kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Bond, öldürülen sevgilisinin intikamını alıyor.

Bond iyi. Film biraz tökezliyor...

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
06.11.2008
Bond dönüyor. Asıl dönüşünü zaten 2006 yılında Casino Royale'le yapmıştı; yeni bir atmosfer, farklı ve daha hızlı bir ritm, yerini daha çok şiddete bırakmış gözüken İngiliz mizahının yok olma derecesinde azalması ve de yeni, çok farklı bir bir Bond.
Asık suratlı sokak çocuğu havası ve adaleli bedeniyle, artık sevişmekten kavgaya vakit bulamayan tembelleşmiş eski Bond'ların pabucunu dama atan ve her an tetikte duran Daniel Craig. Ama sonuç hiç fena olmadı, hem eleştirmenler, hem de seyirci sevdi. Ve işte devamı.
Malum, yazar Ian Fleming'in romanları tükendiği için, artık Bond dışardan taze destek alıyor. Yani Fleming'le ilgisi olmayan, ama romanlarını hatmetmiş yeni isimler oturup senaryoyu yazıyor. Ve her şey çağdaşlaştırılıyor. Hikâye olarak Casino Royale'in devamı olan ve her yerde orijiinal adıyla gösterime çıkan bu filmde, Bond geçen filmde öldürülen sevgilisi Vesper'ın intikamını almaya girişiyor. Olaylar onu bir terör örgütü ve onun kasası olan Le Chiffre adlı gizemli bir Fransızla karşılaştırıyor. Dev bir şirket, Bolivya'da geniş çöl arazilerine yatırım yapıyor. Bond ise değişmez amiri M'in uzaktan tele-kontrolu altında, intikamı değil asıl görevini yapmaya ve de gereksiz yere adam öldürüp majestelerinin hükümetinin başına dert açmaktan vazgeçirmeye çağrılıyor. Daha ünlü jenerik-öncesi filmde, bu yeni tavır hissediliyor. O bölümler başlı başına bir mini-film gibi olurdu. Bu filmdeyse sadece bir teknik gösteri: Bir çarpışan arabalar senfonisi.... Film de öyle.
Hikâye artık pek önemli değil, zaten izlenemiyor da... Yer yer etkili akrobasi sahneleri var, ama hizmet ettikleri gerçek bir gerilim yok. Aksiyon sahneleriyse son dönemin modası olarak öylesine hızlı bir kurguyla anlatılıyor ki, bir kez daha adam gibi izlemek olanaksızlaşıyor. İyi yönetmen Marc Forster efsanenin ve üstün-yapım koşullarının altında ezilmiş.
Geriye enfes bir jenerik, Alicia Keys imzalı güzel bir şarkı, antolojilere girecek kimi çekimler (örneğin uçak ya da yangın sahneleri) ve Ukraynalı güzel ve yetenekli oyuncu, Hülya Avşar ve Sophie Marceau karması Olga Kurylenko'yu keşfetmenin zevki kalıyor. Bir de Daniel Craig'in her zamanki insan ve inandırıcı Bond'u.
Bu kadarı yeter diyorsanız...

QUANTUM OF SOLACE * *
Yönetmen: Marc Forster Senaryo: Neal Purvis, Robert Wade, Paul Haggis Görüntü: Roberto Schaefer Müzik: David Arnold Oyuncular: Daniel Craig, Mathieu Amalric, Judi Dench, Olga Kurylenko, Rachel McDowall, Giancarlo Giannini, Jeffrey Wright/ Warner bros filmi.