplamak yerine, siyasi tutarlılık açısından Başbakan Erdoğan'ın bundan sonra yapması gerekenler üzerinde düşünce üretmekten yanayım.
Örneğin Hamas'ı uzlaşmacılığa ve şiddetten uzaklaşmaya yönlendirecek bir etkisi varsa Başbakan Erdoğan bunu mutlaka kullanmalıdır.
Bir de dünkü Radikal'de Altan Öymen'in işaret ettiği nokta mutlaka dikkate alınmalıdır.
Altan Öymen şöyle diyordu:
- "Seçim kazanmıştır. Meclis'e girmiştir" gerekçesiyle, terör listelerindeki Hamas'la da görüşmekte bir sakınca görmeyen, üstelik o görüşmeleri herkese tavsiye eden ve o tutumunda üç yıldan beri ısrar eden Başbakan Erdoğan; o terör listeleriyle hiç ilgisi olmayan, yasal bir siyasi parti olarak Meclis'te yer alan DTP ile görüşmeyi, nasıl olup da reddedebiliyor?.. Hamas'a da, "Terörle ilgili şöyle şöyle konuşmalısın" diye formüller sundu da, Hamas o formülleri okudu mu ki, Hamas'çılarla temasını üç yıldan beri sürdürüyor?
Başbakan'ın bu çelişkiye de bir açıklama getirmesinde fayda var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın