kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Aralık 2008, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Annesini öldüren Başak'a müebbet hapis

Giriş Saati : 30.12.2008 14:09
Güncelleme : 30.12.2008 19:48
Yeni Haber
Prof. Dr. Ayşe Olcay Tiryaki'yi öldürmek suçundan ''müebbet hapis'' cezasına çarptırılan kızı Başak Aydıntuğ, ''Böyle bir olayı nasıl yapabildiğimi bilmiyorum. Ömür boyu pişman olacağım'' dedi.

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına, tutuklu sanık Aydıntuğ, avukatları Bülent Akçemete, Onur Aksu ve Gözde Çağlayan ile Tiryaki'nin annesi Naciye Lütfiye Kalabay'ın avukatı İsmail Aydos katıldı.
Duruşmada, Başak Aydıntuğ'un avukatlarının talebi doğrultusunda, babaannesi Sabahat Aydıntuğ, babasının sekreteri Rukiye Binbaşaran ile babasının amcasının oğlu Yavuz Aydıntuğ savunma tanığı olarak dinlenildi.

Babaanne Sabahat Aydıntuğ, Ayşe Olcay Tiryaki'nin, kızını devamlı aşağıladığını ve kızıyla yeterince ilgilenmediğini öne sürerek, ''Tıp Fakültesinde Dekan Yardımcısı oldu. Paneller, seminerler, hastalar derken, çocukla ilgilenmiyordu'' diye konuştu. Sabahat Aydıntuğ, torunuyla daha çok, eşinin ve kendisinin ilgilendiğini ifade etti.
Yavuz Aydıntuğ ise Ayşe Olcay Tiryaki'nin ''hırslı ve zor bir kadın'' olduğunu söyledi.

Rukiye Binbaşaran da ''Başak Aydıntuğ'u sakin yapılı'' biri olarak bildiğini anlatarak, ''Herkes Olcay Hanımdan çok çekinirdi'' dedi.
Duruşmada, Başak Aydıntuğ, 17 sayfalık yazılı savunmasını verdi.
Avukatları da müvekkilinin olaydan önceki süreçte kullandığı antidepresanın ''saldırganlık ve öfkeye'' yol açtığının yurt dışındaki araştırmalarda tespit edildiğini içeren dilekçeyi mahkemeye sundu ve bu yönden soruşturmanın genişletilmesini istedi.

Mahkeme Heyeti, sanık avukatlarının bu taleplerini reddetti.
Müdahil olarak duruşmaya katılan Tiryaki'nin annesi Kalabay'ın avukatı Aydos ise hiçbir indirim uygulanmadan Başak Aydıntuğ'un cezalandırılmasını talep etti.

ESAS HAKKINDAKİ SAVUNMALAR

Bunun üzerine, esas hakkındaki savunmalarını yapan sanık avukatlarından Bülent Akçamete, müvekkilinin akıl sağlığının yerinde olduğuna ilişkin İstanbul Adli Tıp Kurumu raporunun ''basmakalıp'' olduğunu söyledi.
Toplam 11 sayfa olan raporun büyük bölümünün dosyanın özeti olduğunu ifade eden Akçamete, ''Raporun, son sayfasındaki 7 satırı Adli Tıpla ilgili. Sanığın kullandığı ilaçların olaya etkisine dair hiçbir şey yok. Bir asistanın hazırladığı rapora, birçok kişi imza atmış'' diye konuştu.

Duruşmalarda yargılama süreçlerine uyulmadığını savunan Akçamete, henüz soruşturmanın genişletilmesi talebini mahkemeye sunmadan, Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki görüşünü verdiğini kaydetti.
Müvekkilinin, annesi tarafından sürekli aşağılandığını, hakarete uğradığını anlatan Akçamete, şunları söyledi:

''Bilimsel olarak, bir kişinin sürekli aşağılanması, hakarete uğraması, ailesi ve arkadaşlarını görmesinin engellenmesi de şiddettir. Bunları dikkate almadan, olayı bir gecedeki eylemlerin sonucu olarak değerlendirmek yanlış. Maktülenin geçmişte intihara teşebbüs etmesi, rahatsızlık belirtisidir. Bu ruh halindeki biri, sağlıklı bir insan yetiştirebilir mi?''
Akçamete, karar verilirken, tahrik hükümlerinin uygulanmasını ve müvekkilinin duruşmalardaki iyi halinin göz önünde bulundurulmasını istedi.
Başak Aydıntuğ, avukatlarının savunmalarına katıldığını bildirdi. Aydıntuğ, daha sonra, esas hakkındaki savunması için mahkemeye yazılı sunduğu dilekçenin son paragrafını okudu.

''ÇOK PİŞMANIM''

Cezaevinde, geçmişini gözden geçirme imkanı bulduğunu kaydeden Aydıntuğ, annesiyle arasında ne geçerse geçsin, onu sevdiğini ifade etti. ''Annesini kendisi kadar özleyecek bir insan daha olamayacağını bildiğini'' dile getiren Aydıntuğ, ''Böyle bir olayı nasıl yapabildiğimi bilmiyorum. Ömür boyu pişman olacağım'' dedi.

Olaydan kendisinin sorumlu olduğunu söyleyen Aydıntuğ, ''Temeli sağlam bir ev olmak istiyordum. Beni gökdelen olmaya zorladılar. Görünürde üç evin tek kızıydım ama bir tane bile 'Yuvam' diyebileceğim evim olamadı. Böylece iki arada bir derede kıvrandım durdum. Şimdi, bütün hayatım boyunca vicdanlı davranmış olmanın cezasını çekiyorum. Çok pişmanım'' diye konuştu.

MÜEBBET HAPİS

Mahkeme Heyeti, Aydıntuğ'un, Türk Ceza Kanunu'nun ''Üst soy veya alt soydan birine ya da eş ve kardeşi kasten öldürme'' suçunu düzenleyen 82/1 (d) maddesi uyarınca ''ağırlaştırılmış müebbet hapis'' cezasına çarptırıldığını ancak duruşmalardaki iyi hali nedeniyle cezasının ''müebbet hapse'' çevrildiğini açıkladı.

Cumhuriyet Savcısı Hatice Çetin de esas hakkındaki görüşünde, Aydıntuğ'un, ''Üst soy veya alt soydan birini ya da eş ve kardeşi kasten öldürme'' suçunu düzenleyen 82/1 (d) maddesi uyarınca ''ağırlaştırılmış müebbet hapis'' cezasına çarptırılmasını istemişti.

AA