kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

Ne olacak bu sarışınların hali!

Fıkra işte!
On binlerce sarışın meydanda toplanmış.
Liderleri kürsüden seslenmiş: " Sarışın kadınların aptal olmadığını kanıtlamak için toplandık. Şimdi aranızdan bir gönüllüyü buraya alabilir miyim?"
İçlerinden biri kendinden emin adımlarla kürsüye gelmiş.
Lider soruyu yöneltmiş: "15 artı 15 ne eder?"
Gönüllü yanıtlamış: "18."
Kalabalık uğradığı hayal kırıklığını üzerinden atıp bağırmaya başlamış: " Bir şans daha ver, bir şans daha ver!"
Bu kez soru şöyle gelmiş: 5'le 5'i topla, ne çıkar?"
Cevap: "80."
Kimse "yuh" çekmemiş, yine " bir şans daha ver diye bağırmışlar.
Bunun üzerine lider iyice basit bir soru sormayı tercih etmiş: "2, 2 daha ne eder?"
Gönüllü kadın gözlerini kapatıp şöyle bir içini çekmiş, sonra cevaplamış: "4"
Kalabalık hiç durmadan bağırmaya başlamış: " Bir şans daha ver, bir şans daha ver..."
Mehmet Ali Erbil, 50 Sarışın Kızla adlı yeni bir yarışma yapıyor ve oradaki kızlar hiçbir şeyi bilmiyor, hiçbir problemi çözemiyorlar ya...
" Aptal sarışın " tartışmaları yine alevleniverdi.
Malum "aptal sarışın" efsanesi çok köklü ve dallı budaklıdır.
Bazıları bu efsanenin köklerini Roma İmparatorluğu'nun son dönemlerine dayandırırlar.
İmparatorluk kuzeyden gelen Germen akınlarına sınır boylarında direnmeye çalışırken, başkentteki kadınlar Germenler gibi saçlarının rengini açmaya başlamışlar. İmparatorluk kurumları bu modaya fena bozulmuş. Yönetime yakın filozoflar, şairler ve tarihçilere " beyaz kafalı kadınların ciddi meselelere aklının ermediği "ni yayma görevi verilmiş!
Ne olmuş sonunda?
Hem devletin " aptal sarışın " tezi yerleşip yayılmış hem de halkın boyama sarışınlığı...
Şurası gerçek ki, sarışınlığın toplum içindeki popüler ve kültürel çekiciliği doğal sarışınlık üzerine kurulu değil. Sarışınlıktan çok sarı saçlardan söz etmek gerekiyor bu bakımdan.
Lady Diana doğal sarışın değildi . Ama kim onun gerçekte koyu kumral biri olduğunu tahmin edebilir?
Erbil'in programını izleyen bizim "yakından kumanda"mız Yüksel de (Altuğ) "bu yarışmadan sonra tüm sarışınlar saçlarını siyaha boyatacak" iddiasında bulundu geçen gün...
Tamam, diyelim ki saçlarını siyaha boyayınca " aptal sarışınlık "tan kurtulmuş olacaklarını sanacaklar!
Peki o zaman eskisi kadar dikkat çekmemeyi içlerine sindirebilecekler mi acaba?
Sarı öyle bir renk çünkü...
45 yıl tam bir karanlık içinde yaşamış, daha sonra geçirdiği ameliyatla gözleri açılmış bir adam düşünün...
Ünlü nörolog Dr. Oliver Sacks 'ın Oklahomalı hastası böyle biriydi.
Dünyayı, insanları, eşyaları ilk kez görmeye başlayan adama bir süre sonra sordular: En çok neyi sevdin, neden hoşlandın?
"Sarı renkli okul otobüslerini" dedi adam...
"Sarışının adı var" dedikleri şeyin kaynağı bu olsa gerek! Görüyorsun ve hemen çarpılıyorsun!
"Esmerin tadı"na gelince...
O apayrı bir konu, şimdi hiç girmeyelim!