kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Her örtülü operasyon 'Ergenekon' değildir

Tuncay Güney'in, Ergenekon hakkındaki 2001 tarihli görüntülü ifadeleri, dün TV'lerde deprem etkisi yaptı. Bu ifadeleri değerlendirirken bazı noktaları unutmamak gerek:
1) Tuncay Güney askerli sivilli, dallı budaklı bir örgütlenmenin küçük bir parçasıydı.
Söylediklerinin bir kısmı doğru, bir kısmı yanlış, bir kısmı yönlendirme amaçlı olabilir.
Ayrıca bu ifadelerin sadece sekiz yıl önce değil, aynı zamanda
2002'deki AKP iktidarından da önce alındığını unutmamak şart.
Çünkü bilhassa 2003'ten sonra ifadelerde yer almayan çok acayip işler oldu Türkiye'de. Birkaç tanesini sayalım:
* Mayıs 2003'te Cumhuriyet gazetesinin Gençız şeklindeki manşeti, ordu içindeki itişmeyi ortaya koydu.
* 2004'te iki darbe atlattığımızı Nokta
dergisinin yayınları sayesinde öğrendik.
* Mayıs 2006'da Cumhuriyet gazetesine bomba atıldı, ardında da kanlı Danıştay baskını yapıldı.
* Ocak 2007'de Hrant Dink öldürüldü.
* Cumhurbaşkanı seçimini engellemek için 367 hokkabazlığı icat edildi.
* Cumhuriyet mitingleri ile darbe ortamı yaratılmaya çalışıldı.
* 27 Nisan 2007'de elektronik muhtıra denilen bir bildiri yayınlandı.
* İstanbul'da ve Eskişehir'de, Ergenekon cephaneliklerinin yakalanmasıyla baş döndürücü bir süreç başladı.
* 2008'de iktidar partisi kapatılmaktan zar zor kurtuldu.
2) Tuncay Güney'in söylediklerinin ne anlama geldiğini kavramaya çalışırken, mutlaka yapılması gereken bir ayrım var:
Hoşlanalım ya da hoşlanmayalım, hemen her devlette olduğu gibi Türkiye'de de derin denilen bir gölge örgütlenme bulunuyor.
Önemli olan bu örgütün nasıl ve hangi amaca göre kullanıldığıdır.
a) Bu gölge örgüt, Cumhurbaşkanının, Başbakanın ve Genelkurmay Başkanı'nın görüş ve bilgileri dahilinde hareket ediyorsa başka...
b) Bugün Ergenekon olayında gördüğümüz gibi iktidarın aracı olarak değil, birileri tarafından iktidarı ele geçirmek için kullanılıyorsa başkadır.
Örneğin, 1990'lı yıllarda yerli Hizbullah'ın PKK'ya karşı kullanılması bir devlet kararıdır.
Bilançosu korkunç olsa da, meşru iktidar tarafından yürürlüğe konmuştu.
O kararı uygulayanlar arasında günümüzün Ergenekoncularının bulunması, olaya Ergenekon damgasını vurmaz.
Bu tip ayrımlar yapmadan olup biteni anlamak mümkün değildir.