kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Ocak 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Hesap sormadan tam çözüm olmaz

TRT 6'nın yayına geçmesi zengin anlamlara sahip bir olay. Bunlardan biri şu: İşte gördüğünüz ve duyduğunuz gibi, Kürtçe yayın yapılıyor (hem de devlet eliyle, Başbakanın açılış konuşmasıyla) ama memleket elden gitmiyor.
Hani böyle bir şey mümkün değildi? Hani batacaktık? Hani bölünecektik? Hani çatışma çıkacaktı?

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı geçenlerde ' Kürt Sorununun Çözümüne Dair Bir Yol Haritası: Bölgeden Hükümete Öneriler' başlıklı bir rapor yayınladı.
Raporda, avukat, öğretim üyesi, dernek başkanı, siyasetçi Kürtler, sorunun çözümü için siyasetten ticarete, turizmden kültüre hükümetin neler yapması gerektiğini anlatılıyor.
Bence raporun vurgulamadığı bir nokta daha var: ' Geçmişle hesaplaşma'.
Konuyu açmadan önce bir iki noktaya daha değinelim.
Cumhuriyet, daha baştan, Kürt sorununu körükleyecek bir mantıkla kurulmuştu.
" Atatürk sağ olsaydı, PKK olmazdı " diyenlere kanmayın. Çünkü Atatürk döneminde sürüyle Kürt isyanı çıkmıştı.
Vurmak, öldürmek, kesmek, hapsetmek, işkence etmek; toplumsal bir sorunu ' çözmek' değildir.
' Çözüm' ancak konuşarak, dertlere derman arayarak, hakları genişleterek ulaşılan bir sonuçtur.
Yani 'çözüm', mantığı gereği demokratiktir. (' Demokratik çözüm' ibaresini, bu niteliğin altını çizmek için kullanıyoruz.)
Demokratik çözüm talebi 1980'li yıllarda başladı. Yani TRT 6, yirmi yıl önce kurulabilir, saçma sapan yasaklar çoktan kaldırılabilirdi.
Ancak demokratikbarışçıl çözüm, şiddet yanlısı şahinler tarafından sistematik biçimde engellendi.
Sonuçta ' 30 bin ölü' verildi, ' 1 trilyon dolar' da sokağa atıldı.
Bunun hesabını kim verecek?
İşte TESEV raporu bu noktayı vurgulamıyor. Demokratik çözüm talebini ezenleri yargılamadan tam bir çözüm olmaz. Çünkü bunu dayatanlar aramızdalar ve hâlâ doğru yaptıklarını iddia ediyor, işledikleri suçları savunuyorlar.
Not: Sadece bürokratları ve siyasetçileri eleştirdiğimi sanmayın, ' örgüt sorumluları' da buna dahildir.