kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

Eksi bir yıl daha

Kendi seçmediğimiz bir ülkenin bir kentinde dünyaya gelip o ülkenin diline, inancına, toprağına sahip çıkıyoruz.
Çoğumuz çok rahatlıkla seçimini yapamadığımız eğitimleri alıp bazen tesadüfi seçtiğimiz işleri yapıyoruz.
Yine çoğumuz evlenip çoluk çocuğa karışıp onların daha iyi bir hayat yaşaması, daha iyi bir eğitim alması için seferber oluyoruz.
Hedefimiz daha iyi bir ev, daha iyi bir araba oluyor elbette, belki de daha pahalı giysiler.
Bunun için yaptığımız işe dört elle sarılıyoruz, günlerimizin çoğu orada geçiyor. Çocuklarımız ve eşlerimizden çok çalışma arkadaşlarımızla birlikte oluyoruz.
Bir koşturmacadır gidiyor.
Böyle böyle seneler devrilip gidiyor.
Her biten seneye veda ederken, yenisini coşkuyla kutluyoruz. Bu coşkuda elbette yeni bir yılı daha görmüş olmanın mutluluğu var.
Ama bir yılı daha eksiltmiş olmanın hüznü fazla yok.
Aslında hepimiz bir ülkeye, bir kente, bir mahalleye, bir işe ömür boyu hüküm giymiş insanlarız.
Cezamız doğumla başlıyor, her geçen yıl müebbetten bir gün daha eksiliyor.

Sevindiğimiz şey sonun yaklaşıyor olması gerçekte. Bu arada dilimize, dinimize, ırkımıza göre birbirimizi kırıp geçiriyoruz.
Gerek günlük yaşamlarımızda bireysel olarak, gerek topluca...
Bu bitmeyecek bir ceza gibi görünüyor ilk başlarda, ama seneler birbiri ardına devrilip gidiyor. İşte şimdi 2009.
Yeni bir yıl, yeni bir heyecan.
O da göz açıp kapayıncaya kadar geçecek.
Sonra, yaşasın 2010.