kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Oscar’ı zorlayan Üç Maymun Fransa’da da gösterimde.

Üç Maymun'un Oscar rakiplerini tanıyalım

ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR SİNEMA
14.01.2009
Oscar'a iyice yaklaşan Üç Maymun'un sekiz rakibi de, Ceylan'ın filmi gibi bireyi sıkıştıran toplumsal meselelere göbekten bağlı. Dokuz film de, suç ve ceza konusunda dön dolaş olayı vicdana havale ediyor..
Önde insanlık dramları ve halleri, arka planda memleketin vahim hali ve ahvali; 81'inci Oscar Ödülleri yabancı film adaylarında ilk elemeyi geçen dokuz filmin yedisinde genel manzara böyle. Nuri Bilge Ceylan'ın, toplam 65 film arasından sıyrılıp bu listeye girme başarısını gösteren Üç Maymun'u bir melodram yapan öğelerden biri olarak vicdani seçimler, nasıl ki bireyi sıkıştıran toplumsal meselelerle göbekten bağlıysa, rakibi olan filmler de benzer şekilde. Yani, filmler anlattıkları dönemlerin sosyal çalkantılarından bağımsız değil. Peki, 22 Ocak'ta açıklanacak beş filmlik Oscar adayları listesine kimler girebilir? Radikal seçimlerden uzak duran ve ana akım sinemasına meyleden Akademi üyelerinin tercihi elbette kesin olarak bilinmese de Üç Maymun gibi öykülere alternatif olarak taze Altın Küre'li İsrail yapımı Beşir'le Vals savaş karşıtı mesajıyla adaylar arasında kendini ayrı bir açıyor.

SINIF İDDİALI
Ne de olsa Hollywood liberalllerinin de pek sevdiği 'siyaseten doğruculuk' söylemiyle pek örtüşüyor. Londra Film Festivali'nde görüştüğümüz yönetmen Ari Folman, Ortadoğu'daki 60 yıllık açmazı, 1982 Lübnan savaşıyla anlatmayı konu etrafında dolanmak olarak görmediğini söylemiş ve "Maalesef bu film zamansız bir film değil. İsrail ordusunun varlığını sorgularken kendi askerlik deneyimlerden yararlandım ama, filmin herkes için terapi olmasını umuyorum," demişti. Bir dönemki sömürge ülkeleriyle olan sorunlarıyla yüzleşmek konusunda ayak süren Fransa ise, Altın Palmiyeli Sınıf ile Oscar yarışında gayet iddialı. Japon filmi Departures'a bakarsak, kırsala dönen bir çellistin cenaze evinde iş bulmasıyla ritüele dönüşen ölüm ve bu dünya yüzleşmesi duygusal ve oryantalist izleyiciyi baştan çıkarabilir. Aynı şekilde Kanada filmi The Necessities of Life kıtanın yerlileri ve beyaz nüfus arasında kurduğu kültür köprüsüyle Hollywood duygusallığına sesleniyor. 1930'lardaki iç savaşı arka plana alarak bir aşk hikayesi anlatan Meksika melodraması Tear This Heart Out da bir yana, işçi bir kadın figürünü öne çıkaran İsveç filmi Everlasting Moments'ın yönetmeni Jan Troell'in istikrarla sürdüğü eski moda anlatımı, Oscar üyelerine çekici gelebilir. Bu yılın adayları suç ve ceza meselesinde dön dolaş olayı vicdana havale ediyorlar. Ukraynalı bir fahişe ile sevgilisinin soygun girişimini anlatan Avusturya yapımı Revanche da bunlardan birisi. Alman filmi Der Baader Meinhof Komplex az sayıdaki politik filmler arasında. Ancak film aksiyona zaafı ve klişlere olan düşkünlüğüyle yetersiz kalıyor.