kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Bekir Kalyoncu esrarı

İbrahim Şahin, ifadesinde, Korgeneral Bekir Kalyoncu 'nun yeni oluşturulacak bir birimin müsteşarlığını kendisine vaad ettiğini söyledi. İbrahim Şahin mahkûmiyet aldığı için, polislik görevine bile geri dönemedi. Nasıl müsteşar olacaktı? Acaba, "mesai arkadaşlarına"(!) bir işaret mi veriyor?
Öte yandan, Bekir Kalyoncu ismine daha önce rastladığımızı arşivler bize hatırlatıyor.
18 Temmuz 2008'de Akşam, bir belge yayınladı ve Hava Harp Okulu ve Harp Akademisi bünyesinde örgütlenen "karargâh evleri" den söz etti. Habere göre, 2005'te MİT, karargâh evleriyle ilgili bir bilgiyi Genelkurmay'a iletmişti: "Hava Kuvvetleri'nde illegal örgütlenme mevcuttur. 6'sı kurmay albay, 20'den fazla subay, askeri öğrenci ve sivil memur bu yapılanmada yer almaktadır." Doğu Perinçek'in gözaltına alındığı 23 Mart 2008'de İşçi Partisi'nin binasına düzenlenen baskında bu MİT belgesi ele geçmişti. "İşçi Partisi/Karargâh evleri" başlığını taşıyan belgeye göre, İşçi Partisi ve Alevi kesimin yanı sıra bazı TSK mensupları ve sivil memurların katılımıyla, emperyalistlerle, cumhuriyet karşıtları ve yıkıcılarla mücadele amaçlı bir harekât başlatılmıştı. Karargâh evleri adı altında çekirdek kadrolar oluşturulmuştu.
İşte 10. dalgada yakalanan Albay Cengiz Köylü, karargâh evleri oluşumunun tepe noktasında yer alıyordu.
Öte yandan, 9 Temmuz 2008'de, Savcı Zekeriya Öz, Genelkurmay Başkanlığı'na 4 paşa ve bir albayın ismini bildirdi: 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Bekir Kalyoncu, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Ali Feyyaz Öğütçü, Tümamiral Ali Deniz Kutluk, Tuğamiral Cem Gürdeniz, Albay Serdar Okan Kırçiçek.
Bu isimler, Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan kişilerin ifadeleri ve savcılıkta bulunan kanıtlar doğrultusunda belirlenmişti.
Bakalım İbrahim Şahin, Korgeneral Bekir Kalyoncu ile ilişkisini ispat edebilecek mi? Genelkurmay Başkanlığı, Savcı Öz'ün gönderdiği belge üzerine bir soruşturma başlattı mı? Doğrusu merak ediyorum.
Herkesin cevap aradığı iki soru daha var:
1) Gerek Şahin, gerek yarbay Mustafa Dönmez, evlerinde niçin cephaneliğin yerini gösteren kroki taşıyorlardı? Bunun âdetten olup olmadığına ancak askerler cevap verebilir.
2) Kimine göre, hatta bu iddianın sahiplerinden biri de eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, "ortaya çıkan malzemeler, işgal halinde devletin kullanacağı silâhlar olabilirmiş." Devlet niçin silâhları yere gömsün? Sahi kim "devlet" dediğimiz?