kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Aralık 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Pazarlama dehası bakıcılar

İLKNUR K.AKMAN
27.11.2008
Çocuklar ne ister? Sevgi ve ilgi. İlgi dediysem öyle çok büyük özverilerde bulunmanızı gerektirecek kadar değil. Onlarla oynayın, konuşun, biraz şarkı söyleyip biraz da masal anlatın yeter.
Eh iki-üç lokma yiyecek de verirsiniz; bu da o kadar zor olmaz. Hatta keyifleri çok yerindeyse açlıklarını bile unuturlar, yeter ki onlarla iyi vakit geçirin...
Bu yüzden de görüşmeye çağırılan çocuk bakıcısı adaylarının "Ben bilmem kimlerin evinde çalıştım, üniversite bitirdim," vs. diye kendilerini taçlandırmalarını anlamsız buluyorum. Hangi ünlü ya da sosyetik ailenin evinde çalıştığınız beni ilgilendirmez, siz çocuk sever misiniz, onun dilinden anlar mısınız onu söyleyin lütfen! Doğrusu ben bu konuda çok dertliyim, çevremdeki pek çok arkadaşım da.
Hepsinin öncelikle istediği, çocuğunu emanet edeceği, kendisi yokken onunla mutlu ve güzel vakit geçirebileceğinden emin olabileceği bir insanla çalışmak.
Yoksa daha önce filanca ünlü ailenin yanında çalışırmış, evi çok iyi çekip çevirirmiş, yemek pişirmekte üstüne yokmuş... Ama iş çocuğa bakmaya gelince! Oysa diğer marifetler birçok annenin umurunda bile değil. Çocuk mutsuzsa yemeği ne yapacak? Onu yiyecek iştahı kalmaz ki zaten. Tabii bu arada elini soğuk sudan sıcak suya sokmayan bakıcılar da var. Güya çok iyi çocuk baktığı için, kendinde evin hanımı gibi ya da çocuğun annesi gibi davranma hakkını görenler... Bir arkadaşım bakıcının, evdeki temizlikçi odasını geç topluyor diye kendisine şikayette bulunmasından söz etmişti bana.
Üstelik bakıcı, arkadaşımın "Lütfen onu şöyle yapmayalım," dediği şeylere "Ben doğrusunu bilirim, sonra bana teşekkür edersiniz. Şimdiye kadar anneler bana hep teşekkür etmiştir," diyerek itiraz ediyordu.
Bir başka hikaye ise pedagoji öğrenimi de görmüş genç bir bakıcının, gece iyi uyuyamadığı gerekçesiyle ertesi günü kendisine tatil ilan etmesiyle ilgili. Anne, gece bebeği emzirmek için kalktığında doğal olarak evde bir hareketlilik oluyor ve bakıcının uykusu kaçıyormuş (Bakıcının bebeğin yanında kaldığını sanmayın; ayrı odası var). Böyle hareketli günlerin ertesinde de dinlenmek istermiş...
Bunun gibi daha ne öyküler! Son dönemin bir trendi de piyasa kızıştırmak.
Aralarında bir ağ oluşturan kimi çocuk bakıcıları maaşlarını yükseltebilmek için şöyle bir taktik uyguluyorlar. Siz ön görüşmede "Ne kadar ücret istersiniz?" diye sorduğunuzda "Daha önce 4000 YTL'ye çalışıyordum," diyor ama sonra gerçek ortaya çıkıyor ki aslında en son işinden aldığı para 1500 YTL. Sözüm ona böylelikle piyasayı yükseltecekler. Tuttu tuttu, tutmadı "Peki madem rakam sizin için çok, 2000 liraya geleyim bari," diyerek size 'büyük indirim'de bulunmuş oluyorlar. Tabii siz de kandırılmışlığınızla kalıyorsunuz...
Tavsiyem, siz siz olun lütfen çocuğunuza bakıcı seçerken ne beklediğiniz konusunda net olun ve acele etmeyin. Hatta birer pazarlama dehasına dönüşmüş bakıcıları daha yakından tanımak için önce deneme süresi koyun. Sonra ağlayan siz olmayasınız!